Suyu nereden? "Elimde, AP'lilerin herkese salık verdikleri, nizme ve Komünistlere Karşı Türk Basını" derlenmiş toplanmış, çeşitli kelime o canbazlıkları ile gerçekler tahrif edilerek, sözd Türkiyedeki komü- nistler halka tanıtılıyor! Bu arada, suçlanmak isteni- len kimselerin yazılarından da maksatlı şekilde bazı cümleler veya tek bir cümle alınıp, bu cümlenin bazı kelimeleri de atlanarak, sözde iddia ispat edilmeğe çalışılıyor. Böylece, AP'ye karşı olan her fikir ada- türlü mının, AP'nin karşısında olduğu bilinen her hamleci hareketle reformun komünizmle damgalan- masına özel bir çaba gösteriliyor. Bu yayının 8 fasikülündeki yazılara göre Türki- yede, Başbakanın bayram mesajını tenkit eden Üni- versite öğretim üyelerinden tutun da TRT'ye, Türki- yenin kalkınmasını bilimsel açıdan ele alıp reform istiyenlere, petrol dâvasına inananlara, nisttir. Tevetoğlular, Tekin Ererler, gazetesini sata- mayınca inançlarını satan dünkü Aydemirci, bugün- kü Demirelci Falih Rıfkı Ataylar, bu kitapların baş- muşlar, döktürüyorlar. Gerçi im- zalar, yazıların ne olabileceği hakkında insana yeter köşelerine oturtulm derecede bilgi veriyor ama, dayanamadım, şöyle, sayfaları çevirdim. İşte bu kitaplardan birkaç baş- lık: "Solcu Hocalar Üniversiteden uzaklaştırılmalı” "Komü- isim- li, yüzkarası yayının birkaç fasikülü var. Bilinen ga- zete ve dergilerde bilinen imzalarla çıkmış yazılar işçi hakları- na saygı duyanlara, hattâ arı dille yazıp-çizen, te- miz türkçe konuşan vatandaşa kadar herkes komü- rici teşkilâtı vardır", "Türkiyede hiçbir devirde irti- ca olmamıştır" vesair Yazılar başlıklardan da ilginç ve eğlenceli. Meselâ bir tanesi, bir takım anlamsız mani yanyana getirmiş, anlaşılmaz bir cümle muş, bunu, çok enayi kabul ettiği okuyucusuna arı Ee devriminin bir örneği olarak yutturmaya çalışıyor. Sonra da kı- saca "Bunu konuşmayın, çocuklarınız sizi anlamaz- lar. Çünkü dil reformunu komünistler çocuklarınız sizi anlamasınlar diye yapmışlardır" diyor. Evet, eğlenceli, eğlenceli ama, sayfaları çevirirken yine de içim ezildi. Temiz bir baskıyla yayınlanan bu kitaplar, bir takım besleme kişilerin elinde, beda- va olarak, ev ev dağıtılıyor, üstüne posta parası da eklenerek işyerlerine, okullara, telefon adreslerinden vatandaşlara gönderiliyor. Zaten bedava verilmediği takdirde fiyatı yalnızca | liradır. Kim yayımlıyor bu kitapları, kim paraları ödü- yor? İşte insanın içini ezen de bu! Fakir devletin büt- çesinden besleme derneklere beyhude yere para ve- rilmedi. Bunlar şimdiden yaz programlarını hazırla- mışlar, koltuklarında bu yüzkarası kitaplar, Anadolu turnesine çıkacaklar, sözde, komünizm aleyhinde pro- paganda diye AP'nin propagandasını yapacak, bu sa- yede gittikleri yerlerde devletin bütün imkânlarından faydalanacaklar. . Bir değirmen dönüyor, belli. Yalanı, iftirayı, geri- ciliği, cehaleti öğüterek dönüyor. Ama, bu değirme- nin suyu nereden? bunlar, Demireli tenkit eden hocalardır, "Solcu TRT İşte, bu ipsiz-sapsız yayınların üzerinde durul- lanetlendi", "Kızılcıkların tuhaf bildiris si", "Muhsin ması gerektiren başlıca mesele de zaten bu de- Ertuğrulun iç yüzü: baş rejisör, bir komünist uşağı oOğil m olmuştu", "Türkiyede Komünist Partisi ve bunun ha- Jale ANDAN ihtisas bürosu, çalışmaların köy olarak seçtiği e kö- nırlıdır. a şekilde çalışır, gö- bir n yardım isteğini ihtisa- heryerde kolaylıkla hedefe ulaşma- yünde metler Bürosu, Sosyal Hizmetler Derneği, Ankara sın yönelttiği yolda eza nkara Hastahanesi Gönüllüler grupu, Çocuk servisinde başarılı ça- lışmalara giriştikten sonra, diğer servislerde, özellikle Asabiyede Ode çok yararlı olmağa başlamıştır. Hastahaneye yardımcı olan Gelir Komitesi ise hastahanenin birçok ihtiyaçlarını karşılıyabilmek ama- cıyla işe koyulmuştur. Çünkü Gö- nüllüler, el attıkları her yerde, mâ- nevi alandaki çalışmaların, bir u- cuyla da olsa, maddeye dayandığını görmüşlerdir. Bilinçli çalışma Sosyal Hizmetler, bugün artık, bü- ması, devletin yardımıyla oyönetil- mesi şarttır. Yoksa, bazen, gönüllü çalışmalar fayda yerine zarar geti- rebilir veya sistemsizlik yüzünden, denizde damla niteliğinden öteye gi- demez. Bu itibarla ancak bilinçli bir çalışma programı ve kurulmuş 2 Temmuz 1966 sını sağlıyabilir. Ankara Hastahane- si Sosyal Hizmetler Bürosu, Sosyal Hizmetler Akademisini bitirmiş bir sosyal hizmet uzmanının yönetimin- dedir ve çalışmaları "hastahane içi", "hastahane dışı" olarak başlıca iki- ye ayırmıştır. Gönüllüler, hastaha- neden ayrılan hastaları da evlerinde bir süre izlemekte, onlarla irtibat kurmakta, ilâç, gıda vesair ihtiyaç- larını tespit ederek, onlara mümkün mertebe yakın kalmağa, yardımcı olmağa çalışmaktadırlar. Böylece, hastahanede verilen emeklerin, ço- gu zaman olduğu gibi dışarıda kısa süre içinde yok olup gitmesine el- den geldiğince engel olunmağa çalı- şılmaktadır. Ayrıca, hastahane dışı çalışması, halkın hastalıklara karşı bilgisini ve yardım ilgisini artıra- cak faaliyetlerin düzenlenmesiyle uygulanmakta, muhtelif derneklerle işbirliği yapılmakta, konferanslar verilmekte, konuşmalar, köy çalış- maları, sohbetler yapılmaktadır. Ankara Hastahanesinin kardeş Hastahanesi Gönüllüleri, Aile Plân- laması Derneği işbirliği yapmakta, Ankara Hastahanesinin açtığı Ço- cuk, Kadın ve Diş polikliniğinde bütün bu teşekküllerin işbirliği çok faydalı sonuçlar yermektedir. Gö- nüllüler ayrıca, hastaların aileleriy- le de ilgilenmekte, sosyal yardımlar- talıkları, leştirme yoluna götürmeye etmektedirler. Hastahanelere herşeyden önce bir ev havası verebilmek, modern hastahane anlayışının başında gelir. Bu ise, gönüllü çalışmalarının, sis- temji bir şekilde, koğuşlara ev ha- vasını getirebilmesine bağlıdır. Ço- cuk servisine bağlı oyun odasında küçük Sedat Alagöz, Sefahattin As- lan ve daha birçokları bu ev hava- sına kavuşmuşlardı, tedaviden en fazla istifade edecek bir ortam İ- çinde oldukları görülüyordu. gayret 31