2 Temmuz 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

2 Temmuz 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER yordu. Çardağın ön tarafına yerleş- tirilmiş olan kürsüde konuşan De mirel, bir ara şöyle haykırdı: "— İlgili arkadaşlardan bir ri- cam var!" Herkes, merak içinde, Demirelin ne söyliyeceğini bekliyordu. Demi- karardığı görüldü. Bir an sustuk- tan sonr "— Hayır, bu bir rica değil, tali- mattır! Fabrikanın 1969 Şubatında hizmete açılması için ilgili arkadaş- lara şimdi sizin huzurunuzda tali- mat veriyorum!" dedi. Fabrikanın bitiş tarihini Plânın tespit etmiş olduğu halk tarafından şağına gittim. Çiçek başağı göste- renlere de gittim, teşekkür ettim. Bunun hepsi bizim göğsümüzü ka- bartmıştır" diyerek girdi. Ardından, başını ve kollarını lü- zumsuz şekilde hareket ettirerek ve bazı kelimeleri yutarak şöyle konuş- tu: "— Yarın ne olacak endişeleri dağılmış, yerini yeni bir ümit ve heyecan almıştır. Girdiğimiz yeni dönemin herkes farkına varmalı- dır. Ne demiştir türk milleti? Mem- leketi benim içimden o çıkardığım kimseler idare edeceklerdir, demiş- tir. İşte türk milleti bunu demiştir. ve meyvalarını almaya başlamış- Demirel bilinmediği için, Demirelin bu söz- leri topluluğun alkışıyla karşılandı. Demirel, alkışlara, sağ elinde tuttu- g&u siya şapkasını sallıyarak mu- kabele ediyor, düşmemek için de kürsüyü sol eliyle sıkıca kavrıyor- du. Törenin havası istediği şekle bürünmüştü. Şimdi artık, nurlu u- fukları müjdeleyebilirdi. Söze: "— Vatandaşlarımız büyük bir gayret içindedirler. Bugün geçtiği- miz yerlerde bunun türlü çeşitli nü- munelerini gördük. Yol boyunca ba- na buğday başağı gösterdiler. Çi- çek başağı da gösterdiler. Ben, çi- çek başağını bıraktım, buğday ba- 12 Yozgat gezisinde Lâf o furyam tır. Sonbaharda biri Akdenizde, bi- ri Karadenizde, en az Kütahya Güb- re Fabrikası büyüklüğünde iki gübre fabrikasının temelini ataca- Ğız. Yozgattan döndükten iki - üç gün sonra Ankara Çimento Fabri- kasının temelini atacağız. "Gübre" ile "kırat" imajım yan- yana getirenler, ince ince gülmek- ten kendilerini alamadılar. Demirel tam sözünü bitirmişti ki, bir Yozgatlının, avazı çıktığı ka- dar, "Bize de, bize de!" diye bağır- dığı duyuldu. Bunu, diğerlerinin çığlıkları izledi. Az önce muzaffer bir kumandan edasıyla konuşan AKİS Demirelin yüzü birden değişiverdi. Fakat havayı bozmak olmazdı, bir şeyler söylemek lâzımdı. Asılan su- ratını tatlılaştırmağa çalışarak, yarı şaka yarı ciddi bir tavırla: '— Elbette size 3e yapacağız" dedi. Bunun üzerine bir alkış daha koptu. Demirelin en çok dikkat ettiği husus, konuşmasında, temeli atılan fabrikanın ne fabrikası olduğundan mümkün olduğu kadar söz etme- meğe çalışmak oldu. Bunda da hak- lıydı. Müslüman bir başbakana, al- kollü içki fabrikası oOtemeli atmak yakışır mıydı!.. Bu yüzdendir ki Demirel, konuş- ması boyunca, Yozgat Bira Fabrika- sından sadece "Yozgat Fabrikası" diye söz etti, durdu. Hükümet Yozgat yolunda , AP Ma gazetelerin AP İkti- darının bir eseri olarak göster- meye lsilim fabrikanın Temel atma töreni, o geçt iğimiz haftanın sonunda Cumartesi günü yapıldı. O sabah erken saatlerde, Başbakan Demirelin Buğday Sokaktaki evi- nin önünde tuhaf bir heyecan hü- küm sürüyordu. Programa göre, davetliler, kiralanan (otomobillere Başbakanlık binası önünde binecek- ler, sonra da Demirelin evinin önü- ne gideceklerdi. Konvoy, saat 7'de Yozgata hareket edecekti. Davetliler, Buğday Sokağın 10 numaralı evinin önüne geldiklerin- de, alışmadıkları bir manzara ile karşılaştılar: Evin önünde 30'a ya- kın özel ve resmi plâkalı otomobil vardı. Resmi plâkalı otomobillerin çoğu Bakanlara aitti. Gümrük ve Tekel Bakam İbrahim Tekin, Dev- let Bakanı Refet Sezgin, Milli Sa- vunma Bakanı Ahmet Topaloğlu, İçişleri Bakanı Faruk Sükan, Milli Eğitim Bakam Orhan Dengiz ve Köy İşleri Bakam Osman Sabit Av- cı büyük bir heyecan içinde Demi- reli bekliyorlardı. . Hemen hemen, Bakanlar Kurulunun yarısı ora- daydı. Bu durum, çok kimseyi Şa- Şiki Bir gazeteci: Kabine herhalde burada top- lanacak" demekten kendini alama- dı. Bir başka gazeteci: — İbrahim Elmalı niye yok?" “Saat 7 oldu, 7.15 oldu, Demirel görünürlerde yoktu. Bunun üzerine Faruk Sükan, Cevat Önder ve Ve- dat Ali Özkan içeriye girdiler. 15 2 Temmuz 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: