YURTTA OLUP BİTENLER Hamit Fendoğlu Kuyruk acısı çıkartıyor rilemedi. Üstelik Mecliste, Muhale- feti zayıf düşürmek amacını güden bir Seçim Kanunu Tasarısı vardı. Tasarı, muhalefet partilerinin çeşit; li engellemeleriyle bir türlü görüşü- lemiyor, böylece Af Tasarısı Mecli- se getirilemiyordu. Bu iki tasarının halkoyunda yarattığı e hissedilir hale geldiği sırada CH Genel Başkanı İsmet İnönü, AP'nin Başı Süleyman Demireli Başbakan- lıkta ziyaret ederek, durumun nâzite liğini kendisine anlatmış, iki kanun- dan da bir süre için vazgeçilmesini istemişti. Fakat Demirlin buna kar- şı takındığı tavır, bu iyiniyetli ika- zın altında bir "Muhalefet Baskısı" aramak ve neticede, söylenenlere kulak asmamak oldu. Tehlikeli manevralar Meclisin Seçim Kanunu yüzünden çalışamaz hale gelmesi, kısmi senato seçimlerinden sonra Hükü- metin aklını başına getirmiş olacak ki, Meclis BaşkanFerruh Bozbey- linin aracılığıyla iktidar ve muhale- fet partilerinin grup temsilcileri a- rasında yapılan toplantılarda Mu- halefetle bir anlaşmaya varıldı: Hü- kümet, Seçim Kanunu Tasarısını ge- ri alacak, Muhalefet de gündeme giren gensorulardan o vazgeçecekti. Anlaşmanın politikaya bir bahar havası getirdiğini söylemek müm- kündür. Fakat sıradaki kanunlar te- ker teker görüşülüp de sıra Af Ka- nununa gelince, sinirler tekrar ge- 10 rilmeğe, partiler arasında tekrar e- lektrikli bir hava belirmeğe başla- dı. Bununla beraber, tasarı üzerinde yoğun bir çalışma hazırlığına da gi- rişildi. Bu yüzden, AP Grupu için- deki eski DP'lilerle demokratik re- jimin selâmetle sürümesini isteyen ılımlı AP'liler oarasında bir görüş aynlığı belirdi. Eski DP'li milletve- kili ve senatörler, tasarı görüşülür- ken, muhalif partilere herhangi bir taviz verilmemesini sağlamak ama- cıyla faaliyete geçtiler. 27 Mayıszedelerden Neriman Ağa- oğlu, Melâhat Gedik, Yüksel Men- deres, Nilüfer Gürsoy, Ali Fuat Baş- gil gibi eski DP'lilerin öne sürdük- leri görüş şuydu: CHP ve diğer bazı partiler elbette ki Af Kanununa kar- şı çıkacaklardır. Fakat Mecliste ço- gunluk AP'dedir. Mesele oyla halle- dileceği, yani Demirlin ifadesiyle, "milli irade tecelli edeceği" içindir ki, Muhalefete taviz verilmemeli, tasarının aynen kanunlaşması sağ- lanmalıdır. Bu grupa dahil olanlardan, AP'- nin yumrukçu milletvekili Hamido Hamit Fendoğlu ise daha da ileri giderek, geçtiğimiz haftanın sonun- da birgün AP Grup Başkanlığına verdiği bir önergeyle, Af Tasarısın- da bir tör olabilmesinin sağlanmasını iste- di. Hamidonun bu isteği devrimci çevrelerce yadırganmadı ama, AP'- lilerin Af Kanunu Tasarısını baha- ne ederek neler yapmak istedikleri- ni açıkça ortaya koydu. AP Grupundaki ılımlı milletveki- li ve senatörler ise, Yassıada hü- kümlülerinin affına karşı oldukla- rını her vesileyle imâ etmeğe çalış- maktadırlar. Bunlara göre, kanu- nun ortalığı bulandırabilecek nite- likteki maddeleri tasarıdan çıkarıl- malı, böylece, demokratik rejimin selâmetle yürütülebilmesi için do- gan fırsat bir kere dahakaçırılma- malıdır. Tasarı, daha ziyade âdi suç- luların affını sağlamalıdır. Hayal peşindekiler A P Grupu içinde bir de etliye süt- lüye karışmayan milletvekili ve senatörler mevcuttur. Bunlar ço- gunlukla, Parlâmentoya 10 Ekim ve 5 Haziran seçimleriyle giren AP'li- lerdir. Göze batmaktansa, bir köse, de kalmayı tercih etmektedirler. İç- lerinde Affa tamamen karşı olanlar da vardır. Meselâ, AP Trabzon mil- letvekili Ömer Usta, haftanın ba- şında Pazartesi günü Meclis kori- AKİS a şöyle dedi: upumuzun görüşü ne olur- sa olun. ben Affa karşıyım. Mec- liste Af Tasarısı görüşülmeye baş- lanınca dışarıya çıkacağım. Müspet veya menfi bir oy da kullanmıya- cağım." Grupta beliren bir temayül de, af hududunun 10 Ekim yerine, kıs- i senato seçimlerinin yapıldığı 5 Haziran 1966 olarak tespit edilmesi- dir. Bunun için AP Grupu içinde yoğun bir kulis faaliyeti başlamış- tır. Nitekim, AP Grup Başkan Ve- kili Nizamettin Erkmen, haftanın başındaki Pazar günü şunları söyle- di: "— Kanun çok gecikmiştir. Da- ha önce çıksaydı, tasarıdaki 10 E- kim 1965 hududu kabul edilebilirdi. Fakat, şimdi bu tarihi kısmi senato seçimlerinin yapıldığı tarihe getir- mek ters bir durum olmaz." Affın 5 Haziran. 1966 tarihine ka- dar işlenmiş suçları kapsamasının Hasan Dinçer Boynuzu geçen kulak 2 Temmuz 196