18 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

18 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS duğunu ileri sürenler veya herhan- gi bir parti lehine bu tarzda faali- yet gösteren veya propaganda ya- panlar, | yıldan 5 yıla kadar ağır hapis cezasıyla cezalandırılır" denil- mektedir. Sonradan öğrenildi ki, o Denizli Savcılığı da, mitingde Demirelinkiy- le aynı mealde sözler sarfeden AP Erzurum milletvekili Turhan Bilgin hakkında kovuşturma açmış ve ha- zırlık soruşturmasına başlamıştır. Kızgın AP'liler Man ilgi çeken tarafı, AP'nin evamı olup olmadığını Demi liz söyleyip söylememesin- den ziyade DP'deki bir zihniyetin AP'de devam etmekte bulunduğunu göstermesi oldu. Orhan Seyfi oOOr- hon "Dört bir tarafımızdan İnönü- nün tuzaklarıyla sanlıyız" derken çok AP çevresinin düşüncelerine ter- cüman oluyordu. Bu çevreler, AP tıpkı DP gibi oy çokluğu aldığı halde AP'nin DP gibi "eli kolu serbest" ha- reket edememesinden -yani kanunla- rı rahat çiğneyememesinden ve bil- hassa partizanlığı güç yapabilmesin- den fena halde şikâyetçidirler. Menderesin bir emriyle obankalar AP'lilere kapılarım açarken- şimdi kredi işlerinde bin mani çıkmakta, önemli omevkilerdeki (değişiklikler hemen yapılamamakta, Danıştay bunları iptal etmekte, Tedbirler Ka- nunu ne de olsa fazla ileri gidilmesi- ni önlemekte, AP'ye akıp AP'den dağıtılan paraların, pulların hesabı- nı vermek gerekmekte, nihayet çok tasarruf kafasını Anayasanın duya- rına çarpmaktadır. "Baksanıza, bir savcı koca Baş- bakan hakkında kovuşturma açmaya kalkışıyor!" feryadı bu rahatsızlığın neticesidir ve AP'den böyle feryat- lar her gün daha fazla gelmektedir. Bizzat Demirel de, radyoda İktida- rın |, Muhalefetin5 konuşmasından dert yanmış, bunu "Azınlığın tahak- kümü" diye tanımlamış, Mecliste bile AP'nin her istediği kanunu çı- karamamasını pek yadırgamıştır. AP şimdi bu manileri yoketmek ar- zusunun iştiyakıyla doluya obenze- mektedir. Demirel hakkında açılan kovuş- turmaya en çok üzülenlerden oldu- ğu anlaşılan AP Genel Sekreteri Orhan Süersan, geçtiğimiz haftanın sonunda birgün, AP Genel Merke- zinin ikinci katındaki odasında, De- mirel in sözlerinin yorumunu şöyle yaptı: 18 Haziran 1966 — DP'nin feshedilmesinden son- ra serbest kalan reyler, siyasi ka- naatlerini devam ettireceği bir si- yasi çatı aramış, kendi görüşüne uygun kanaatlerin memleket ger- çek ve menfaatlerine uygun bir şe- kilde devam ettirileceğine inandı- ğı AP'de birleşmiştir." Süersan daha sonra, adli meka- nizmanın hiçbir tesir altında kalma- dan meseleyi halledeceğine inandık- larım sözlerine ekledi! Bu sırada, aynı odada partililer- le sohbet etmekte olan AP Kadı Kolu Genel Yönetim Kurulu üye- si Selma Yüksel ise, Demirel hak- kında açılan kovuşturma konusun- da ne düşündüğü kendisinden sorul- duğunda, şu cevabı verdi: — Genel Başkan doğru söyle- miş. AP bir mantar mıydı da yer- den bitti? Elbette bir şeyin devamı- dır. Bu bakımdan, Demirdin söz- lerinde yardırganacak bir husus görmüyorum. Hem, bu sözler, AP kurulduğundan bu yana söylenmek- te, vatandaşlar da bunu kolaylıkla anlamaktadırlar." Bu böyledir ama 27 Mayıs sonra- 3 YURTTA OLUP BİTENLER sı Türkiyesinde de kanunlar AP için maalesef kanundur ve bunla- rın önünde bir Başbakan ile (o bir basit vatandaş arasında fark yok- tur. Hükümet "Nurlu ufuklar"a doğru Toz bulutu içinde kalan meydanda kollarını savura savura konuşan iri yapılı, .şişman, saçsız adam, mü- temadiyen "toprağın suya, suyun toprağa aşkı"ndan söz ediyor ve: "— Keban, yatırım tarihimizde bir hadisedir. Keban gibi büyük te- sislere devam edeceğiz. Türkiyeye büyük ve güzel bir elbise giydirmek mecburiyetindeyiz" diyordu. Fırtınanın birbirine kattığı mey- danda çok sayıdaki elçilik mensu- bu, Konsorsiyom yetkilileri ve AİD görevlileri, durmadan itişip kakı- şan halka, gazetecilere, köylüleri o- radan oraya iteleyen polis ve asker- lere bakıyorlardı. Hatip, konuşma- sına ara verdi ve sonu gelmez itiş- melere bakarak, kızgınlıkla: Süleyman Demirel Kebanda Atma Recep!

Bu sayıdan diğer sayfalar: