18 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

18 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Y AY | EZOP MASALLARI Türkçeleştiren: Tarık Dursun K. Desenler: Aslı - Turhan Selçuk. Bilgi Yayınları, Oo Büyüklere (o Küçüklere Masallar dizisi 2, Bilinci basım 1966, Ankara, sayfa 6 lira. İsteme ad- resi: Bilgi Kitabevi, Sakarya cad. 8 — Ankara Türkiyede Ezop Masallarının sözü çok edilir de, bunların ne me- nem masallar olduğunu bilen pek yoktur. Herkes, kulaktan kapma da olsa, ikide bir "Ezop Masalları gi- bi" der durur. Oysa, Ezop Masalla- rını baştan sona, şöyle iyi bir çevi- riden okuyanların sayısı gerçekten azdır. Dahası var: Türkiyede büyükler kendilerini masal okumayacak ka- dar büyümüş o sayarlar. Hepimiz kendimizi haddinden fazla büyümüş saydığımız için değil midir ki Tür- kiye topallayıp durmaktadır. Kü- çüklere gelince... Küçükler için de bir edebiyat olması gerektiği, ne- dense, türk eğitimcilerinin aklına pek gelmez. Gelmeyince de, böyle, Ezop Masalları gibi, kaynağı, yaza- rı bu ülkeden olan bir kişi bir yana itilir, unutulur, üstünde durulmaz, çocuklarımıza bol bol alameriken Red Kit'ler, Ten Ten'ler okutulur. Çünkü Ezop, halkı tiranlara başkal- dırmaya (o kışkırtmış bir kimsedir ve bundan 2500 yıl önce bu yüzden öldürülmüştür. 200 yıl önce başını giyotinde oOharcayan Baböf bile. memleketimizde, yargılandığına gö- re, Ezop mu yargılanmayacak?.. Tüirkçede kısaca Ezop dediğimiz Aisopos, pek kesin olmayan bilgili- re göre, İsadan önce 620-560 yılları arasında yaşamıştır. Bizim bugün- kü Eskişehirin adı o zaman ne idiy- se, işte Ezop orada doğmuş, Sisam adasından İladmon adında birine köle diye satılmış, bir süre köle ola- rak yaşamış, sonra Atinaya gitmiş. Masallarını yazmaz, anlatırmış. Ma- sallarının kahramanları hep Hay- vanlar. Ezop Masallarında öyle uzun u- zun laflar yok. Hikaye kısadan, kestirmeden anlatılıyor. Ezopun a- detiymiş, her hikâyenin sonunda bir de "kıssadan hisse" çıkartır, bunu Atina halkına anlatırmış. Zaten, ge- ne pek kesin olmayan bilgilere gör- re, hayatına da böyle bir hikâyesin- de verdiği kıssadan o hisse kıymış. Kendisini Atinada öldürmüşler. A- tina tiranı Peistratusayı yılana ben- zetiyor da Atına halkını bu tirana karşı ayaklanmaya kıştırtıyor diye... 28 N L A R Tarık Dursun K., Ezop Masalla- rından 100'den fazlasını türkçeleştir- miş. Daha doğrusu, yeni o baştan yazmış. O aydınlık, pırıl pırıl türk- çesiyle, Eskişehirli Ezopu tam an- lamıyla türk diline kazandırmış. Turhanın nefis desenleriyle, o özel- likle Kurbağa desenleriyle ( süslen- Ezop Masallanın hayvan kah- ramanlarının yerine çevrenizdeki in- sanları koyunuz, göreceksiniz ki, ne kadar masal okuma çağını geçirmiş ve büyümüş olursanız olunuz, bu iş- ten müthiş zevk alacaksınız. Tabii, kabiliyetiniz varsa, ders almanız da mümkündür. Besim Üstünel Dobra dobra! KALKINMANIN NERESİNDEYİZ Prof. Dr. Besim Üstünelin Türkiye kalkınması hakkında bilimsel ince- lemesi. Ankara Siyasal Bilgiler Fa- kültesi Yayın Bürosundan sağlana- bilecek olan bu kitap, Ankarada Se- vinç Matbaasında 1966 yılında ba- sılmıştır. Orta boy, 280 sayfa olup, fiyatı 15 liradır. "İktisaden geri kalmış memleket" "az gelişmiş memleket", "kalkın- ma yolundaki Türkiye" gibi çeşitli sıfatlandırmalara tâbi tutulabile- cek olan ülkemizin, özellikle 1960 Devriminden bu yana adı pek fazla edilen Plânlı Kalkınma.döneminde, kalkınmanın neresinde olduğu soru- su, akıllarda bir burgu gibi odur- maktadır. Bir ara, Devlet Plânlama Teşkilâtı İktisadi Plânlama Dairesi Başkanlığını da yapmış olan Prof. Üstünelin kitabı, bu soruya cevap araması bakımındanilginçtir. Aslında, Türkiyenin o kalkınıp kalkınmaması sorunu ile aydınların dışında pek kimsenin ilgilendiği yoktur. Aydınlarımızın da çoğu, memleketimizin kalkınmasını kendi kalkınmaları ile karıştırmakta, ken- di kalkınmalarını memleket kalkın- masından çok daha önemli bir so- run olarak duymaktadırlar. Arada ise bir takım kimseler ki bunların sayıları hayli azdır, memleket kal- kınması üzerine düşünceler sırala- makta, kendi aralarında konuyu tartışmakta, "plân değil, pilâv is- teriz" edebiyatının ötesine geçeme- miş her partiden politikacıya, caf- caflı bir takım lâflar etmek için malzeme hazırlamaktadırlar. Prof. Besim Üstünelin kitabı da kalkın- manın aslında bir masaldan ibaret olduğunu, uzun yıllar sonra bile Türkiyede, dönüp geriye bakıldığın- da, "az gitmişiz, uz gitmişiz.." de- nileceğini göstermektedir. Prof. Besim Üstünel, bir takım bilim adamları gibi bilimsel oanla- şılmazlığa, çok bilmişliğe bürün- meden, gerçekleri paldır küldür söylemekte, Türkiyenin bugüne ka- dar niçin kalkınamadığı, Özel sektör eliyle kalkınmanın mümkün olup olmıyacağı, yabancı sermaye ve dış yardımla kalkınmanın nasıl olaca- ğı, kalkınmak için dış ticaretin dev- letleştirilmesinin şart olup olmadı- &ı, siyasi partilerimizin kalkınma ve plân konusunda gerçekten bir görüşleri bulunup bulunmadığı gi- bi çeşitli soruları cevaplandırmak- tadır. Besim Üstünelin çeşitli sorulara cevaplar ararken vardığı sonuçların tümüne katıldığımızı söylemek Zzor- dur. Temelde de, teferruatta da ay- rıldığımız noktalar vardır. Ama, ki- tap tüm olarak ele alındığı zaman görülen odur ki, sayın Üstünel, na- muslu bir bilim adamının arayıcılı- $ı içinde, meselelerin üstüne cesur- ca gitmiş, dünya görüşünün ışığı altında, kalkınma meselemizin, bu- günkü haliyle tam bir çıkmazda ol- duğu sonucunu açıkca ortaya koy- muştur. Üstelik, sorularına cevap ararken, her türlü şarklı kurnazlı- ğının ve kuru edebiyatın dışında. gerçek bilim adamına yakışır bir yol tuttuğu için, kalkmıyoruz diyen- ler kadar, kalkınmıyoruz diyen de- magogların da çok kere canına oku- maktadır. Prof. Üstünele göre, be- nimsediğimiz ve tutturduğumuz kal- kınma yolu ve yönetimi ile Türkiye, muhtemelen 2103 yılında çağdaş uy- garlık düzeyine erişecektir! İlhami SOYSAL 18 Haziran 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: