Tüli'den haberler "Son gün gelmeden" Sahnede Cüneyt Gökçer, salonda politikacılar, ön sırada AP'li Ba- kanlar, arka sıralarda Oidipus'un birçok sözünü alkışa tutan heyecan- lı bir seyirci topluluğu... AP'li OBa- kanlar Gökçerin oyununu dikkatle seyrediyorlar, Sofoklesir" yüzyıllar- dır önemini kaybetmeyen sözlerine kulak kabartıyorlar. Aktör Muam- mer Esinin yönettiği koronun "Son gün gelmeden" diye başlayan sözle- ri, salonun öteki seyircilerinde de fi- sıltılara ve yorumlara uğruyor. Son gün gelmeden, hiç bir insan, hiç bir güç, hiç bir iktidar için ko- nuşulmıyacağını, parlak başlangıçla- rın karanlık sonuçlarının tarihte, hattâ bizim yakın tarihimizde de çok örneği olduğunu söylüyorlar. Gökçerin yunan trajedisini zirvesi- ne çıkaran usta aktörlüğü birçok hikâyeyi, Totsis bilmem ne dâvala- rını, herşeyi o gece geride bırakıyor, AP'li Bakanlar salondan biraz şaş- kın, biraz hayran ayrılıyorlar. AP siz seyirciler sanatın gücünü konu- şuyorlar. Metin Andın yanında oyu- nu seyreden bir tiyatro ressamı, er- tesi gün Oidipus'un portresini çiz- mek için randevu istiyor. Gökçer ve arkadaşları ise soyunma odasında, Antalyada Aspendos tiyatrosunda, İzmirde Bergamada Oidipus'u seyre- denlerle Ankaralı seyirciler arasın- da mukayeseler yapıyorlar. Aspendos tiyatrosunda buoyunu 17 bin kişi seyretmiş. O gece tiyat- ro çevresinde taşıt aracından ge- çilmiyormuş. Bir italyan televizyon- cu, "Burada neler oluyor da dünya- nın haberi yok!" diyormuş. Bir söy- lentiye göre Zeki Müren, aynı tiyat- roda bir konser verip 17 bin kişiye şarkılarını dinletmek için 20 bin li- ra para teklif etmiş. Fakat Antalya Valisi, bu tarihi dekorda ancak Oi- dipus gibi oyunların oynanacağını, Fethi Doğançay ve eşi Ava giden avlanır. 26 Suna Kanların, Filarmoni Orkestra- larının konser vereceğini söylüyor- muş. Demek, hâlâ böyle valilerimiz Az tamah çok zarar Dışişleri Genel sektereliğine geti- rilen Londra Büyükelçimiz Zeki Kuneralp, kafası sağlam bir diplo- matımızdır. Fakat ayağından rahat- sız olduğu için, merdivensiz bir ev- de oturmak istiyor. Dışişleri (o Ba- kanlığı, şimdiki Genel Sekreter Ha- luk Bayülkenin oturduğu Kızılırmak sokaktaki daireyi bırakıp yeni bir daire tutmaya karar vermiş, Fethi Doğançayın Çankayadaki yeni a- partmanından bir daireyi münasip bulmuş. Fakat Doğançayın bir u- nutkanlığı olmuş; herhalde senato seçimlerinde uğradığı hayal kırık- lığının tesiriyle olacak, aynı daireyi daha önce Hıfzı Oğuz Bekataya ve- rip kirasını da peşin aldığını unu- tuvermiş!. Belki de, Dışişleri (oBa- kanlığı Hıfzı Oğuzdan daha çok ki- ra ödemeyi kabul ettiği için o bir işadamı gibi düşünmüştür, o da başka... İlle ve lâkin, aztamah çok zarar getirdi, Doğançay iki kiracıyı da kaybetti. Talipler, evsahibinin davranışına içerleyip vazgeçmişler!. Yeni rufta eski aşinalar Geçirdiğimiz hafta Ankara yeni bir otele kavuştu: Dedeman Oteli açıldı. Akay sokağındaki otelin açı- lış kokteyli çok kalabalıktı. Dede- man ailesi kapıda misafirleri karşı- lıyor, yakalarına karanfiller takıyor- lardı. Aksilik bu ya, soğuk hava ter- tibatı bozulmuş, kalabalık sıcaktan ter içindeydi. Herkes kurtuluşu ru- fa çıkmakta buluyor, asansörler ö- nündeki kuyruk uzadıkça uzuyordu. Açılış kokteylinde bulunan poli- tikacılar arasında, Samsun mil- letvekili Melâhat Gedik de vardı. Bn. Gedik eski yıllardan farklı gö- rünüyor, üstüne başına pek itina et- miyor artık. Halbuki Mecliste, gü- zel tayyörleri, berberden yeni çık- mış hissini veren iyi taranmış saç- larıyla dikkati çekerdi. 18 Haziran 1966