18 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

18 Haziran 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS bulunuyor. Bunlarda ve öteki li- manlarda yatan yüzlerce gemide ça- lışan 25 bin kadar deniz işçisi de, evlerinde, televizyonlarının başında, heyecanla tek bir haberi beklemek- tedirler. Bu, Deniz İşçileri Sendika- sı ile işverenler arasında nihayet anlaşmaya varıldığı ve uzun bir sü- reden beri devam eden grevin sona erdiği haberidir. Ancak, bu haber bugün alınsa bile, ingiliz gemileri- nin normal çalışma düzenine dön- mesi için en az bir hafta geçmesi gerekmektedir. Eğer ingiliz limanlarında hare- ketsiz yatan gemiler yalnızca Bri- tanya adası ile diğer ülkeler arasın- da yolcu götürüp getiren gemiler ol- saydı, o zaman tatsız gecikmeler- den başka ortada korkulacak hiçbir şey bulunmazdı. Ancak, koca koca transatlantiklerin yanında geniş tankerler, irili (oufaklı yük gemileri de doklara bağlanmıştır. Bunlar ça- lışmadıkça, ingiliz ekonomisi can damarından vurulmuş demektir. Gerçekten, İngilterenin bir ada ol- duğu ve akaryakıtından ham mad- delerinin birçoğuna kadar hemen herşeyi dışardan deniz yoluyla ge- tirttiği unutulmamalıdır. Eğer bun- lar için bir de yabancı gemilere pa- ra ödenecek olursa, ingiliz dış öde- melerindeki o dengesizlik daha da büyüyecek ve sterlinin o kadar ko- runmak istenen değeri büsbütün tehlikeye girecektir. Görünüşe bakılırsa, ingiliz deniz adamlarının grevi basit bir ücret u- yuşmazlığından doğmamıştır. De- nizcilerin en çok şikâyet ettikleri, çalışma saatlerinin Oo yüksekliğidir. Hemen hemen bütün çalışma kolla- rında iş haftası 40 saati aşmazken, deniz adamları, grevin başladığı gü- ne kadar haftada 56 saat çalışmak zorundaydılar. Şimdi bütün istedik- leri, bunun 40 saate indirilmesi ve yıllık izinlerinin uzatılmasıdır. An- cak, bunun karşılığında ücretlerinin azaltılmasına razı değillerdir. Baş- ka bir deyişle, çalışma saatleri aza- lacak ama, alacakları para aynı ka- lacaktır. Böyle olunca, saat başına düşen ücretin kendiliğinden yükse- leceği ortadadır. Reddedilen rapor Deniz işçilerinin bu istekleri kar- şısında, işverenler, bugün için böyle ağır bir yükün altına gireme- yeceklerini ileri sürmektedirler. Ça- lışma haftasını 40 saate indirebil- mek için kendilerine iki yıllık bir 18 Haziran 1966 Harold Wilson Grevcilerle dertte Harold Wilson Grevcilerle dertte süre verilmesini istemektedirler. Bu iki yıl içinde, çalışma haftası, üç safhada azar azar 40 saate indirile- cektir. Deniz işçileri, işverenlerin bu teklifini" başındanberi kabul etme- mektedirler. Wilson hükümetinin iki tarafı bir orta noktada buluştur- mak için kurduğu arabulucu heyeti, çalışma haftasının şimdi ilk hamle- de 48, bir süre sonra da 40 saate in- dirilmesini ve bu iki kademeli, indi- rimin gelecek Hazirana kadar ta- mamlanmasını teklif etmiştir. Fakat bir yıl beklemeye bile tahammülle- ri olamayan işçiler, Lord Pearson başkanlığındaki bu arabulucu heye- tinin raporunu da, yayınlanır yayın- lanmaz, reddetmiş bulunmaktadır- lar Bütün ingiliz ekonomisini ipotek altına sokan bu grevin iktidara sen- dikaların desteğiyle gelmiş bir İşçi hükümet için üzücü ve kuvvetten düşürücü bir olay olduğuna şüphe yoktur. Fakat Wilson için duruma seyirci (oOkalmaktan ve taraflardan birnin, muhtemelen işçilerin, tes- lim olmasını Oobeklemekten başka çare de görünmemektedir. Çünkü, eğer işçilerin isteklerinden yana çıksa, kendi ekonomi politikası ağır bir darbe yemiş olacaktır. Gerçek- ten, İşçi hükümet, sterlinin değeri- ni korumak için ücretlerdeki artışın yılda yüzde 3-4ü geçmemesi ilkesi- DÜNYADA OLUP BİTENLER ni koymuştur. Eğer deniz işçileri- nin istediği olur, yani ücretler ay- nı kalırken çalışma haftası 40 saa- te düşürülürse, bu oranın çok üzer- lerine çıkılmış olacaktır. Hatta Pe- arson raporundaki teklifler bile İş- çi hükümetin ücret politikasını teh- likeye düşürmeye yetip de artacak- tır. Başlayan bölünme Deniz adamlarının takındıkları uz- laşmaz tavır yalnız İngiliz hükü- metini değil, öteki sendikaları da güç durumlara düşürmüş bulunu- yor. Bir kere, ingiliz ekonomisinin bu yüzden uğrayacağı zararı en çok çekecek olanlar, işçilerdir. İkincisi, başladıkları grevin işverenler tara- fından çeşitli dolaylı yollardan etki- siz kılınmaya çalışıldığını gören de- niz adamları, geride bıraktığımız halta içinde, başta liman ve yükle- me işçileri olmak üzere, deniz taşı- nımıyla ilgili diğer sendikaları da kendilerine katılmaya (o çağırmışlar- dır. Ancak bu sendikalar, kendileri için greve katılmaya haklı bir ne- den görmediklerinden, çağrıya uy- mamışlardır. Dört haftaya yakın bir süredir uzayıp giden grev, deniz adamları arasında bölünmelere yol açmaktan da geri kalmamıştır. Kısa yollarda çalışanlar, Pearson raporunun ka- bulüne taraftar görünmektedirler. Buna karşılık, uzun yol gemicileri sertliğe devam taraflısıdırlar. An- cak bu bölünme, deniz adamları sendikasının mukavemetini önemli biçimde azaltmıştır. Nitekim, şu sa- tırların yazıldığı sırada, sendikanın, İngiliz Sendikalar Birliğinin de a- racılığı, (o işverenlerle (oyeni görüş- melere girişmek istediğini gösteren belirtiler vardır. kuvvetli 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: