AKİS leştirip, Kireçburnundan denize dö- bin liraya, Yapıtaş adında bir şirke- te ihale edilmiştir. İşte facia da bundan sonra başlamıştır. Zira kaplumbağa hızıyla hareket edildi- ği için, iş bitmemiş, tam yazın ba- şında Tarabya feci haledüşürül- müştür. Kanal açılmaya başlandığı zaman etraftaki evlerin münferit denizle irtibatlı kanalları ve eski Sümer Palas üstünden gelen büyük tonoz tıkanmış, bu tonozun ve evle- rin bütün pisliği, açılan kanala dol- mağa başlamış ve lâğım sularından birikintiler meydana gelmiştir. Es- ki kanallar için hiç bir tedbir alın- maması yüzünden meydana gelen bu olay bütün Tarâbyanın sağlığı- nı ciddi surette tehlikeye soktuğu gibi, etrafa yayılan koku, bu güze- lim yeri oturulmaz hale getirmiştir. Üstelik, Sümer Palastan gelen tonoz tıkandığı için de, ufacık bir yağ- murda civarı sellerin basması ko- laylaşmıştır. (e Birikintiler omüteah- hit tarafından toprakla örtülmüşse de, bu tedbir, iğrenç manzaranın ortadan kalkmasını o sağlamamış- tır. Turizmi baltalayanlar Bütün bunların yanında hem Ta- rabyalıları ve hem de bu güzel koyu sevenleri (oendişeye sevkeden ikinci bir durum daha vardır: Açı- lan kanala döşenen boru 300 mili- metre çapındadır. Pis sular ve la- &ım suları bu borudan akacak ve Kireçburnundan denize dökülecek- tir. Endişe edilen husus, bu 300 mi- limetrelik borudan bütün Tarab- yânın pis ve lâğım sularının nasıl geçeceğidir. Çünkü bu boruya bü- tün evlerin, daha önceden açılan to- nozların ve otelin pis su yolları bağ- lanacaktır. Bilhassa Tarabyada oturan yaşlı ve tecrübeli kimseler, durumu üzün- tü ile izlemektedirler. İfade edildi- ğine göre, bu ince boru bu kadar yükü taşımaya yetmeyecek ve sık sık patlamalar olacaktır. o Üstelik Tarabya, gün geçtikçe inkişaf eden bir bölgedir. Bu ince boru bugün için yeterli olsa bile, gün geçtikçe sayıları artan evlere yetmiyecek, mutlaka patlıyacak ve onarılması için aylar geçecektir. Sonra, bu pis suların, Kireçburnunda denize dö- küldükten sonra tekrar koya dön- mesi de mümkündür. Gerçi şişe a- tılarak bazı tecrübeler yapılmıştır ama, Boğazın akıntıları sık sık de- 18 Haziran 1966 tabela Tarabya sahil yolunda Güzel İstanbul!.. ğişmektedir. Yine tecrübeli Tarabyalılara gö- re, bu boru Fransız Elçiliğinin ö- nünden ve 50-600 metre denizin dibi- ne indirilmelidir ki artık bir daha bu pislikler denizin yüzüne çıkma- sın. Olay, Türkiye turizmi için ger- çekten bir darbedir. Tarabya İstan- bulun en güzel lokantalarının top- landığı ve halen de Boğazın en gü- zel otelinin bulunduğu bir koydur. İstanbula gelip de Tarabyaya uğra- mayan turist sayısı parmakla gös- terilecek kadar azdır. Şu turist se- zonunun başladığı günlerde turist- lerin en çok uğradıkları bölgeyi ko- Büyük Japonya ve Hong YURTTA OLUP BİTENLER kular içinde bırakmada laçka tu- rizm teşkilatının ihmali elbette ki büyüktür. Koordine çalışma yapma- yan, mesela İstanbulda Belediyenin turizm alanında yaptıklarından ha- bersiz olan bu teşkilâttan elbette ki daha fazla bir şeyler beklenemez. Kurtarılan koru Boğazın bu güzel köşesi, bundan bir süre önce başka bir tehli- keyle daha karşılaşmıştır. Tarabya- ya hayran kalınan güzelliği veren unsurlardan en önemlisi, muhakkak ki, sırtlardaki korudur. Tarabya- lılar bir sabah gözlerini açtıkların- a, korudaki bütün ağaçların çen- tiklenmiş ve numaralanmış olduğu- nu gördüler. rman Müdürlüğün- den müsaade alınarak, Boğazın en güzel korusu kesilecek ve kereste haline getirilecekti. Gözlerin fal ta- şı gibi açılmasına sebep olan olay hemen ilgililere duyuruldu. İlgililer bunun "imkansız" olduğu cevabını verdiler. Fakat koruya getirilip de numaralar kendilerine gösterilinçe, durumu kavradılar. Yapılan araştır- mada, Orman Müdürlüğünden iki , Tüşvet karşılığı, bir ke- reste tüccarına kesim müsaadesi verdikleri anlaşıldı. . Milyonluk bir hazine, Tarabyalı bazı kimselerin gayretiyle böylece, heba olmaktan kurtarıldı. Orman Bölge Müdürü derhal o- laya el koydu, çentiklere zift sürül- dü ve tek bir ağacın bile kesilmesi önlendi. Eğer memleketsever bir vatandaş durumu farketmeseydi, koyun üstündeki ağaçlardan bugün bir tanesi bile kalmamış olacaktı. Her sahada görülen bu laubali- lik, İstanbulu da, Türkiyeyi de gün- dengüne, içinden çıkılmaz sorunlar- la karşıkarşıya getirmektedir. Kong Bilimsel ve Turistik Gezisi 18-24 Eylülde Tokyo'da toplanacak III. Dünya Gastro- enteroloji Kongresi münasebetiyle Türk Gastroenteroloji Derneği Japonya ve Hong-Kong'a bir gezi tertiplemiştir. Ge- zi 20 gün sürecek, Tokyo'dan başka Japonyada Hakone, Kyoto, Nara ve Osaka turistik bölgeleri gezilecek ve ayrıca Hong-Kong'da üç gün kalınacaktır. Yolculuk 158 kişilik jet uçakla yapılacaktır. İştirak etmek istiyen doktor ve sair mes- lek sahipleri ve eşlerinin "Ayten sokak 21, Mebusevleri, An- kara" adresindeki Dernek merkezine (Telefon: 132991) müracaatla fazla bilgi almaları kabildir. 23