YURTTA OLUP BİTENLER lar kesiliyordu. İnönü, sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında Senato kismi seçim- lerinin önemini anlattıktan sonra ye irtica olaylarını ele aldı ve şöy- e dedi: — İftica ne kadar azgın olursa Gila; nihayet Patrona Halilin âki- betine uğrayacaktır.” İnönü ile eşi, geceyi Muğlada, bir partilinin evinde geçirdiler ve erte- si sabah “Pazar. Denizliye hareket ettiler. İzmirde 40-50 otomobilden meydana gelen konvoy, çeşitli 1), il ce ve bucaklarda eklenen vasıtalar- Ja'o Kadar uzamıştı ki, Denizliye gi- rilmesi âdeta bir mesele oldu. Yol da kaybedilen zamanın kapatılabil- mesi ve mitinge yetişilebilmesi için konvoy hızlanmıştı. Denizli millet- vekili Hüdai Oralın kullandığı mavi bir otomobilin içinde bulunan İnö- nü ile eşi, Denizliye girerken gayet neşeli görünüyorlardı. Konvoy, 545 vasıtadan meydana gelmişti. Bunun 162'si kamyon, 187'si minibüs, 103'ü taksi, 93'ü de jipti. Vasıtalarda dik- kati çeken bir husus ise, tamponla- rında kan lekelerinin bulunması idi. Bunlar, yol boyuncâ kesilen kurban- ların kanlarıydı. İnönü Denizlililere, Hürriyet A- lanına bakan bir terzi dükkânının balkonundan hitap etti, Alan hınca- hinç doluydu. İğne atılsa yere düş- mez tâbiri ancak böyle bir topluluk için kullanılabilirdi.: ' İnönünün' ko- nuştuğu balkon normal ölçülerle dört kişinin durabileceği ve.uzunlukta bir balkondu. balkonda tam 15 kişi, birbirine ke- netlenmiş vaziyette duruyordu. Gü- neş tam -İnönünün yüzüne 'isabet. €- diyordu. İnönünün güneşten korun- masını sağlayabilmek için balkon- dan ve pencerelerden şemsiyeler u- zatılıyordu. CHP Lideri, büyük bir sevgi gös- terisi arasında konuşmasına , başla: dığı sırada, alanın karşı tarafında bulunan AP İl Başkânlığı binasının balkonundan, üzerinde kırat bulu. nan Kâğıtlar atılmaya başlandı, Mak sat açıktı: İnönüyü dinleyen vatan» daşların dikkati başka tarafa çeki- lecek, böylece CHP mitingi etkili ol: mayacaktı. Fakat, AP'li il yönetici- lerinin başvurdukları bu taktik ba- şariya ulaşamadı. Üstelik silâh geri tepti, binlerce Denizlili bu hareketi şiddetle protesto ettiler. Rozet da- ğıtmanın bir fayda sağlamadığını gören AP yöneticileri bundan son- radır ki Belediye hoparlörlerinden anonslar yaparak, . CHP mitingini sabote etmek yoluna gittiler. Fakat gereken cevabı CHP Ldierinden alk makta gecikmediler. Mel tik Denizlideki mahiteşin mitingden sonra Pamukkaleye gidildi. İnönü ile eşi, Denizliye 20 kilometre mesa- fedeki Pamukkalede bir süre dinlen- diler. İnönü, kaldıkları Tusan Ote. linde ertesi gün saat 14'e kadar din- lenmeyi kararlaştırmıştı. Programı- m.yakınlarına ve partililere de' söy- ledi. Fakat, ertesi sabah erken sa- atte uyandı. Dinç ve neşeli 'görünü- AKIS da konuşuyorlar, gene çeşitli vaâd- lerle*vatandaşı kandırmaya çalışı- yorlardı, CHP'lilerin Sarayköye gel- dikleri gün yapılan bir kapalı salon toplantısında, Denizli AP listesinin birinci adayı Kemal Turgut, AP'nin DP ile ilişkisini şu sözlerle ortaya koyuyordu: “—'AP, vaktiyle yaptığı eserlere eserler katmıştır. Bu yurdu sevme- yenler Moskovaya defolsunlar!” AP Denizli senatörü Emin Durul ise Şöyle diyordu: e demek istediğim gözleri- En ikbmiliEğekiir. Hiçbir solu ve komünisti Büyük Millet Meclisi İnönü Denizlide halkla beraber Uyarma gezisi yordu. Traş oldu, gazetecilerle sa- kal üzerine şakalaştı, Sonra'da, ge- ziyi yöneten Kemal Demir ile Mu- ammer Ertenden, Denizlide nurcu- luk «faaliyeti. konusunda söylediği sözlerin nasıl etki “yaptığını “sordu. Demir ve Erten, konuşmanın müs- pet etki yaptığını söyleyince, Paşa: una memnun oldum. :Bun- dan sofra da bu konudaki konuş- malarıma devam edeceğim” dedi. Pamukkâleden sonra Sarayköy il- çesine geçildi. Burası birkaç gün i- çinde AP'lilerin âdeta bir karargâhı haline gelmişti. Bazı Bakanlar, mik letvekili ve senatörler burada dü- zenlenen kâpalı salon toplantıların- gibi o mukaddes çatı altında barın- dırmayacağız!” AP Denizli milletvekili Fuat Av- cı, içkili bir halde “— Kısa zamanda çok şeyler va: pacağız. 1966'da 100 milyar liralık yatırım yapacağız!” diye bağırıyor! du. Bu bölgede propaganda vapan AP'lilerin en çok ümüt bağladıkları konuşmacı, Yüksel Menderesti. Yük sel Menderes, vatandaşların karşı- sına, alnına sürülen kurban kanla rivla çıkıyor, dramatik tavırlar takı- narak: “ Karşınızda, babasının mezarı -belli olmayan bir insan konuşuyor” 4 Haziran 1966