4 Haziran 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

Tülit'den haberler Bir pavyon ve bir tarih Ankaranın meşhur Süreyya pav- yonu her yil bu vakitler kış mevsimini ır, İstanbula gi- der. Bu ——— e ötekilerden biraz farklı oldu. Çünkü Soysal a partmanının sahipleri, eski binayı vikıp, Kızılay gökdeleninin karşısı- na bir gökdelen dikmeğe karar ver- diler. Süreyya, gelecek mevsim ye- ni bir lokal açacak m açmıyacak m, henüz belli değil. Şimdilik bili- nen, Ankaralıların, sevdikleri bir pavyonu bir daha görmeyecekleri- dir. Ankaranın iktidarlarla değişen politik sosyetesi bir yana, yıllar bo- vunca haftanın birkaç gecesini bu- rada geçiren diplomatlar grupu bu kapanışa çok üzüldüler. Pavyon ağ- zma kadar doluydu, pistte eski ve veni danslar birbirine karıştı. Bir- çok grup, ancak, sabah kabvaltısı- m vaptıktan sonra evlerine döridü. Kalabalık içinde, Süreyyanın a- çılış gecesini hatırlayan çok az in- san vardı. Nüfan Menemencioğ- lunun Dişişlerinin okiymetli adamı olduğu yıllarda buraya bütün er- kekler smokinle gelirdi. Kadinlar son derece şıktılar. Şimdi İsviçrede oturmakta olan Itır Yahya, Pariste Turizm Bakanlığı temsilciliği yâp- makta olan Nevin Mi hu ve Ankaranın şık kaditlarından sa- vlan Bedia Büktaş da arâlarınday- dı. Itır Yahya o zâman, şimdi Şili elçisi olan Cevdet Dülge ile evliydi. D söylemek görekirse, An- kara sosyetesinin önemli hikâyeleri en fazla bu pavyonda ve ko- nmuşuldu. Yıllar geçer, pistte seyre- dilen kadınlar değişir, fakat Sürey- vanın şıklığı hiç değişmezdi. Yıllar boyunca Süreyyaya gelmiş geçmiş kadınlar . hiç unutulmayan- lardan lâhat Saka, Itır Yahya, Melâhat G9 lani, Malike Akbay, Ley- lâ Tepedelen şimdi otun da soyadı değişti, Çelikbaş oldu, fakat Fethi Çelikbaş ailesiyle ilişkisi yok- göste- rilebilir, Geçirdiğimiz kiş Süreyya- yı renklendiren kadınlar ise Ayşe Kulin ve İnci Gürandiı denilebilir. Yıllar geçtikçe, Süreyyanın prensip- leri, pistte seyredilen danslar da 4 Haziran 1966 değişti. Eskiden ünlü yabancı oör- kestralar gelir, Avrupanın eğlefice şehirlerinin en sön sesini düyufur- lardı, romantik fransız şarkıları m > ye ey çalıyor, “yeye"ler çiftetelliler de oynanıyor. Yıllar boyunca Süreyyada çok görülen politikacıların başında, hiç şüphesiz Cavit Oral gelir. Oral par- ti değiştirdi, iktidar değiştirdi, bat- tâ ihtilâl oldu, fakat Oralin pavyon- daki köşesi hiç değişmedi. Onu Sü- reyyanın demirbaşları arasında sa- yanlar bile var. Prensler, prensesler ve ötesi İstahbul sosyetesi ölü bir mevsim yaşıyor. Kış ve bahar partilerinin hızı geride kaldı, Herkes yaz hazır- liğında. Kimi gardrobunu tamamr- lamak için Avrupaya gitti, kimi Ak- denizde ogüneşlenmeğe.. Partiler, yemekler daha başlamadı. Şimdi bütün canlılık yazlık klüpletde. A- nadolü Klübü ve Moda Klübü, Zey- nep Kâmil Hastahanesi mefisuplae- rmin Çatalçeşmedeki klüpleri, Flor- yvadaki Deniz Klübü bilhassa hafta sonlarında çok kalabalık oltyör. Geçende Moda Klübünde verilen bir yemekte Haydarâbat Prehsi Be- reket ile türk eşini görenler hemen, bir takım yorumlara giriştiler. Esra Bereketin İstanbula her gelişinde böyle yorumlar yapı lir ama genç Prens ve eşi çok me- sut görünüyorlar. İstanbula, İspan- yada güzel bir gezi yaptıktan Sönra az aylarını, her yil © duğu gibi, a lam ri da irecekler. ka bir yerde ogeçirmemeleri çök no i İstanbula hiç gelmiyor, nedense?.. Yerli Lolitta'lar Kısa metrajlı sanat filmlerine de- rece vermek için Ankaraya ge len Roger Vadim ve annesi, Ankara sosyetesi Yanında, yerli Lolitta'ları vakindan tanımak fırsatını da bül- dular, Fransız Elçiliğindeki, Bâli , yâ Moda salonunün defilesinde, tanin- mış sinema yıldızı Hülya Koçyiğitin kardeşi, Nilüfer Koçyiğit, ana Va- dim'e “Türk Lolitta'sı” diye tattı- tıldı. Fakat ana Vadim, Lolitta'dân çok, ablasıyla ilgilendi. Hariciye Köşkündeki defile yal- nız mankenleriyle değil, misa gilerini taşiyordu. lık yarışmasında derece alan Rebâp Kulay, Güneş Terem de oradaydı- lar. Modaevinin gedikli müşterisi İnci Akkor ise bu sefer mank arasındaydı. Sopranolar Amerika yolunda Nisanın sdn haftasında New York da Caregie Hall'de ii Bach konseriyle büyük ilgi topla- yan, New York Times gazetesinde bit kritik alan mezzo-söprao Başarır Paige, Haziran ortasih- da da Marlbow oan festivaline an İki mg a mezzo parti- ari sopranolar artık, Amerika- dada tanınmağa başladılar. Hatir- lanacağı gibi, bir süre önce de Sir na Korad Kanadaya gitmiş ve Moüt- real operasında söylemişti. Hattâ ve de 1000 dolar almıştı. Bu para ilk in çok ha vor, yer pey mi? geceleri ha Me e geliyor. Çünkü burla- rın büyük bir kısmı, yıllarca sah» neye çıkmadan maaş alıyor!