“YAYINLAR di türk köylüsünü anlatıyor. Köca İmparatorluğu, o 'beylik- la o isyanlar, Celâliler, timar, zea- Kuyucu .Muradın - kuyulara doldurduğu halk, aleviler, bektaşi- ler; saz şairleri, Pir Sultanlar, “Şa- ha gidelim” diye diye, kılıçtan geçi- rilen yüzbinlerce türk geliyor gözle- rimin önüne, Orta Asyadan getirdik- leri inançlarıyla, <töreleriyle yaşa- yan ve araplaştırılmağa çalışılan, hocalârın, şeyhülislâmların ' elinde işkenceye uğratılan, kırdırılan'türk halkı... Macar halkıyla araplaştırıla. mamiş türk halkının alınyazısı ara- sında öylesine bir benzerlik var ki... — Onlar da Orta Asyalı, biz de. Biz de Attila diyoruz, onlar da. Onlar hris- tiyanlaştırııyor, biz, müslümanlık. tan da öte, araplaştırılıyoruz. Macar halkı da diline bağlı, türk halkı da, Macar halkı da şiirleriyle yaşıyor, türk halkı Osmanlılara karşı Haçlı Seferle- ri*düzenleniyor. Kimler düzenliyor? Papa ile Macar Başpiskoposu; Köy- lüler sefere çağırılıyor. Niçin? Kili- senin, : Kralın, i my için. Kılıcını ,baltasımı alan yollara dökülüyorlar. 40-bin, 50 bin toprak kölesi, Na emekçi... Baş- rna r. Köylüler onu seviyorlar. Doom köyhüden, ezilen ler birden uyanıyorlar, kararlarından, kölelerinin Haçlı Se- ferlerine katılmasını istemiyorlâr. Onları tuttukları yerde öldü bakımsız * lâh eğitimi görüyorlar. Beyler ordu- lar toplayıp, yabancılarla da işbirliği yaparak, kölelerin üzerine yürüyor- lar.-Kanlı çarpışmalar oluyor. O zâ- değil, X le kere bakıyorlar. (..) Hattâ sizin bir ruhunuz olmüâsın bile istemezler. Ruhunuzu koruma- vx izin veriyorlarsa, bu yalnız, ruhsuz yaşayamayacağınız, onlar i- e ekip - biçemiyeceğiniz içindir. Onlar için ürün, onlar için şarap- «hk üzüm yetiştirirsiniz, onlar yn hayvan ara maş dokursunuz, sizin Deyimi Ne ve ve yokluk düşer, C) C) görendir (o) itibarlı, büyük adam olurlâr ve bu güçleriyle de sizi geberesiye çalış- tırmak hakkını elde etmek için baş- ka ui savaşırlar. oKalkin macarlar Gönenli iş işbirliği yapan mü car “beyleri, böyle konuşan. Köylü- ler Kralı Dozsayı yendiler ve köy- lüleri kılıçtan, ateşten, işkenceden geçirdiler. Horvath'ın eserinde dile gelen macar emekçisi" şöyle diyor: “Evet, biz Kuruk'lar yenildik.” “Dün Köleydik, Bugün Halkız”ı anlatmama imkân yok. Kitapta ne macar okontlarının, ne de macar beylerinin adları, yaşayışları, ünleri var. Macar: tahtına kimler, kaç ya: şında oturmuşlar, ne işler çevir- mişler, bunlar yok. Kitapta, ma- car , macar toprak emekçi- sinin 1500 yıllık i, bir destan 'havası içinde, çok" güçlü bir dille, çok değişik bir teknikle anlatılıyor. Yıllar var ki böylesine güçlü, deği- şik, sağlam bir eser okumamıştım Eserin adı bile çok anlamlı: “Dün Köleydik, Bugün -Halkız"! bir esere bundan güzel bir ezdi. Eseri daha aa çıp sermeğe ne gücüm yeter, ne de saygım elverir. Sadece diyo- rum ki, bu göle çar herkes oku- sun, sindire sindire «Dün Köleydik, DARE Halkız”ın yazarı G; Paloczy Horvath'ı mı, böyle bir eseri dilimize kazandıran Ss; Relliyi mi, eseri va bir önsöz» “Bize umut aşılayabilen, bizi uyan- dırıp harekete getirebilecek insanla- rn çoğu ya hapiste, ya ülke aş Varın bizi cezalandirın” diye bi- ten bu elemi güzel ei herke. se salık veririm GERÇEKÇİLİK AÇISINDAN Picasso Kitaba'önemli bir önsöz yaz- mış olan-'Lui Aragon, söze “Bu ı kitap başlıbaşına bir. olay- dır, diyorum” diye başlıyor ve göyle devam or: “..Alışkın olduğumuz el eci hakkın- AKİS da yargımızı, şüphesiz, önce, o- nun neyi savunduğuna, söz et- tiği konudaki beğenisine, du- yarlığına bakarak veririz, (...) Roje Garodi'ye gelince iş deği- şiyor. Örneğin Kafka'yı zaten tanıyan kimseler için, Kafka'dan bir marksçı tarafından ve böyle bir şekilde bahsedilmiş olması önemli oluyor, (..) İlk önce gözlerimizi bu insana, Garodi'ye çevirmeliyiz: Çün- kü bu kitap, eyleminin ilkelerine göre ve eylemiyle uyumlu olarak, nerede olduğundan, nerede yaşayıp faaliyet gösterdiğinden, haklı say- dığı görüşten söz eden belli bir in- sanın kitabı.” Mehmet Doğan tarafından çevri len, kapağını Said Madenin yaptığı, arka kapakta Picasso'nun ilginç bir fotoğrafı, birinci : sayfada ünlü sa- natçının ünlü ak güvercini bulunan, ilk bakışta zevkle hazırlandığı belli “Gerçekçilik Açısından Picasso”, denilebilir ki, Picasso üzerine yazıl- mış en önemli eleştiridir. Eleştiri- nin önemi, elbette ki, Lui Aragon” un belirttiği gibi, eleştirmenin kişi- liğinden gelmektedir. Roger Garu- udy, bugün Türkiyede hemen bütün aydınların tanıdığı bir fransız düşü nürdür. Çoktanberi dergi ve gaze- telerde okuduğumuz yazıları bir ya- na, Yön Yayınları arasında çıkan “İslâmiyet ve Sosyalizm” adlı esc riyle de adından çok söz edilen, ese ri tartışmalara konu olan bir kim- sedir. Büyük ressam, devrimci res: sam Picasso hakkındaki eleştirinin Roger Garaudy'ye ait olması, eleşti- riye ayrı bir önem kazandırmakta: dır. “Gerçekçilik Açısından Picas- so”yu çeviren Mehmet Doğan ise, daha önce yine Garaudy'den "Ger- çekçilik Açısından Kafka”yı dilimi- ze kazandırmış olan, Garaudy uz: manı diyebileceğimiz, geniş kültür- lü, ana diline saygılı bir kimsedir. Bu iki özellik, “Gerçekçilik Açısın- dan Picasso”yu bizim için okunma» sı şart eserler arasına sokmaktadır. Apollinaire'in bir şiiri ve Ara- gon'un nefis bir önsözüyle başlıyan kitap, Picasso'nun desenleriyle süs- lenmiştir. Kitabın sonuna bir de, özel adların okunuşunu gösteren lis- te eklenmiştir. Günümüzün büyük sanatçısı Picasso'yu yine günümü- zün önemli bir düşünürünün süzge- cinden tanımak ve gerçekçi eleştiri hakkında somut bir örnek görmek isteyen herkes için “Gerçekçilik A- çısından Picasso” mutlaka okunma sı gereken bir eserdir. . H.K . # Haziran 1966