YURTTA OLUP BİTENLER mişlerdir. Bunun üzerine turistler, ceplerini polislerin önüne boca et- mişlerdir. Kiminin cebinden 2-300, kimininkinden de, azından 50 dolar çıkmıştır. Bu paralarla memleketi- mizde iki-üç ay yaşamak mümkün- dür. Bu durum karşısında Emniyet Müdürlüğü ile temas kuran Alem- dar Karakolu, sonunda, turistleri serbest bırakmak Zorunda kalmış- tır. Sükan ve polislerinin beceriksiz manevrası, yurt dışına, “Türkiyede polisler turistleri toplamaktadır” şeklinde yayılmıştır. Olaydan iki - üç veliksiz turistlerin ie emizleneneğini” bildirmiştir. Ne çare ki, ürken çok- tan ürkmüştür!.. “Eller aya, biz yaya” "Türk halkımın misafirperverlik duygularını istismar ederek ay- larca memleketimizde kalan ve be- atnik denilen meteliksiz turistlerin, öteki memleketlerde kabul edilme- yince, bilhassa son zamanlarda Tür- kiyeye akın ettikleri bir gerçektir. Bunlar yerlere resim çizip veya gi- tar çalarak dilenmek suretiyle ge- çimlerini sağlamakta, kılık okıya- mektedirler, Bu tip turistlerin mem- leketimize sokulması gerçekten doğ- ru bir yol değildir. Hem manzarala- rı hoş . gelmemekte, hem 'de halkımızın, döviz bırakacak ger“ çek; turistlere allerji duymasına s€- bep.olmaktadırlar. Bundan böyle, cebinde parası olmayanların yurda sokulması önlenmelidir, bu kontrol budut kapılarında yapılma- ii Yurda girmiş olanlar için de lis gerekli tedbiri alır. Meselâ, o iellerle işbirliği yapar, otele parası- nı ödiyemiyen, caddelerde dilenen turisti yakâlar, yurt dışına çıkma- sını sağlar. Değilse, Faruk Sükanın uyguladığı usul, itibar sarsicı ve tu- rist kaçırıcı olmaktan öteye gitmez. Nitekim olay da yanlış ak- setmiş ve bütün büyük gazeteler, o- yi, “parasız turistlerin toplatıldı- ğı” şeklinde vermişlerdir. Türkiye turizminin durumu, öte- ki ülkelere göre, hazin bir manzâ- ra arzetmektedir, Gerçi turist sav sında gözle görülür bir artış vardır ama, turistlerin bıraktıkları döviz, a dışma çıkan türk furistlerin harcadığı dövizin çok altındadır. Ö- teki ülkeler turizmden harıl harıl para kazanırlarken, bizim hâlâ yeri- mizde saymamız gerçekten üzücü- 7 durumu yaratan başlıca se- beplerden biri de, hâlâ bir turizm politikamızın mevcut olmamasıdır. Turizm, bütün gayretlere rağmen, bir milli dâva haline getirilememiş- tir. Kadrolar ehliyetsiz kişilerle do- ludur, İktidarı elinde tutan AP, tu- pe ilgili Bakanlığa, kendi kadro- unda bu işe çok daha lâyık eleman- e olduğu halde, turizm kültürü ol mayan bir milletvekilini getirmiştir. Turizmle ilgili daireler kat'iyen ko- ordine çalışmamaktadırlar. Bütün bunların sonucu, turizm alanında AKİS “eller aya, biz yaya” durumuna gel mişizdir. Emekli Sandığının milyonlar sar- federek yaptırdığı Tarabya Otelinin durumu yürekler acısıdır. Belki de dünyamın en güzel manzarasına Sa- hip Tarabya Otelinin işletilmesi i- talyanlara verilmiştir. Fakat otelin işletilmesi âdeta bir facia halinde- dir, Bir kargaşalık, bir düzensizlik bütün'otele hakimdir. Bu kötü işlet- me, otelin bütün güzelliğini yok et- mektedir, Türkiyenin yetiştirdiği en büyük ahçı, meşhur Necip Usta, bu kargaşalık arasında oharcanıp git- mektedir. BASIN İLÂN KURUMU YURT İÇİ VE YURT Dışı REKLÂMLARINIZ İÇİN HİZMETİNİZDEDİR Genel MÜdürtük ; ei Türkocağı Caddesi -No £ a Telgraf möresi : BASINKURUMU (Basın A: 13760) — 164) 4 Haziran 1966