AKİS YURTTA OLUP BİTENLER tiyacı için «siparişin geri kalan kıs- mının da bu firmaya ve tık kesindir-, fiyat farkları hesapla nacak olursa, Etibank aleyhine 68 t 16 milyon lira eklenirse, bu Zarar 84 milyona ulaşmaktadır ki, bu para ile 800-1000 gencin yüksek tahsili fi- nanse edilebilirdi! Bu, halen bağlan- tısı yapılmış bulunan 700 tonun fi- yatıdır ve bu fiyat, firmanın mefile- ketimizde yerleştirmek istediği yük- sek fiyattır. Firma şimdilik bü ka- dar bir fiyat kabul ettirmiştir. İle ride bunun artırılacağından şüphe edilmemelidir. Bu fiyat dahi, dışa- rıdan temini mümkün 460 dolarlık fiyata göre memlekete 40 milyon li- ra fazla ödeme külfeti yüklemekte- dir. Bu şekilde, ton başına ödenen döviz miktarı da yükselmektedir. İşte, memleketin fakir döviz kay- nakları bu şekilde hovardağa har- canmaktadır. Yabancı sermay€ getis receği vaadi ile imtiyaz elde eden, buna karşılık yerli kredi. ile işini kuran bir firma höm we Lı cuz mal almasını sü gelleiidizii, de, döviz getirmediği halde, e zından yararlanarak, döviz transfer etmektedir. Bütün bunlar, memleketimizde kümes kâdar o pie kurulduğu içindir. Oy. a, 500 bin dolarlık bir döviz, mev- ri yerli tesislerimizden birine tah- sis edilseydi, aynı imalâti hem daha çabuk, hem daha ucuz ve hem de çok daha az döviz ödeyerek bâşar- mak mümkün olacak, ayrıca, böyle ne dağı belirsiz monopoller doğ- mıyacakt İşte, yurdumuzdâki yabancı ser- maye uygulamasının ve AP İktidarı- nın yabancı sermaye anlayışının en güzel örneklerinden biri!, Bu; aslın- da, yabancı . açıkgözlerin kaynakla- muzı talanına yardım etmekten başka bir şey değildir. Yabanci ser- maye kontrol, edilmemekte, yabün- cr sermâyehini her türlü talebi safiki tanrı emri imiş gibi hoş egm makita, bu meseleleri izleyece rolar ise kurulmamaktadır. Bu gi- dişle Türkiye, kendi sermayesini dı- şarıya döviz olarak öle ettir. mek, iç pazarlarda ya pollerin imtiyaz alanı haline sok- muş olmaktan başka bir şey elde e- demiyecektir. Bu şartlar altında yerli sanayiin, Hükümet tarafından da desteklenen bu monopoller kar- şısında gelişeceğini sanmak sadece satdilliktir. Turizm “İşini bilmeyen çavuşlar...” İstanbulun sessiz, sâkin meydanla- rından olan Sultanahmet meyda- nınm sön yıllarda çehresi değişmiş- tir. Bilhassa bahar aylarından itiba- ren meydanı çevreliyen câmilerin içi ve dışı yabancı turistlerle dolmaya başlamış ve Sultanahmede de bir Cc k, bir hareketlilik gelmiştir. Meydanın etrafındaki küçük, müte- vazi kahvehaneler de buna ayak uy- durarak, kendilerine çekidüzen ver- meğe b şlardır. Bu & lerin son yıllardaki başlıca müşteri- leri, birbirleriyle ateşli ateşli tavla oynıyan semt delikanlıları veya te- vekkülle targilelerini tüttüren ihti- yarlar değildir. Sultanahmet kahve- hanelerinin masalarının çoğunu kız- lı erkekli turist grupları işgal etme- ğe başlamıştır. Bu turistler arasın- da, meydanın etrafındaki tarihi yer- leri dolaşıp yorulanlar bulunduğu gibi, civar otellerde yatıp kalkan ve güneşlenmeye gelenler Ode » Geçtiğimiz hafta Cuma günü, Sultanahmet meydanında, türk tu- ger çekten facia denilecek bir olay cereyan etti. Za ten her türlü organizasyondan ve ileri görüşten yoksun turizmimiz, bu defa da, her aldığı işi yüzüne gö- züne bulaştıran pal Bakanından bir darbe yedi. Olay şudur: Geçen- lerde toplanan Turizm Şürası, mem- leketimize parasız ve pis tu ristlerin sokulmaması şeklinde bir temennide bulunmuştur. Bunun ü- zerine, işgüzar İçişleri Bakanı Sü- kan, kanunlarımızda mevcut “fuhuş yapan, uyuşturucu madde kullanan yabancıların yurt dışına çıkarılabi- leceği”ne dair bir hükümden yarar. lanarak İstanbul Polisine, turistle- rin toplatılarak, hemen yurt dişima çıkarılması emrini vermiştir. İstan- bul Polisi ise, vur denilince öldür- sında nasıl bir ayrım yapılabileceği ni plânlamadan, Alemdar Başkömi- serliğine, turistlerin derhal topla- tılması emrini uçurmuştur. Emri a lan karakol, o gün Sultanahmet meydanında turist olarak kimi gör- müşse toplamıştır. Ne old anlıyamıyan (turistler, - karakolda haklarım arama çabasına düşmüş- ler, bir suç işlemedikleri halde, ne hakla karakola celbedildiklerini sor- muşlardır. Polisler de cevap olarak, parasız olduklarını, T ge gimlerini sağlı klarını ve türk halkını tabatsız ettiklerini söyle- Toplanan turistler Yanlış hesap 4 Haziran 1966 17