AKİS raz, gençlerin yürüyüşe geçtiklerini haber almış ve Emniyet Müdürün- den yürüyüşün durdurulmasını ve öğrencilerin dağıtılmasını istemişti. Polis, gençleri dağıtmak için bütün hünerini kullandı, fakat başarı sağ- layamayınca, Sirkecide tekrar kafi- lenin karşısına çıktı. (Bu defa da başaramayınca üçüncü teşebbüsü- nü Eminönü Meydanında yaptı ve Köprüden geçmelerini önlemek i- çin öğrencileri Yeni Cami avlusuna PE İ istedi. İşte bu yüzden- r ki Üniversiteli gençler, altı yıl- danberi ilk defa ve gene bir Nisan günü Polisle karşı karşıya geldiler. Polisin (o gayretkeşliğiyle birçok öğ- renci hırpalandı, bir bayrak yıttıl- dı ve 28 Nisan 1960 Üniversite olay- larının kahramanlarından Nuri Ya- zıcı, elindeki Atatürk portresi ile birlikte yakalanarak, Emniyet Mü- dürlüğüne götürüldü. Nuri Yazıcı- dan başka, daha 14 öğrenci de Em- niyet Müdürlüğüne götürülerek ifa- deleri alındı ve bırakıldı. Polis, öğrencilerin Köprüden geç- melerine engel olunca, sıra, Taksim Anıtının önünde toplanan gençlerin dağıtılmasına gelmişti. Gençler Anı- tın etrafından ayrılmamak için di- retince, Birinci Ordu İnzibat Kuv- vetlerine mensup yüksek rütbeli bir subayın. müdahalesiyle, öğrencile- rin Anıtın önünde nöbet tutmasına izin verildi. Bundan sonra öğrenci- ler sıra ile Anıtın önünde nöbet tut- mağa başladılar. Ankarada durum O saatlerde Ankarada da gençlik ve Üniversite teşekkülleri, olayı protesto amacıyla faaliyete geçmiş- lerdi. o Öğrencilerin Zafer o Ala- nındaki Atatürk heykelinin etrafin- da nöbet tutmağa başladıkları sı- rada, TMTF yöneticileri, İçişleri Bakanı Faruk Sükanı makamında ziyaret ettiler. Olayı tel'in için Üni- versite gençliğinin sabırsızlandığını, formalitelerin yetişemiyeceğini TMTF yöneticilerine Sükan şöyle karşılık verdi: "— Böyle bir toplantının yapıl- masından Federasyona sadece şük- ran ee olurum." ükan, bu sözleriyle yöneticileri teşvik ediyor âdeta onlara bir te- minat veriyordu. Fakat, görüşme sona erdikten sonra İçişleri Bakanı soluğu Emniyet Müdürlüğünde aldı ve Polis müdürlerini yanına çağırt- tırdı. Toplantı sabaha kadar sürdü. Sükana göre durum çok kritikti. 16 Nisan 1966 Kulağa Küpe Vecize Demirel İktidarının "selefin halefi" Doktor İçişleri Ba- kanı Faruk Sükan işin doğru- sunu söylemiş: — Atatürk İnkılapları gön- lümüzde meşale! Tevekkeli çalışıyorlar.. değil, oyakmaya Gerçi gençlik haklı olarak titizlik gösteriyordu ama, yapılacak toplan- tıda olaydan Hükümetin sorumlu tutulması da söz konusu olabilirdi. Altı aydır herhangi bir müspet ic- raatta bulunamamış bir Hükümet, bir de mitinglerde tenkit edilmeye başlanırsa, bunun sonu nereye va- rırdı? Sükan, bu sorunun cevabını çok iyi bildiğinden, TMTF yönetici- lerine söylediklerini unutmuş görü- nerek gerekli talimatı verdi. Ertesi gün -Cumartesi- toplantının yapıla- cağı Zafer Alanının bir köşesinde sessiz sedasız bekleyen bir sivil po- Muzaffer İşte Çağlar Demirelin o polisi! YURTTA OLUP BİTENLER lis, kendilerine verilen talimatı şöy- le açıkladı; — Önce dağılmalarını isteyece- Biz. Dakılmazla <2 teker teker hep- sini toplayacağız. Bu iş için İkinci ve Yedinci Şubeye mensup sivil me- murlar. Birinci Şube emrine veril- diler. Şu gördüğün meydanda hiç yoksa yüze yakın sivil memur var!" Gerçekten de TMGT -Türkiye Milli Gençlik Teşkilâtı ile TMTF- nun ortaklaşa düzenledikleri top- lantının başlamasına daha bir saat varken dikkati çekenler, polis ara- balarının içindeki görevlilerle köşe- başlarında bekleşen, pardösülerinin yakaları kalkık, fötr şapkalı kimse- ler oldu. Öğrenciler, ellerinde bayraklarla heykelin dört bir yanında nöbet tu- tarlarken, TMGT ve TMTF yöneti- cileri de olayı protesto için bir top- lantı yapılacağım haber veren bil- dirileri vatandaşlara dağıtıyorlardı. Bildiri şöyle sona eriyordu: "Aslın- da Türkiyemizi etkilemek isteyen dış kuvvetlerin oynamak istedikle- ri oyunların bir görünümü olan bu türlü olaylara son vermek ve Ata- nın belirttiği gibi, Türkiyenin şeyh- ler, dervişler ve müritler yatağı ol- madığını bir kere daha hatırlatmak ve Cumhuriyetimize yöneltilmiş bu türlü tehlikelere zamanında karşı koyarak, Atatürk Cumhuriyetini A- taya yakışır biçimde korumak için oz saat 13'de Zafer Meydanında Bir ara, içinde TMGT ve TMTF yöneticilerinin bulunduğu bir oto mobil, alanın bir köşesinde bir po- lis arabasının arkasında durdu. O- tomobilin içindekiler, omeraklılara bildirileri dağıtıyorlar, başkalarına dağıtmak isteyenlere de birer to- mar veriyorlardı. Tomar halindeki bildirileri son alan, küçük bir ço- cuk oldu. Çocuk, otomobilin yanın- dan 10-15 metre kadar uzaklaşmıştı ki, polis arabasının kapısı açıldı ve arabadan fırlayan açık kahverengi gözlüklü, petrol rengi elbiseli, "M M." rozeti taşıyan sivil bir polis, çe cuğun arkasından koşmağa başladı. Hiçbir şey söylemeden çocuğu ko- lundan kavradı ve arabanın bulun- duğu tarafa doğru sürüklemeye başladı. Arabanın kapısı açıldığında şoförün yanında Emniyet Müdürü Muzaffer Çağların oturduğu görül- dü. Sivil polis. Emniyet Müdürüne: — Getirdim efendim" dedi. 11