YURTTA OLUP BİTENLER Odada derin bir sessizlik hüküm sürüyordu. Sessizliği Kitapçı oldu. Kitapçı, Müdür Fikret (oAktekine, görevini tam anlamıyla yerine getiren insan- di, sonra da başarılar dileyerek gö- revini teslim etti. Aslına bakılırsa, başarılı bir ge- nel müdür olmanın mükğfatını gö- revinden azledilmekle gören ve Çi- mento Sanayii A.O.'na düşük bir üc- ret karşılığında tâyin edilen Âkil Kitapçının azlinde şaşılacak bil ta- raf yoktur. Kitapçı, gerek IV. Koa- lisyon zamanında ve gerekse AP ik- tidara geldikten sonra, o AP'lilerin kanunsuz birtakım isteklerini ye- rine getirmeyen, kanunlara bağlı, herşeyden önce bankanın menfaat- lerini düşünen, prensip sahibi bir genel müdürdür. biri olduğu, IV. Koalisyon Hüküme- ti zamanında cereyan eden olaylar- la ortaya çıktı. Bundan yedi ay kadar önce, Tem- muz başlarında birgün, çoğunluğu- nu AP'li milletvekili ve senatörlerin teşkil ettiği bir grup, gelecek dev- reye ait yolluk çeklerinin ıskonto edilmesi için bankaya aşvurdu. , milletvekili ve senatörlerin ce bankadan aldıkları İsbir tutarındaki borçlarının tahsil oedilmesi şartıy- la bu isteğin yerine getirilebileceği- ni bildirince işin rengi değişti. Genel Müdürün haklı bir gerek- çesi daha vardı: Meclis tatile gir- mişti. Önümüzdeki devre Kimlerin Meclise girip kimlerin giremeyeceği belli değildi. Çekler kırılırsa, banka- i. Üstelik bunun acı örnek- de yakın bir tarihte görülmüş- DP devrinde bazı m illetvekilleri- ne borç verilen paralar ve gelecek devrelere ait, kırılan çeklerin karşı- lıkları tahsil edilememiş, bankanın tahsil edilemeyen alacağının tutarı 10 milyon lirayı geçmişti. Genel Müdürün tutumu, AP'lile- rin hiç hoşuna gitmedi. Ticaret Bakanı kendi partilerinden olsundu da, Genel Müdür isteklerini yerine getirmesindi! Bu, olacak şey değil- di. AP'ye bak, hizaya gel! Durum Bakana bildirildi. Zeren, Genel Müdüre, Macit çeklerin Âkil Kitapçı Demirelin oyunu kırılmasında bir sakınca olmadığını söyledi ve taleplerin yerine getiril- mesini istedi. Fakat Âkil Kitapçı ka- rarlıydı: Bakanı ve AP'li milletve- killerini memnun etmek için kanun- suz işler yapmıyacaktı. Milletvekili ve senatörler, bunun üzerine, başka bir banka ile tema- sa geçtiler. Yapılan görüşmeler so- nunda Emlâk Kredi Bankası Ge- nel Müdürü Hayri Seçkin, çekleri, hem de önceki alacaklar tahsil edil Kulağa Küpe... Söylemesini bilmeyince.. Herkes bilir ki, din ile dev- let işlerini birbirine karış- tırmamak lâikliktir yolarda duyuldu. De- i “lâyiklik" diye biliyor ve öyle söylüyor. Ayol, o başka kelime. Onu, meselâ şu cümlede kullanır- lar: — Hay, Allah senin lâyiği- ni versin, e mi? AKİS meden -milletvekillerinin çoğu bu bankaya da borçluydu- kırmaya ra- zı olunca, AP'liler Âkil Kitapçı aley- hinde sistemli bir kampanyaya gi- riştiler: Ne vardı bunda? İşte, çek- ler pekâlâ kırılıyordu. O hâlde, mak- satlı olarak çekleri kırmayan Âkil Kitapçının değiştirilmesi gerekirdi. Bu tema bir süre gayet ustaca işlendikten sonra, Ticaret Bakam Zeren, Genel Müdürün görevinden alınması için alelacele bir kararna- me hazırladı. Ancak, kararname, koalisyon ortağı bazı partilere men- sup Bakanlarca İmzalanmadı. AP'li- lerin isteği de böylece, bir süre ger- çekleşemedi. Kararnamenin hazırlanmasına se- bep olan olay sadece çeklerin kı- rılmaması değildir. Banka, kanun gereğince, çeşitli sebepler yüzünden mahsulü zarara uğrayan çiftçilere tohumluk kredi vermektedir 1965 yılı programı hazırlanırken, tohum- luk için her yıl dağıtılan Kredi tah- dit edilmişti. Alınan karara göre, 1965 yılında dağıtılacak kredi, en az en fazla 150 milyon lira ola- caktı. Macit Zeren, seçimler yak- laştığı bir sırada, bu tahdidin kal- dırılması için Genel Müdüre baskı yapmağa başladı. Tahdit kaldırıldı- ğı takdirde, Eylül ayına kadar ak- samadan yürütülen programın ger- çekleşemiyeceğini, bütün hesapla- rın altüst olacağını bilen Kitapçı, tahditin kaldırılmaması gerektiğini Bakana anlattı. Ancak, rarı kesindi: Tahdit kaldırılacaktı! Âkil Kitapçı, Bakanın baskıları devam ettiği sırada, bir iş için De- nizliye gitti. Kitapçının Ankarada bulunmayışı, tohumluk kredi tahdi- dinin kaldırılması için bir fırsattı. Genel Müdür Yardımcısı da Bakan- la aynı düşüncede olduğunu söyle- yiverince, Oomesele o hallediliverdi. Programın, tohumluk kredi dağıtı- mını tahdit eden maddesi tak imza ile değiştirildi. Bakanın, bu maddenin değiştiril- mesi için Genel Müdüre baskı yap- ması sebepsiz değildi: Kredinin art- tırılmasıyla çok sayıda çiftçiye -mahsulü zarara uğrasın veya uğra- masın- AP Genel Merkezinde hazır- lanan listelere göre kredi dağıtıla- cak, bunun karşılığı olarak da çifi- çiden m AP'ye oy vermesi istenece Bir emir çu aranıyor Genel Müdür ile Bakan arasındaki bir anlaşmazlık da, yemeklik 5 Mart 1966