SOSYAL HAYAT Dernekler Bir eleştiri Adalet Ağaoğlu, AKİS muhabirini telefonda merakla dinledi, son- ra kelimelerin üzerinde dura dura anlatmağa başladı: "— Hayır, ne geçen yılki 'Evcilik Oyunu'nda, ne de bu yılki'Çatıdaki Çatlak'da kadınların sorunlarını itayım diye bir iddiam olma- mıştır. Böyle olmayınca, kadınlara yol gösterme diye de birşey elbette ki söz konusu olamaz. Ben genel olarak toplumdaki ekonomik dü zensizliği ele aldım ve bunu, toplum içinde en küçük bir topluluk olan ailede, bütün belirtileriyle canlan- dırmak istedim. Bu arada, bir ya- -ar olarak, içimde birikmiş olan bazı şeyler de elbette ki, iddia ha- line gelmeden, eserimde kendi a- kislerini bulmuştur. Kadın dernek lerine, özel olarak çatmak isteme- -im. Ama genel olarak ben, top- lumdaki büyük sorunlar halledilip, düzensizlik giderilmedikçe, dernek faaliyetleri gibi (o faaliyetlerin çıkış yolu olmıyan çabalar olmaktan ile- -i gidemiyeceğine inanıyorum. Bu konuda da, ne karşıma aldığım bir dernek var, ne de genel olarak der- nekçiler... Meselâ 'Çatıdaki Çatlak'- da, çıkış yolu olmıyan çabalar için- -e çırpınan tip, bir yardım derneği üyesidir. Bu, sabahtan akşama ka- dar oturup da memleket sorunları- nı halletmek için tartışan bir kim- se de olabilirdi. Dernekçi kadın gi- bi, orada, düzensizlikten gelen hu- zursuzluğu duyan, fakat kendisini, çıkış yolu olmıyan bir çabanın içine atan insanı canlandırmaktadır, o kadar. Gerçekci değildir ve davra- nışlarıyla da, gerçeklerin karşısın- da ne kadar çaresiz olduğu görül- mektedir. Kusur onda değil. Kusur çokdahaderindedir." AKİS muhabiri kendisine teşek- kür etti ve telefonu kapattı. Bir bardak suda fırtına Bütün gürültü, Adalet Ağaoğlunun "Çatıdaki Çatlak" isimli oyunu- nun, 24 Şubat günü Sanatsevenler lokalindeki eleştirisinden sonra pat- -ak verdi. "Çatıdaki Çatlak"ta, mem- leketimizdeki büyük ekonomik ve sosyal sorunları aile gibi küçük bir topluluk içinde ele alan yazar, dört kadın tipi ile iki de erkek tipi çiz- 28 iniştir. Yazarın şikâyeti, toplumu- muzdaki kadınların yüzde 75,1'inin, erkeklerin ise yüzde 46,3 'ünün oku- mamış olması, bilinçsiz, örgütlen- memiş emeklerinin er-geç çöküntü altında kalıp ezileceğinden de ha- bersiz oluşlarıdır. - Çünkü bunlar "tepelerinde (o koskoca bir çatlakla asılıp duran bir çatının gölgesinde dayanma, dayanışma nutukları din- liyerek" yaşamaktadırlar. "Altların- aki çürük bir iptir. İpin altında uçurum vardır." Nutuk dinliyerek, nutuk çekerek bu düzen içinde ya- şamak mümkün değildir. Ekono- mik sorunların halledilmesi ve ba- sılabilir sağlam bir temel, çatıdaki çatlağı giderecek tek yoldur. Ama, belki yazar kadın olduğu için, belki de kadın tiplerini özellikle çok iyi yarattığı için, eseri daha çok kadın sorunlarını ele alan, bu arada kadın derneklerini gülünç duruma düşü- ren bir oyun olarak nitelendirildi, özellikle, geride bıraktığımız hafta içinde Ankarada, kadın dernekle- rinde, kadın topluluklarında, bu yönden, çok sözü edildi. Sanatsevenler lokalindeki eleşti- ride O. Attilâ Sav, tenkitlerini ya parken, özellikle kadın derneklerin- de çalışan kadınları canlandıran tip üzerinde durdu ve dernek faaliyet- leri gösteren kadınların tamamiyle bilinçsiz olduklarını, hiçbir işe ya ramadıklarını osöyliyerek, haftada bir veya birkaç saatini bir hastaha- (AKİS; 53) Adalet Ağaoğlu Sanatçı o açısından nede gönüllü çalışmalara ayıran ka- dınların faydasız bir iş yaptıklarını belirtti. Daha sonra konuşan İlber Tokaylı ise, meseleyi daha da ileri- ye götürdü ve türk kadınının ken- dine sahip olmadığını, Atatürkün kendilerine verdiği oOhaklardan ka dınlarımızın oyararlanamadıklarını, derneklerde çaylar, balolar düzen- lemekten öteye gidemediklerini id dia etti. Derneklere dokunmayın Mesele çığrından çıkmıştı. Bu ara a konuşan Sevgi Sabuncu ve Kâmuran Ardıçoğlu, türk kadınını savunma görevini üzerlerine aldı- lar. Konuşmaların bu yönde geliş mesi herhalde en fazla, o toplantıda bulunan Adalet oAğaoğlunu üzmüş olacaktır. Çünkü toplumdaki düzen sizliğin kurbanları olarak başarılı şekilde yarattığı tiplerin, birdenbi- re, bu düzensizlikten sorumlu kişi- ler olarak ortaya atılması gerçekle ilgili değildir. Gene oturumu merak- la izleyen, kadın dernekleri faaliyet- lerini çok yakından bilen bazı ka dınlar, oyunu tam anlamıyla değer- lendirdikleri ve bir eleştiriyi deği- şik yönde başka bir tartışma konu- suna götürmek istemedikleri için susmak durumunda kaldıklarından, üzüldüler Kadın yapma ve amaç taşımayan, rı kazanamıyan kuruluşlar olarak ele almak eğilimi, bugün, Birleşmiş derneklerini çay, balo gösterişten öte bir taşısa da başa- 5 Mart 1966