savaş Kadını haklarına kavuşturma savaşı bundan bir yüz- yıl kadar (ince, gelişmiş m başlamış ve bugün, Asya steplerinden Afrikanın balta girmez or- , dünyanın en kuytu köşelerine kadar yavaş yavaş, fakat emin adımlarla yayılmıştır. Bu lr Mi yaşadığımız yüzyılın içinde sonuç cak ve yet, insan olma haysiyetine, bir im- yaz olarak değil, bir hak olarak kavuşacaktır. eketimize yeni gelmiş bulunan Avusturya Büyük Elçisinin esi Dr. Jutta ungvirth'in, geçen haf- ta içinde, Büyük Elçilikte, "Batı Afrikadaki kadının durumuna bakış" li altında verdiği konferans, az ge- lişmiş toplumlardaki bu ortak dâvaya ışık tutma ba- kımından gerçekten ilginç oldu. Konuşmacının, eşinin görevi dolayısiyle 1962-65 yılları arasında kalmasının ve hukuk doktoru olmasının yanında, kon- feransa büyük bir değer kazandıran niteliği, B Birleşmiş Milletlerin bu konularla ilgili kollarında görevli ola- rak uzun yıllar çalışmış olması ve bu konuda elinde araştırmaların ve raporların bulunması Konferansın bütün dünyadaki kadın dâvasına ışık tutan yönü, bence, kadının kurtuluşunda ekonomik faktörün oynayacağı rolü, Batı Afrikadaki gerçeklere dayanarak, su yüzüne çıkarmış olmasıdır. Gerçi Dr. Jungwirth bu konferansında, yalnızca Nijeryadaki ka- dının durumunu ele aldı ama, bir araştırmacı olarak, bunun Batı Afrika için bir örnek olabileceğini de be- lirtti. Nijeryada kadın, hukuki yönden hemen hemen hiçbir hakka sahip değildir. Kocası isterse başka ka- dınlarla da evlenebilir. Miras hi yoktur. Ayrılınca aka alması ancak ingi ukukunu kabul edenler İçin mümkündür. Zaten bunun dışında boşanma diye de birşey mevcut değildir ve söz konusu olan, yalnız- ca ayrı yaşamaktır. Kuzeyde, yâni müslüman kısımda ise oy hakkı, seçme ve seçilme hakkı, vs. diye birşey de yoktur. Ama hukuki duruma karşı fili durum ta- mamiyle değişiktir ve Batı Afrikada kadın, çoğunlu- politikacılar üzerinde tam bir baskı grupu teşkil etmektedirler. Okur- kadınları, aralarında topladıkları para ile kızlar için bir ortaokul aç- ğuyla, toplumda, âdeta erkeğe | hâkimdir. Çünkü kadın bilfiil hayata atılmıştır, akta, erkeğe muhtaç olmadığı için kendini kuvvetli hissetmekte- dir. Gelenekler, kadım bu konuda bağımsız olmaya âdeta itmektedir. Ticaret daha ,çok kadınların elinde- dir. Bir erkek bir kadınla evlenirken, eğer kadının bir ç aracı yoksa, erkek, meselâ ona bir dikiş ma- kinesi hediye eder, kadın bu makine ile iş yapar, para kazanır. Evlilik kadın için bir geçim yolu sayılma- maktadır. Tabii bu geleneksel tutumun, gündengüne endüst- rileşen Batı kadın dâvasını hallettiğini söy- lemek mümkün değildir. Gelenekler gevşedikçe, ka- dınlar hukuki eksiklikleri daha çok duymakta ve bu yönden büyük bir savaşa katılmış bulunmaktadırlar. Savaş üstten değil, alttan yönetilmekte, ticareti elinde tutan pazarcı kadınlar, özellikle "ka eğitim soru- nu" ile “poligami'"ye karşı yürütülen bu savaşın öncü- lüğünü yapmaktadırlar. Demek ki Türkiye ile Batı Afrikada birbirine ta- mamiyle zıt bir durum vardır. Bizde kadın hukuken bütün haklarına sahip olduğu halde, füliyatta, Le şehirler dışında, bu haklarım kullanamaz. eko- nomik bağımsızlığına kavuşmamıştır. Gerçi Anadolu- da, özellikle tarımsal bölgelerde kadın erkekten çok çalışır ama, du çalışması kapalı ev ekonomisi içinde kalır. Kadına ekonomik bağımsızlığım verecek şart- lar, köyde Biz mevcut değildir. Kadının kurtuluşu, her şeyden önce, evlilik kuru- munun kadın için bir geçim aracı olarak kabul edil- mesi geleneğinin kaldırılmasına bağlıdır. Batı afrika- ı kadının durumu, bu görüşü doğrulayan en güzel bir örnektir. Avrupa ülkeleri dahil, birçok uygar toplum- larda, kadının âlâ tam anlamıyla hür olamamasının nedenini da bu açıklamada bulmak mümkündür. Jale CANDAN dar sürdü. Büyük Elçilik salonları- nın duvarları, Nijerya kadınlarının yazarlığı kadınlar arasında yaymak ve bunu kolaylaştırmak için cihat açmış durumdadırlar. Meselâ pazar HERKES OKUYOR 19 Şubat 1966 mışlar ve öğretmenleri de kendileri tutmuşlardır. Hukuki yönden kadın- lar Afrikada hemen hemen hiçbir hakka sahip değildirler ama, iş ha- yatının içinde bulundukları, para ndıkları için güçlüdürler, gele- nekler de bu bakımdan onların ezil- mesini önlemektedir. Kadın evle- nince de hayatını kazanmakta de- vam etmektedir. Batı Afrika kadını, füli şekilde kullanmakta olduğu birçok haklarım hukuki plânda da elde edebilmek için amansız bir sa- vaşa girişmiştir. Bu savaşı yürüten- ler de, alt tabakayı teşkil eden faal ve dinamik kadınlardır. Bunlar öy- lesine okuma aşkı ile doludurlar ki, Dr. Jungwirth, halk eğitimi yapan bir okulda 70 yaşında bir kadın öğ- renciye dahi tesadüf etmiştir. Toplantı akşam geç vakitlere ka- yaptıkları elişleri, dokumalar, mas- keler ve Afrikada, değişik şekilde çalışılmış gümüşle donatılmış, bun- lar ieorallarda da canlı hale geti- mişti. (AKİS — 34) 31