AKİS YURTTA OLUP BİTENLER kanı, Başbakan olduğu gün, AP'nin din konusunda yapmak istedikleri- ni engelleyebilecek kanunların de. bu lendiği işlere engel olabileceği tah ahmin inin sahibi de Türk Çeza Kanunu ve Siyasi Parti ler kanunudur. Anayasanın Türkiye Cumhuriyetinin lâik bir devlet ol duğunu ilân eden 2. Maddesi ile 19 ve :57. Maddeleri, Türk Ceza Kanu: nunun, kutsal olarak tanınan şeyle- vi âlet ederek propaganda yapanla rm bir yıldan beş yıla kadar ağı hapis cezası ile cezalandırılacağını öngören 163, Maddesinin 4 ve 5. fık- raları, Siyasi Partiler Kanununun dini politika için istismar edici fa aliyetlerde bulunan -partilerin Ans vasa Mahkemesince kapatılacağını öngören 94, 110, 111 ve 112, Madde- leri, Demirelin AP Grupuna “düze! tilecek” diye verdiği 'direktifin kap- samına. giren kanun hükümleridir ve bunlar lâiklik binasının altından çekildikleri: takdirde çöküntü yara- tabilecek derecede önemli tuğlalar- dır. Atatürk Türkiyesinde 20. yüzyı- hn ikinci yarısında bir Başbakanın böyle bir davranışa girmesi ancak kelimesi ile adlandırıla: bu hali, “Demr rel, mason olmadığını ve diydarlığı. m ispat için bir kormpleksle böyle yapıyor. Aslında o, camiye girdiği zaman ne yapadağını şaşıracak kö dar bu işlere yabancıdır” diye izah etmektedirler. Ama bu, işi birâaz'ha fife almaktır. Hele aynı Başbakan, aym konuşmasında “Önümüzdeki dört sene; bizi hangi ufka götüre- öekse, bu tamamen siz muhterem heyetin .elindedir” demişse... İnsan, ister istemez, vaktiyle Grupuna “Siz isterseniz hilâfeti bile getirebilirsi- niz” diyen Başbakanı ve sonunu ha tırlıyor. A.P, Fare ve kediler Bu hafta Ankarada, hadiselere 20- be Türkiye başkentinde, çok göz AP'ye ceğrik bulunuyordu. Yalnız AP'lilerin değil, bütün çev relerin ilgilendikleri konu şudur AP Grupunun anatomisi ve psikolo- jisil.. Bu konuda çok çeşitli yorum: lar yapılmaktadır. Bütün bu yorum: larda birleşilen nokta, bugün Türki- N Saadettin Bilgiç ve Demir» Düşman kardeşler venin içine girmeğe başladığı rejim problemlerinin demokratik lar dan çözümünün bir partinin Mecliş srupunun şu veya bu:şekilde dav. ranmasına bağlandığı ve bu duru- mun 6-7 yıl önceki bir duruma çok benzediğidir. Fikir ve yorumların çeşitlilik gösterdiği nokta ise, > parti grupunun, yani AP Grupun bu kritik durumda nasıl bir Bani tarzını seçeceğidir, 6-7 yıl önce yine böyle, rejim bakımından çok önem: li bir yol ayrımı ile karşılaşmış © lan Meclis grupu, BP Meclis Grupu idi. O zaman DP Grupu, karşı kar- şıya nl Dd çi nm. 2 sezmiş olmasına en, kurnaz demögog bir liderin elinden kendi. ni kurtaramamış vö bilinen sonuç meydana çıkmıştı. Bugünkü durum o günkü duru ma esas olarak benzemekte, fakat şartlarda büyük farklar bulunduğu da gözden kaçmamaktadır. En bü yük fark, liderler arasındaki kuvw vet, kudret, etki farkıdır. Ümit w ren “tek cihet de budur. Fark, son bir-iki hafta içinde cereyan eden ba: zı gelişmelerle iyiden iyiye ortaya çıkmıştır. AP Genel Başkanı ve Bâş- bakan Demirelin, yaptığı büyük ha- talar sonunda yalnız halkoyu önün de değil, kendi partisi önünde ds düştüğü durumdan için giriştiği teşebbüs ve bunun hiç de parlak olmayan sonucu çok veni or. taya koymuştur. Bu teşebbüs, 2» çen hafta Perşembe günü yapılan Grup toplantısında sahneye konu- lan ve “Menderes taktiği” diye ta- nımlanan oyundur. düştü- ğü açmazdan kurtulabilmek ve da vandığı parti ile Grupu toparlayas bilmek için, politikayı sertleştire- rek, CHP düşmanlığını bilemek iste, miştir. Bu teşebbüsü ve sonucunu, bu haftanın başında bir AP'li şöyle ve rumlağı; “ — Kedi ve fare meselesi... Bir zamanlar bir kedi ve fareler vardı! Kedi yırtıcı, fareler ise ürkekti, Fa- reler biraz cesarete gelip, şu kedi de ileri gidiyor” diye düşünm başladıklarında, kedinin birazcık tırnaklarını göstermesi kâfi ge Şimdi ise roller rm döndü. telik, kediler çoğunluk 12 Şubat 1966 - ,