-iKTiSADI Kalkınma 1965 bilânçosu 1966 yılının Kalkınma (Plânı, yeni Hükümetten henüz geçmiş bulun dır. Bir sürü siyasal güçlük- ler ve terslikler içinde geçen bir yıl, sa; yılık yüzde 5,3) kalkınma hızının da gösterdiği gibi, Türkive- de belli bir kalkınma potansiyelinin mevcut olduğu gerçeğini gölgeleve memiştir. Bu da göstermektedir ki Türkiye kalkınmıyacak bir ülke de gil, sadece yanlış politikanın kurbü: nı bir ülkedir. 1965'e kuşbakışı bir göz atmak, bu görüşü doğrulamak için yeterlidir. AP'li Ticaret Bakanı Macit Zeren Fakülte yıllarından kalma iktisat bilgisiyle, yabancı sermayenin Tür- kiyeyi sömürmediğini, kendisinin buna inanmadığım söylemiştir. Ti- caret Bakanlığı bütçesi o görüşülü: ken bu konudaki görüşünü açıkla- yan Bâkan Zeren, Birleşmiş. Millet- lerin dahi yıllardır üzerinde durdu. ğu bu meseleyi, yani gelişmemiş ül kelere gelen yabancı özel sermaye nin bu ülkeleri sömürmesinin nasıl asgariye indirilebileceği meselesini bir çırpıda halledivermiştir! Fiyat artişları konusunda yaptığı basın toplantısında ise, gazetecilerin önün: de, kendisine ' yöneltilen “sorular “fiyat artışları yüzde 10 da olsa, bu nun enflâsyon anlamına gelmiyece- ğini” söylemiş, daha da sıkıştırıldı. ömda, “Vallahi, isteyen istediği ismi versin. Ben enflâsyon. diyemiyece- ğin” cevabını vermiştir. Az geliş miş ülkelerin problemleriyle karşı karşiya bulunan Türkiyede bu eko nomi politikasının ne işe ve kimlere varadığını düşünmek bile üzücü öi- maktadır. Birçok yeni — tesislerin hizmet? girmesiyle 1965'de, bir önceki yıla ; göre, sanayi malları üretimi daha fazla artmıştır. Bunların başlıcaları demir - çelik, hadde mamülleri, de mir cevheri ve ham petrol üretimi- dir. Dokuma sanayiinde de önemli artışlar olmüştur. Şeker, kâğıt, taş. kömürü, linyit, şişe ve cam eşya ik retimlerinde mevdana gelmiş olan düşmeler, genel olarak, yılın ilk ya: rısındaki üretim noksanlığıyla ilgili- dir ve son aylarda bu maddelerin ü- retiminde de, bir önceki yılın aynı aylarına oranla, artma olduğu görül müştür. Tarımsal üretim ise, sanayi mal- ları üretimindeki — artışın gerisinde > VE MALİ Macit Zeren Neşesiz bilânço timi artarken tarımsal malların ü retiminde aynı artışın görülememe- si, genel ekonomi için bazı problem- ler yaratmıştır. Bu problemlere rağ- men, 1964'e göre 1965'de piyasadaki iş hacmi gözle görülür şekilde art- mış, fiyatlar yükselmiş, genel iç tü- ketim mallarında bir satıcı piyasası ortaya çıkmağa başlamıştır. 1964'e göre 1965, gerek ihracatı- miz, gerekse ithalât değer yönü den belirli bir artış göstermiş, dış ücaret açığımız ise azalmıştır. Di- ğer taraftan yurt dışındâki işçileri- mizin gönderdikleri dövizler 1965'de 60: milyon doları bulmuştur. Böyle- ce uzun yıllardanberi ilk defa öde meler dengesinde görünmeyen kü- lemler, gelir - gider dengesi, bu yıl olumlu netice vermiş, genel açığı kısmen azaltmıştır. 1965 yılında genel ve katma büt- çelerin gerçekleşmesi gerek gelir, gerekse gider yönünden daha yük- sek nispetlere erişmiş, gelir ve gi- derler arasındaki menfi fark azal- mıştır. Ancak, Plâncıların ve aklı başında birçok yetkilinin üzerinde durdukları bir meseleyi burada ha- tırlamak gerekir, Bir yıl içindeki - Aralık 1964 ile Aralık 1965 arası -yüz- de 13'lük fiyat artışları vergiler deki artışı büyük ölçüde gölgele- miştir. Ancak bu, vergi sistemindeki uygulamanın iyiliğinden değil, para değerindeki inmeler sebebiyle versi matrahlarının artmasından meyda» na gelmiştir. Kör atırım hacminde 1965, özellikle inşaat faaliyetiyle ilgili olarak, önceki yıla göre daha büyük artış SAHADA göstermiştir. Özel sektör sanayi va tırımlarında da önemli o sayılabile cek bir gelişme görülmüştür. Bun lâr 'gene de Plâna uygun olmayan ve zaten işba halinde bulunan do kumacılık ile montaja dayanan vw rı- sanayi alanlarında olmuştur. Uz manlarla Plâncılar, çeşitli toplantı larda, arttığı söylenen bu özel sek- tör yatırımlarının durumunu ele «li makta ve “artık Türkiyede belirli bir sanayi politikası tespit edilmeli. dir” demektedirler. 1965'de daha çok, banka mevdi atları ile kredilerinde artış görül müş, banknot hacmindeki artış, de vam etmekle beraber, önceki yıldan daha az olmuştur. Ne varki, 1965 yılındaki para artışı, özel sektörün baskısıyla, “kredi yok, banknot hac- mi talebi karşılamıyor, piyasada pa: ra yok” şikâyetleriyle o başlatılmış, özel sektörcü basındaki “Para hav mi yetersiz”, “Özel sektör kredi bu- lamıyor” gibi başlıklar silinmeye başladığı zaman da Türkiyede duru. mun tersine döndüğü görülmüştür. Mart ayı başlarında ortaya çıkan bu durum, Türkiyenin enflâsyona yuvarlanmasına yol açmıştır. Şimdi de özel sektör, dostlar alışverişte görsün diye, “Fiyat artışları hoştur. Korkmava lüzum yoktur, Ama Hü- kümet bu gibi meselelere-dikkat ct- sin” demektedir. Fiyat artışları, ger- çek sanayitilere zarar verir. Mon- tajcılığa dayanan, İsviçreden aldığı ilâç tozunu kutulara doldurup, yer- li özel teşebbüscülük oynayanların bir ayakları zaten ithalâtçılıkta ol- duğu için, bunların, fiyat artışlarını sevinçle karşılamamaları imkânsı”- dir. DP'nin başını bu tutum yemis- tir, AP'nin başını da yine, “yabancı sermaye Türkiyeyi (o sömürmüyor” diyen bu tutum yiyecektir. Bâşbakan Demirelin de iktisat- tan anlamadığı, buna rağmen “ben bilirim” havasından kurtulamadığı bilinen bir gerçektir. Birçok Bakair ların ise, yanlarında başkaları var- ken bile, Demirele telefon açıp, en olmıyacak şeylerde ondan talimat al , bilinen ayrı bir gerçektir. Bu, çok basit işlerde, meselâ bir Bakanlığın normal servislerini ilgi- lendiren işlerde bile böyle olmakta dır, . görülmektedir. Sanayi malları üre- 24 12 Şubat 1968