12 Şubat 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

12 Şubat 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gülsün w Nurperi, daima “Dede Paşa"larının iki sevgili torunu olarak kaldılar, Bunda, ikisi- nin de acı anlarda dünyaya gelmiş olmalarının payı büyüktür, Bu iki çocuk Pembe Evde neler gördüler, neler.. hürat arasında kongre binasına girdi. Orada son ileri şiddetli, biber dolu bir nutuk söy- ledi. Türkiye artık buram buram ihtilâl koku- yordu — bunu gafil bir iktidardan başka her- kes hissediyordu. İsmet Paşa, tenkit oklarını şahsen Menderese yöneltti. Menderes, kendi ar- ada söyledi ve Başbakanın o sıralarda yurdun Şişik nda yaptığı konuşmaları cevap- landırdı, Menderes, her hangi bir kimsenin ken- disinden hesap sormak hakkını tanımıyor, “Oü- lar da kim oluyorlar? Biz, milli iradeyi temsi! meri diyordu. Halbuki aşanın halk dığını tarafından nasıl k bilseydi ve bunu do takdir etseydi, her hal- milli iradenin D.P. iktidarının altından aç bulunduğunu farkederdi. Kongre binasında bulunanlar, tabii C.H.P.'- lilerdi. İsmet Paşa binadan çıktıktan sonra onu görmek, alkışlamak isteyenlerin arasında ise C.H.P.'li olmayanlar çoktu. Bunlar, Polis Mü- 134 dürünün hışmı karşısında C,H.P.lilerle. birleşi- yorlar ve İdarenin davranışları herkes üstünde çok kötü tesir yapıyordu. ismet Paşa ve bizler için civardaki küçük bir lokantada yemek hazırlanmıştı, İsmet Paşa kongreden çıkınca Polis Müdürü derhal seğirtti ve İsmet Paşayı şehir içinde yürütmeyeceğini bildirdi. Halbuki lokanta iki adımlık mesafe- deydi. İsmet Paşa: “— Ne diyor?” diye'sordu. Kendisine, Po- lis Müdürünün arzusu bildirildi. İsmet Paşa “Maskara!” dedi ve yürüdü. Halk görülmemiş tezahürat yapıyor ve çok yerde ölduğu gibi bu- rada da “Kurtar bizi, Paşam..” diye bağırıyor- du. O seyahatin unutulmayacak hadisesi, lo- kantanın içinde cereyan etti. İsmet Paşa ve milletvekilleri, bizler yürüyerek ve Polis Mü- dürünün çırpınmalarına rağmen lokantaya gel- miş, hazırlanan ziyafet masalarına yerleşmis- tik. Yemek başlamıştı. Bu sırada içeri bir adam girdi. Heyecan içindeydi ve ağlıyordu. İsmet Paşanın ellerine kapandı ve şöyle dedi: “.— Paşam, affet beni.. Beni affet..” ismet Paşa ne olduğunu pek anlamadı. “. Neyi affedeyim?” diye sordu. “- Ben, 195'e kadar Demokrattım. Şimdi bilmezsin, o günlerden dolayı ne kadar mah- cubum, Senin aleyhinde olduğum, sana karsı çalıştığım için beni affet. Bunların ne oldukle- rını gördüm..” Muhalefet Lideri tatlı bir gülümsemeyi heyecanlı vatandaşını teskin etti, bunda affedi- lecek bir şey olmadığını söyledi, durumu doğru gördüğünden dolayı yanaklarını okşadı, Adam son derece memnundu. Gülek de, sanki adamı tanımış gibi: *— Senin 1954'ten sonra yaptığın hizmeti- ler bize ondan eski eri unutturmuştur” di- yerek kendine bir pay çıkardı, | Yemekten sonra, heyecan bitmedi. Polis Müdürü Ge lokantanın hemen yanına çektirmişti. t İsmet Paşa, böyle hallerde daima vi gibi; “.— Biraz daha karlagher dedi. Otomobiller ileriye gittiler. İsmet Paşa, halka hiç kimsenin > ni olamayacağını göste- rir şekilde yürüdü. Otomobillerin etrafı büyük bir kalabalıkla çevriliydi. O kalabalığı eliyle yardı. Arabalara bindik. Halk İsmet Paşanın otomobilini havaya kaldırmaya çalışıyordu. ismet Paşa “Yapmayın! Sâkin olun..” dedi, E- liyle selâmlar vererek şoföre, yürümesini söy- “sngmid arasında, Çankırıdan böyle ay- rılındı. Yolda, Çankırıdaki idare âmirinin hatalı hareketinden bahsettik. İsmet Paşa, bir gün sonra Kastamonuda yapacağı konuşmasının

Bu sayıdan diğer sayfalar: