mın belki daha iyi olabileceğini hatırlattı. Ben bu seyahatlere Menderesi kızdırmak için katı!- mıyordum ki., Türkiyede Demokrasi Devriminin en ilgi çekici devri ve hadiseleri yaşanıyordu. Benim için bunları birinci sıradan, hattâ sah- ne üstünden seyretmek imkânı vardı. Bu fırsa- tı, bir gazeteci olarak nasıl kaçırabilirdim? Türkiye âdeta kabuk değiştiriyordu. İsmet Pa- şa bir şey söylemedi. Ekimin son günlerindeki bu seyahatimize Kasım Gülekle Turgut Göle de katıldılar. İs- met Paşa, Gülek ve ben aynı otomobildeydik. Bu belki de benim, Gülekle en uzun konuşmam- dır. Az politika konuştuk, daha ziyade çeşitli konulara dokunduk. C.H.P, Genel Sekreterinin bilgisinin ağızdan dolma olduğu hemen anlaşı- lıyordu. Gülek o tarihlerde Ulusun da resmi sahibiydi. Gazeteyi parti adına o takip ediyor- du. Ulus ise tam Allahlık haldeydi ve Güleğin reklâmını yapmayı başlıca görev sayıyordu. Biz de bunu Akis'te tenkit ediyorduk ve Ulus ile Akis arasında polemikler cereyan ediyordu. Gülekle bunlardan hiç bahşetmedik. O kadar olgunluğu o tarihlerde gösteriyordu. İsmet Paşanın bu turnesi Çankırıda mace- alı, Kastamonuda sâkin geçti. Çankırıda bir polis müdürü bulduk, Ziledeki okaymakamdan farksızdı. O'da halkı İsmet Paşadan uzak tut- maya çalışıyor, tezahürat yapılmamasını isti- yordu. O da Çankırıyı âdeta askeri-işgal altına almıştı. Her on metreye bir polisle bir jendar- ma dikmişti ve bunlar halkın kaldırımlardan inmesini engelliyorlardı. Fakat coşkun bir halk, barikat mı dinler? Nitekim bizim otomobil il kongresinin yapılacağı binanın elli metre kadar ötesinde durur durmaz halk bize doğru koşma» ya başladı. Polis Müdürü “Vurun!”, “Bırakma- yın!” diye feryat ediyordu. İsmet Paşa: “.— Ne oluyor?” diye sordu. Turgut Göle: “— Bir Tevfik Kurma da burada karşımı» za çıktı” dedi. Sonra, Polis Müdürünü tanıdı. Polis Okulundan talebesiymiş ve adı Hüseyin- miş, “.— Hüseyin, ben sana idareciliği böyle mi öğrettim? Kanunları niçin tatbik etmiyorsun 7” diye bağııdı. Bir kâç gün evvel Çankırıya Menderesin bir Devlet Bakanı gelmiş, aynı Polis Müdürü onun için kalabalıklar derlemeye çalışmıştı. Şimdi ise, İsmet Paşaya mâni olmak istiyordu. İsmet Paşa otomobilden indi, büyük teza- Menderes, iktidarının son devresinde öir Ege seyahatine çıkıyor . O tarihlerde Başbakan artık daha ziyade sivil polislerden müteşekkil bir kordonun içinde yolculuk ediyordu ve zorla toplatılan hal kın kendisine soğuk muamele ettiği gözden kaçmıyordu. Menderes kızgınlığından Muhalefete, Bası. na ve Üniversiteye mütemadiyen çatıyor, daha doğru bir tâbirle küfredip duruyordu. 133