XVN Her şeyden haberdar bir Başbakan ve her olmanın tılsımı hakkında «- Celil şeyden haberdar Cevherioğlu diye bir zatı takdim ederim — Nihat Erim tarziye istiyor ve bunu alamıyor — hane çeşmesi hangi yandan akar? — Bayan Nurperi Toker dün; üşüyo; Mapus ve biz İsmet Paşayla gene yollara di Ekimin 20'siydi. 1958 Ekiminin 20'si. Bir Ps- zartesi. Bir gün önce, İsmet Paşayla birlik- te, içine Zileyi de alan yolculuğumuzdan dön- müştük. Matbaadaydım. O haftanın yazıs.nı hazırlıyordum. Telefon O İstanbuldan Kay- han ame beni arıy Ağabey, Temyiz > 'AKİS'in bir yıllık ha- cezasını tasdik etmiş. Doğru mu? Kiminki, u?” diye sordu. “.— Hiç haberim yok” dedim. 'Temyizde karar bekleyen iki dâvamız var- dı. 1957'den sonra, seçimleri tekrar kazanması dolayısıyla Menderesi kapak yapmıştık. Bir “Time tipi kapak yazısı'nda Başbakanın MK resini çizmiş, özelliklerinden bahsetmiştik Menderes şahsen şikâyetçi olmuş, bizi dâva et- mişti. Sanık, Tarık Haluluydu! Haluluyu Anka- radaki küçük mahkeme 16 ay hapse etmişti. Öteki dâva gerçekten bir yıllıktı ve sanı- gı bendim. le İş da Nihat Erim, Yazıda Ni- hat Erimin en sonda Adnan Menderesin ““Kıb- rıs ve dış politika müşaviri” kesilmesindeki ga- rabet belirtiliyordu. Yazı öylesine masum bir yazıydı ki bundan dolayi bizim yazı işleri mü- vim kiz çağırıldığında kendisine demiş- “— Yazıyı kimin yazdiğı sorulacak olursa, Metin Toker tarafından yazıldığını söyle.." Yoksa, bunu itirafa bir mecburiyetimiz yok- tu ve dâvayı tek sanıkla geçiştirmemiz mümkün- dü. Nitekim bunu, hadiseden önce ve sonra cok defalar yaptık, bilhassa benim peşimde olanlara, Başbakanın sevdiği lm avuçlarını yalattık. Ama yazdığımızdan dol izi bir mahkemenin, bir hâkimler heyetinin, bir Temyiz Ceza Dairesi- nin mahküm edebileceği hâyâlimizden o kadar geçmiyordu ki ben, şimdi pek çocukça buldu- gum bir çalımla “Ben yazdım., Ne olacak ?” diye ortaya çıktım. 5 yamızı şereflendiriyor pe — Menderesin “gazeteci avı" en şiddetli devre- sine giriyor. . Duruma doğru teşhis koymamamın cezası- nıtam bir yıl, bedavadan hapis yatmak suretiyle ödedim, Rejim benim dahi tahayyül ettiğimden öte bir şekle girmişti ve artık memleketin en yüksek yargı organı doğrudan doğruya Adnan Menderesin emri altında NN hükümlerini onun arzularına, yahut direktiflerine göre veti- yordu. Bugün, gazetecilik mesleğine girişimden yirmiüç yıl sonra, bunca tatlı ve bazısı acı, hepsi meraklı ve heyecanlı, cazip macerayı hatırlaya- rak kendi kendime “Her seye yeni baştan baş- lasam, yaptıklarımın icinden nevi tekrar yapar, neyi yapmazdım” diye sorduğumda “Nihat Erim yazısını benim yazdığımı m diyorum. Bu, yapmayacağım tek şey tırıma geliyor. O bir yıl hapsi öylesine “bad badele lık neticesi” sayarım. Ama bu bana, teşhislerim- de mutlaka bir ihtimal payı Memi; hususun- da derslerin en mükemmelini O gün telefonda Kayhana, haberi nereden duyduğunu sordum, Anlattığında ağzımın açık kaldığını itiraf ederim. Bizim İsmet Paşayla Orta e ele lunuyordu. Cumhuriyet adına Baş lesine Mazhar Kunt katılmıs. 16 Ekimde ann kai tadalarmış. Menderes orada Muhalefete — a hücumlarından birini yapmış. Akşam zi varmış. Başba artık initadı haline geldiği üzere Kafanı bir iyi Moi Yemekten çıkarken Mazhâr Kunta rastl Mazharın ya Kim Dergisinin mr Müfit Duru duruyor- muş. Mazhar, arkadaşını Başbakana takdim et- miş, Menderes mz şöyle bir bakmış ve: — AKİS'in bir yıllık mahkümiyetini Tem- yiz tasdik etti. in denk atın” demiş. iyim bitip te İstanbula e Mazhar bunu gazetede anlatmış. Kayhan da bii telâşlanmış. Beni onun için aramış. Ekimin 16'sı, Temyizin, 16 Ekim”tarihinde 129