Görünüşte bu toplantı, Hükümetle Grup arasındakı ilişkilerin gözden geçirilmesi ve Af, Seçim Kanumu gibi konularda strateji tesbiti için vapılmıştır. Fakat konuşanlar, ba konulara: biraz temas edip, Affa ve Seçim Kanununa taraftar olduklu rwu ifade ettikten sonra, sözü Hükü metin çalışmalarına getirmişler, son günlerin tartışmalarını en açık ve sert bir dille vermişlerdir. Talât A sal böyle bir girizgâhtan sonra, De- mirelden gözlerini kaçırarak -kendi- si- Hükümet karuluncaya kadar De- mirelin yakınıydı-, şu cümleleri kul- lanmıştır: “—- Hükümetin bugünkü tutu: rauyla hiç bir iş yapılamaz. Hükü- met, Parti ve Grupla irtibatını ta- rhamen kaybetmiştir. Evvelâ bu ir. tibatı sağlamahysz. Hükümet, icraa- tinda Partiyi ve Grupu haberdar et- mek zorundadır, Asal daha sonra sözü rejim me selesine getirmiş ve “benim de istih- baratım var” diyerek bir ihtilâl ihü- malinin ne dereceye kadar varit o- labileceğini anlatmaya (o koyulmuş- lur. Zaten sinirleri gerilmiş olan Demirel bü sözlere o dayanamamış “— Talât bey, sivri lâtlar etme viniz, yeter!” diyerek hatibin sözü nü kesince, kıyamet kopmuştur. Bağırmalar ve sert lâflar birbiri. ni kovalarken Asal, Demirele sertçe “gerçeği'ifade ettiğini” o söylemis, konuşma hakkının kısıtlanamıyaca- ğını hatırlatmıştır. Toplantıda hava nn tam anlamıyla aleyhine olduğu uu hisseden Demirel ise sözünü tav- zih ederek: “— Elbette herkesin: konuşmayı hakkı vardır” demek zorunda “Kl mıştir. Bu ârada tekrar kavga ve gürül ti kopunca, toplantı tatil edilmiştir. Toparlama toplantısı Demirel, dayandığı o zeminin; tam anlamıyla kaydığını bu toplantı- da açık olarak hissedince, durumu kurtarmanın formülünü aramaya koyulmuştur. Akıl: hocalarının' ken- disine gösterdikleri yol ve formül ise, bu yazının başında temas edi- len “Menderes taktiği” olmuştur: Madem ki Grup Demirele karşıdır, ö halde birleştirici bir çare lâzım: âır, Bü da “müşterek bir hedef” ya- ratıp, iç meseleleri ikinci plâna it. mek olmalıdır. CHP'den münasin bir “müşterek o hedef” ise buluna mâz! CHP Demirele muhalif veya muvafik Olsun, bütün Ab'lilerin müşterek düşmanı değil midir? O kalde, politikayı sertleştirip, CHP" ve veryansın etmek en-iyi çaredir. Bu, bütün AP'lileri Demirelin arka- sında birleştiriverecektir. Geçen hafta Perşembe günü ya- pılan toplantıda bu fikir gerçekleş- tirilmek istenmiştir. Toplantının ba- şında bir Demirel taraftarı, o sıra larda yayınlanan bir (CHP bildiri- sini vesile addederek, CHP'ye yük- lenmiş ve havayı yapmıştır. Bu ara- da söz alan Aydın Yalçın, profesör- lerin irticayı tenkit eden bildirileri- nin Hükümetçe hafife asının yanlış olduğunu söyleyerek pişmiş aşa su katmışsa da, bir kere başla- Reşat Ozarda , Yaylacı nan Oyundan geri dönülmemiş ve Demirel koşar adımlarla . kürsüye gelmiştir. Demirel önceden hazırladığı dört buçuk saatlik komuşmasını tama men CHP'ye hücüm prensibi üzeri- ne bina etmiştir. Hattâ bir ara öl güyü de kaçırmış ve ana muhalefet in İkaz menfaat kollektif şirke ü kulanmıştır. Bu konuş- se : özünü, Hükümetin tamamen SUÇSUZ olduğu, bütün suçun CHP'ye âit bulunduğu, AP DA dağıl maması, tersine, parlanması gö rektiği teşkil eek Demirelin en büyük hatası, bu konuşmada bir AE “dağılma”dan kendi aleyhindeki ih- timalleri kendi ağzıyla ifade etmek alışkanlığından bu konuşmada da kurtulamamıştır. Ancak, bu toplantı Demirel için tam bir fiyasko olmuştur. Geceya- rısına doğru AP'liler salonu terket- meye başlamışlar ve Demirel konuş» masının sonunu boş sıralara karşı bitirmiştir. Konuşmayı dinleyenler, gazetecilere, Demirelin bu toplantı- da en insicamsız, en başarısız ve te- lâşlı konuşmasını yaptığını ifade et- mişlerdir, Anlatıldığına göre, Ispar- ta yerler de bu konuşmada en bâriz şeklini almıştır. Ertesi gün, taktik gereğince, bu gizli konuşma, aşağı yukarı tam metin olarak teksir edilmiş ve gaze- te bürolarına Ga Demirelin bu teşe kendi sine muhalif olan er. tarafın- dan “yeni ve çok büyük bir hata” olarak yorumlanmıştır. Sessiz du- ran CHP'yi öfkelendirmek, gerçek- ten, bu kadar meselesi olan bir Hü kiimet için yapılacak iş değildir. AP'de Demirel aleyhindeki fağli- vet, son günlerde iyice kesafet ka: zanmıştır. Ev toplantılarına hiz ve- rilmiştir. Bu son hata, birbirinden, ayrı grupların bir cephe hâlinde” birleşmesi “fakat Demirelin karşı sında- ihtimalini yaratmıştır. Ancak AP'liler, Bütçenin kabulünden önce bir harekete teşebbüsün sakıncalı olacağını ifade - etmektedirler. Bu, yaygın vini kanaattir. Bütçeden son- ra Demirele karşı bir hareket bek- lenmektedir. Ancak bunun kabine değişikliğini kâfi görürken, diğerleri, AP'nin başarısı için Demi relin tasfiyesinin şart olduğunu söv- lemektedirler. Bunlar henüz pek ufak azınlıktır. Bu arada, Demirelin ne yapacağı da merak konusudur. Başbakanın duüruinu toparlayabilmek için çok büyük bir tâviz vereceği söylenmek- tedir. Bir habere göre bu, istifa edip hükümeti yepyeni ve muhalif grup- ların temsilcilerinin bulunacağı bir kadro ile kurmaktır. Atasagunun Çankayada oturuşu buna imkân Yi pa bir kabine kur- mak için istifa edecek olan Demi- relin ai devrinde tekrar Başbakan adayı tâyin edilmemesi için sebep yoktur. Demirelin böyle bir rahatlığa ihtiyacı varken, Gürse- lin Amerikaya gönderilmesinin ve * uygun bir tesadüf olduğu da gözden kaçmamaktadır. 12 Şubat 1966