HAFTANIN İÇİNDEN Tehlikeli Alâkalar Hayrettin UYSAL Sakarya Milletvekili "Efendiler, pek güzel bilirsiniz ki padişahlarla, halifelerle yönetilmiş ve yö- netilen ülkelerde yurt için, ulus için en büyük tehlikeli padişahların, halifelerin düşmanlarca satın alınmalarıdır. Bu çoğu zaman kolaylıkla sağlanabilmiştir. Mec- lislerle yonetilen ülkelerde ise en yıkıcı durum, kimi milletvekillerinin, yabancılar adına ve çıkarına çalınmış ve satın alınmış olmalarıdır. Millet Meclislerine dek girmek yolunu bulabilen vatan hainlerine raslanabile- ceğine tarihin bu konudaki örnekleriyle inanmak zorunluğu vardır Amerikan Büyük Elçisi Mr. Hart'ın yarattığı olay üzerinde, üzülerek belirtmek isteriz ki, hassasiyet- le durulmamıştır. Gerçi AP İktidarından, bu çeşit bir mesele üzerine eğilmeyi beklemek biraz safdillik olur. Şu var ki, Büyük Elçi Hart'ın su yüzüne çıkardığı bir konu, bugünkü İktidarın birtakım ilişkilerine anlam verme bakımından önem kazanmıştır. Atatürkçü türk aydınları, bu ilişkileri açıklığa kavuşturmak, yorum- lamak yükümlülüğüyle karşıkarşıya bulunuyorlar. 47 yıl önce bir "güdümlülük" fobisine kendilerini kaptırmış olanların, Atatürkün Sivasta bir aslan pen- çesi gibi suratlarına indirdiği şu sözlerini Büyük Nu- tuktan okuyorum: "Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek, insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve be- ceriksizliği açığa vurmaktan başka birşey değildir..." Oysa şimdi, türk ulusunun kanıyla sulanmış ba- ğımsız Türkiyede bir başka ve fakat bir "tıpkı"lık gösteren, fanatizm sarasına tutulmuş "devletli"lere rastlanıyor. Bu benzer ilişkiler, yabancı bir devletin elçilerine, adamlarına e sorumsuzca karış- ma, akıl verme cüretini yeriyor ek şu ki, bir başka ülkenin büyük elçisi ba- ——. "bir devlette, günlük politikaya karışırsa, şu veya bu siyasi partiye arka çıkarsa, en doğal bir so- nuç olarak, bu kişinin artık o ülkede kalmasına mü- saade edilmemek gerekir. Büyük Elçi Mr. Hart, Türkiyede, inkâr götürmez bir açıklıkla içişlerimize karışmış, haysiyetimizle oy- namıştır. Fakat ne yazık ki, AP başlarının bilinen teh- likeli alakaları, bu Büyük Elçiye "dur" diyebilmeyi engellemiştir. 1919'ların milliyetçi tabanından kayan kişilerin bir taviz çıkmazında bulunmaları, Türkiyenin başına ilerde ne getireceklerini düşünmenin ağırlığını duymak- tan çok daha başka anlam taşır. Birleşmiş Milletlerde 117 devletten ancak 4'ünün oyunu alabilen bir siya- sal kadronun, neden Türkiyenin yalnız kaldığını an- lamazlıktan gelmesine elbette ki imkân yoktur. Türkiyede bir seçim yapılmıştır. Bu seçimle, hal- kın istediği parti iktidara gelmiştir. Ama, bu işten en çok sevinen niçin Amerika olmuştur? Amerika, bası- nı, ajans ve radyoları, hattâ senatörleri ile seçim so- nuçlarını bu taraflılığa uygun olarak değerlendirmiş- tir. Bilmek zorundayız ki bugün Türkiye, batılı olma 15 Ocak 1966 K. ATATÜRK (Büyük Nutuk) iddialarına rağmen, ekonomik ve kültürel bağımsızlı- ğı ile birlikte özgürlük şansını, bu tehlikeli alâkalarla damgalanmış bazı iktidar politikacıları yüzünden yi- tirmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu tehli- keli alâkaları AP İktidarının duyarlıklar üzerine ku- rulmuş hamasi nutuklarla kapatması da mümkün değildir. Bugün artık ulusçuluğun bilinci içersinde kendi- mizi aşmak, sarsmak zorunluğu var. Olaylar üzerinde “omuz silkmeden", "boş ver" demeden düşünmek Lâ- zım. Nereye gidiyoruz? Bizi nereye götürmek istiyor- lar? Türkiyede Amerikan Büyük Elçisi sorumsuzca at oynatıyor, bir başbakan gibi hareket ediyor. Zeytin ağaçlarını kestiren amerikan propagandası, şimdi pa- muklarımızı hedef almıştır. Bir büyük elçi yardım va- adlerinde bulunuyor, fahri hemşehrilikler alıyor, öğüt- ler veriyor. Türkiye sömürge değildir ve Mr. Hart kendini bir genel vali sanmamalıdır. Mr. Hart, Türkiyedeki ekonomik ağlarım derin- liklere çakmak amacıyla AP İktidarına hoş görün- mek istemiş, halkı etkileyeceğine güvendiği bir ya- lan söylemiştir: "Kıbrısa yapmak istediğiniz müda- hale teşebbüsüne Amerika engel olmamıştır... Bu Amerika, Kıbrıs politikasında çelişme halin- dedir. Amerika, Türkiyenin Kıbrısa çıkarma yapma- sını önlediği halde, Yunanistanın Kıbrısa onbinlerce asker göndermesine gözyummuş, hattâ bunu kolay- laştırmıştır. Birleşmiş Milletlerde ise ardından birçok devleti sürükliyebilecek etkiye sahip olduğu halde, bir şarklı kurnazlığıyla, karara, Türkiyenin yanında tek başına katılmıştır. Çukurovanın Avrupanın na- renciye ve meyva ihtiyacını cevaplıyacak bir istihsal ambarı olabileceğini söyliyebilen Mr. Hart'ın bunları anlamazlıktan geleceğini sanmıyoruz. Bütün bu olayların altında yatan, hiç şüphesiz, Türkiyenin kaderidir. Tehlikeli alâkalar Türkiyeyi bir uçuruma sürüklemek istidadında olsa bile bilin- melidir ki, Türkiye dünkü Türkiye değildir. Yalnız, bir mesele var: AP milletvekilleri, "Devle- tin itibarını ve milletvekillerinin haysiyetini koru- mak" konusunda Gruplarında gösterdikleri duyarlığı Büyük Elçi Hart ve tehlikeli alâkalar konusunda ni- çin göstermemektedirler? Mr. Hart konusu onur kırıcı bir olay değil mi- dir?