8 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

8 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© İ A.B.D. 1965 bilançosu Amerikan sinema endüstrisi yıl- lardanberi ilk defa eski bir yılı yüzü gülerek uğurlamakta, yeni yı- la umutla girmektedir. 1950'lerden- beri bazan azalıp bazan şiddetle- nen, ama varlığını her vakit duyu- ran buhran artık eskisi kadar kor- kunç olmaktan çıkmıştır. Gerçi teh- likenin tamamiyle geçtiği, sinema endüstrisinin tam bir gönül rahatlı- ğına kavuştuğu söylenemez. Çünkü bilançoyu olumlu gibi gösteren un- surlardan çoğu geçicidir veya her vakit tersine dönebilecek çeşitten- dir, bu da uzun vadede umutlan bo- şa çıkarabilir. Ama geride bırakılan yıl, daha Önceki "buhranlı yıllar"la karşılaştırıldığında ferahlık vermek tedir. 1965 bilançosunun getirdiği f- rahlığın sebepleri çeşitlidir. Önce, film sayısında hafiften de olsa bir artış vardır. Sinema salonundaki ar- tış da bunu izlemektedir. Birkaç yıl öncesine kadar sinema endüstrisi ile televizyon arasında bir ölüm-kalım savaşı olarak devam eden mücadele şimdilik "barış içinde birlikte yaşa- ma" şekline dökülmüş gibi görün- mektedir. Hollywood filmleri, uzun zamandır raslanmadık bir olgunlu- ga, "erginlik"e ulaşmıştır. Buna uy- gun olarak sansür - hem adli makam- ların sansürü, hem dini kurumla- rın sansürü, hem de Hollywood'un kendi kendine uyguladığı özel san- sür- sıkılığını gittikçe kaybetmek- tedir. Kültür ve sanat yönünden ise sinema oOAmerikada hiç bir vakit kazanamadığı itibarı elde etme yo- lundadır. Şeytanın bacağı kırılınca.. İstatistiklere göre, bu yıl Ameri- kada çevrilen filmlerin sayısı 168 dir. Oysa 1964'te ve 1963'te bu ra- kam 155 idi. Tabii bu rakam, bir zamanlar yılda 450 civarında film- le dünya film yapımının başında ge- len, bugünse dördüncü, beşinci du- rumdan kurtulamıyan bir endüstri için büyük bir şey ifade etmemekte- dir. -Türkiye bile bu rakamı aş- mıştır-. Ama yine de bir gidişin de- giştiğini göstermesi bakımından A- merikan sinemacılarına umut ver- mektedir. Sinema salonlarındaki ge- lişme bundan daha da umut verici- dir. Geride bırakılan yıl İçinde 200 8 Ocak 1966 N E M A yeni sinema salonu açılmıştır Ge- çen yıl bu rakam 150 idi. Bu da ilk bakışta az görülebilir. Oysa sadece birkaç yıl önce, yeni sinema salonu açılmak şöyle dursun, mevcutların büyük bir hızla kapanmakta oluşu gözönüne alınınca, bunun önemi da- ha iyi anlaşılır. Sinema salonları şimdi şehirlerden çok, taşrada art- mağa başlamıştır. Yine bunun gibi,. açık hava sinemalarının gelişmesi kapalı sinema salonlarının gelişme- sinden daha hızlıdır. e Özellikle bu yıl, gündüzün açık havada film gös- teriminin yapılmasını sağlıyan yeni bir perdenin icadı, açık hava sine- malarının önümüzdeki yıllarda daha da büyük bir hızla artacağında şüphe bırakmamaktadır. Kesin rakamlar henüz elde edilmemekle birlikte, 1965 yılında sinema salonlarından elde edilen brüt gelir 6 milyar lira- ya yaklaşmaktadır. Yuvaya dönüş Hollywood'daki o stüdyolar (o "tam hız"la çalışmaktadırlar ve bu ça- lışma yıllardanberi olduğu gibi ar- tık sadece "televizyon hesabına" de- ğildir. | Sinema endüstrisindeki iş- sizlik çok azalmıştır ve Hollywood' luları, daha çok da sendikacıları, en sevindiren olay, ye 'yu- vaya dönüş"üdür Bilindiği gibi, uzun yıllar ameri kan filmlerinin büyük çoğunluğu Amerika dışında çevrilmekteydi. Me- selâ 1961 yılındaki amerikan film yapımının yarısı yabancı ülkelerde meydana getirilmişti. Oysa bu yıl yabancı ülkelerde çevrilen amerikan filmleri, bütün yapımın ancak üçte biri kadardır. Amerikan filmlerinde yabancı oyuncuların bütün oyuncu- lara oranı da dörtte bire inmiştir. Bununla birlikte, ırk ayırımı Holiy- od için hâlâ bir mesele olmakta devam etmektedir. Irk ayırımını ön- leyen yeni federal kanunlar, Holiy- wood'daki teknisyen sendikaların beyazların geleneksel imtiyazlarına hâlâ dokunmamıştır. Oyunculara ge- lince, eğer konu mutlaka bir zenci- yi gerektirmiyorsa, bir zencinin Ö- nemli bir role çıkması hâlâ çok güç- tür. Ama bunun bir-iki istisnası da görülmeğe başlamıştır. Meselâ Sid- ney Poitier "The Slender Thread - İnce İplik"te bir üniversite öğrenci- sini canlandırmaktadır ki bu, bir beyaz da olabilirdi. e Yine Poitier "The Bedford Incident - Bedford O- layı"nda bir gazeteciyi canlandır maktadır. Bu da bir beyaz olabilir- di. Ancak, Poitier'nin "sıra dışı" bir oyuncu, ilk defa Oscar kazanan bir zenci oyuncu olduğunu da gözden u- zak tutmamak gerekir. Düşman kardeşler Sinema ve televizyon, bu iki düşman kardeş hemen hemen ilk defa bu yıl iyi geçinmenin yollarını bul- mağa başlamışlardır. Önce şunu be- lirtmek gerek: Yukarıda da söylen- diği gibi, Hollywood stüdyoları yıl- lardanberi ilk defa tam hızla ve ilk defa "yalnız televizyon hesabına" ça- lışmamaktadır. Ama hemen ardın- Christie, Sharif, Chaplin "Dr. Zhivago"'da Oscar'a doğru 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: