Koraltan, daha baştan. Menderesin bir emireri halinde bulunmayı Meclis Başkanlığında kalmasının tek çaresi olarak görmüştür. Gerçekten de, D.P. iktidarı aldıktan sonra ne kadar boş oldukları mey- dana çıkan iki Kurucunun biri Fuat Köprülüydü, diğeri Refik Koraltan. Köprülünün gene ismi ve bir profesör sıfatı vardı. Zavallı Koraltanda onlar da yoktu. yorlardı. Muhalefet kendini o zaman topladı ve yuh çekmeye başladı. C.H.P. milletvekilleri sı- raların üstüne çıkmışlar, giden D.P. milletve- killerinin arkasından bağırıyorlardı. Ben, Mec- lisi hiç bir zaman bu halde görmedim. Bu, ha- zin bir manzaraydı. D.P. bir çoğunluğa sahip bulunduğundan dolayı Demokrasinin en basit kaidelerini hiçe saymak hakkını kendinde görü- yordu. Salonu emirle terkeden D.P. milletvekil- lerindenbirçoğunun gerçekten üzgün, yaralı, hattâ mahçup halleri vardı. Onlar da bunun ya- pılmayacak şey olduğunu atılıyorlardı. Fakat iplerini Bayar - Menderes ikilisinin eline ver- mişlerdi ve bunlar kendilerini artık istedikleri gibi güdüyorlardı. Bir ara salonun dibinde iki eski İstanbul Liseli, D.P.den Nedim Ökmenle C.H.P.'den Turgut Göle karşılaştılar. Nedim Ökmen: "— Canım, vaziyeti siz de biliyorsunuz. Ni- çin bu kadar bağırıp çağırıyorsunuz?" dedi. Turgut Göle arkadaşına Irakı, Bağdat İh- tilâlini ve Nuri Saidin akibetini hatırlattı, D.P. - nin kendisine böyle bir kader çizmekte olduğu- nu söyledi. Belki Nedim Ökmen 27 Mayıs sa- 92 bahı bu sözleri hatırlamıştır. Muhalefet milletvekilleri Ş dakika yuha çektiler. O kadar hiddetliydiler. Yakınlarda bir kalp krizi geçirmiş olan ve kendisine sükünet tavsiye edilmiş bulunan İb- rahim Saffet Omay bile sıraların üzerindeydi. C.H.P.'liler her şeyi bekliyorlar, ama ne yalan söylemeli, bu kadarını beklemiyorlardı. Sade- ce İsmet Paşa, o kendisine has sükünetiyle, Başkan celseye son verdiğinde salonu yavaş, yumuşak adımlarla terketti. salonda Onbe C.H.P. derhal bir grup toplantısı yaptı. İsmet Paşa, Pazar günü uçakla İstanbula dönecekti. Hattâ bileti alınmıştı. Bunu yarı fiyatına iade ettirdi. C.H.P. milletvekilleri bir süre daha Başkentte kalacaklardı. Grup toplan- tısı Pazar ve Pazartesi günleri, hem sabah, hem öğleden sonra devam etti. Öğle tatilinde İsmet Paşa hafif bir yemek yiyor, kısa bir an yatıp istirahat ediyor, sonra toplantıya katılı- yordu. Milletvekilleri şöyle bir karar aldılar: Meclis, bu sefer hem iç, hem dış politikayı ko- nuşmak üzere tekrar toplantıya çağırılacaktı. İbrahim Kirazoğlu hakkında, Meclis Tahkikatı