AKİS "— Ben acemi değilim, ağzımdan lâf alamazsınız!" Refet Sezgin bu arada, söz konu su mektubun "gizli bir muhtıra" ol- Gİ tekrarladı ve sonra da: — Öğrendiğini» eme Yazar- sanız, tekzip ederim" de Sezginin, "tekzip imi dediği bu mektubun en can alıcı pasajında şöyle deniliyordu: "Asgari türk va- tandaşları kadar bu memlekete bağ- lı bulunan rumların haklarını kısıt- layan bütün bu tedbirlerin kaldırıl- ması lâzımdır..." Rumlar hakkındaki niyet ve dü- şüncelerini, Ayasofya meselesindeki tutumundan anlaşıldığına göre, bu- gün değiştirmişe benzeyen -ne de kolay değiştiriyorlar!- Sezgin, ayrı- ca, muhtıraya sadece kendisinin im- za atmadığını ve bunun verilişinde "milli oduygular'ın önde geldiğini söyledi. Halbuki bu tedbir Milli Gü- venlik Kurulu kararı ile alınmıştı. Sezginin muhtırası ile 1951 yılın- da DP milletvekili Ömer Mart tara- fından İmroz ve Bozcaadada eğiti- min rumcaya döndürülmesi için ve- rilen -ve maalesef kabul edilen- tek- lif arasında büyük bir benzerlik vardır. Bu adalarda -bilhassa nüfu- sunun 9695'i rum olan 1946'danberi DP ve onun olan partiler daima ezici farkla se- çim kazanmışlardır 1961 seçimlerin- de CHP'nin 315 oyuna karşılık AP 1016, YIP 1393 oy almıştır. 1964 Se- nato seçimlerinde DP'nin esas vârisi olduğu anlaşılınca AP'nin oyu 1629'a yükselmiş, CHP 277'ye inmiştir. 1965 seçimlerinde ise fark daha da art- mıştır. Oyu devamlı azalan CHP'nin özelliği, bu adalarda türkçe tedrisat yapılması ve güvenlik tedbirlerinin ihmal edilmemesi politikasının sa- hibi oluşudur İmrozda Lozandan bu yana cere-. yan eden olaylara şöyle bir göz atı- lırsa, bu meselede -daha birçokların- da olduğu gibi- siyasi endişelerin toprak bütünlüğümüzü ve milli gü- venliğimizi ilgilendiren (O konuların üzerine çıktığı intibaı kuvvet kazan maktadır. Lozan ve sonrası 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lo- zan Barış Andlaşmasına ekli bir protokol, Karaağaç arazisi ile Boz caada ve İmroz adalarının hukuki durumunu tesbit etmişti. Bu proto- kola göre Bozcaada ve İmroz türk toprağı olarak kabul ediliyorlar ve 8 Ocak 1966 YURTTA OLUP BİTENLER Teksaslı Başkanın Aslan Elçisi! ParkerT. Hart İyi haber: Herkes görevini yavaş yavaş bilmeye başlı- or! Amerika Büyük Elçisinin, bir önemli tartışmamızın içi- ne girip ses vermesini başka türlü izah etmekte hiç bir mâna yoktur. Ekselans Hart bu adalarda yaşıyan rum ahaliye bazı azınlık hakları tanınıyordu. Bu haklardan önemli olanı din ve dil öğretimiyle ilgiliydi ve Türk Devle- tinin rum azınlığa bu hususta "uy- gun kolaylık"ı göstermesi esasına bağlanmıştı. Bunun anlamı, bir mecburiyeti değil, makul kolaylıkla- rı içine alıyordu. Dört yıl sonra Büyük Millet Meclisi 1151 sayılı ka- nunu kabul ederek, bu protokolda derpiş edilen hususları tedvin etti. Bu kanunun 3. Maddesine göre, bu adalarda İlk Öğretim Kanunu yürür- lükte olacak, parasız, lâik ve türkçe Amerika (o Cumhurbaşkanının nin Morrison firmasının eski temsilcisi Süleyman Demirel olmadığını düşünmüş ve Baş- kanını osavunmak o görevini Türkiye Başbakanının sırtın- dan almıştır Bravo! Ekselansın o söylediği (o şu- dur: Amerika Türkiyenin Kıb- rısa çıkartma yapmasına mü- dahale etmiş değildir. Ameri- ka, dost ve kardeş Türkiyeye bir tavsiyede bulunmuştur. Şu dost ve kardeşçe tavsi- ye bir açıklansa da Teksasta teksaslıların dost ve kardeşçe tavsiyelerini hangi lisan ve üslüp nezaketi, nezahati için- de, nasıl mukni deliller ileri sürerek, o tabancalarını çeke- rek mi, çekmeyerek mi yap- mak âdetinde olduklarını öğ- rensek. Hem, madem ki bu dost ve kardeşçe bir tavsiye- dir, A.P. Hükümetindeki telâş, endişe, inat ve ısrar neye? Bir tavsiyenin ça ne mahzur ola ki? Haydi Demirel, haydi asla- nım, okut türk milletine şu dost ve kardeşçe tavsiye mek- tubunu.. Bak, adamın resmi temsilcisi bile neler söylüyor. Kraldan fazla kralcı olmaya ne lüzum var? ilköğretim umumi ve mecburi kılı- nacaktı. Ancak, çocuklarına kendi dillerini ve dinlerini öğretmek iste- yenler olursa, ehliyet ve liyakatleri Milh Eğitim Bakanlığınca kabul ve onaylanacak ve masrafları rumlar tarafından ödenecek o öğretmenler. Milli Eğitim yetkililerinin ve okul idarelerinin denetimi altında, ders saatleri dışında öğretim yapabile- ceklerdi. LISI sayılı kanunun özellikle pa- raya bağlı hükümleri, o yıllara rast- lıyan dünya ekonomik krizinin Tür- kiyeye tesirleri ve hemen sonra pat- 11