çıktı, yi saklanamadı. Zaten Menderesi kızdıran da buydu. mentosuna az a bir nevi “pro- .görüş ea Yİ idi. ne , onu rahatlıkla savunur. savunulması du. Bu eski C.H.P''i için, konunun önemi yoktu. Hukuk bilgisini hemen, kendisine verilen konir j nun emrine koyuverirdi. ba 280 milyon. Er ge altınının, za Du yunu Umumiyeyi' teşkil edi en borelardan d fazlasının altından girip: ğı Di Altın hesabı, C.H.P. Muhalefetinin ender “iyi buluşlarından biri oldu. Tabii, D.P. İktida- biraz daha fazla vatandaşı D.P.'den uzaklaştı- riyordu. Fakat altın hesabının, bunun dışında da bir tesiri oldu. | âdeta eliyle tutup gö- - züyle gördü ki memleketi bir batağa sürüklemektedir. Düyuhu Yayan ürküntü veren bir hatiraydı. Onunla ye ni borçlanmala- rın bir araya ee, bir imaj halinde gözler 76 önüne serilmesi herkese “Vay canına!” de- dirtti. Menderesin Bakanlarının cevapları tat- minkâr olmayınca, Başbakan sevimsiz tekzip yoluna bir defa daha saptı. Bir sabah İstanbul- da Ulusu elimize aldığımızda gördük ki, man- şet bir baştan ötekine, gene Emin Kalafatın bir tekzibine ayrılmıştır. Emin Kalafat, İsmet Pa- şanın Ulusta çıkan Kadıköy İlçe Kongresi nut- ku haberini tekzip ediyordu! İktidar hâlâ, bu davranışlarının kendisini halkın nazarında ne kadar küçük düşürdüğünü anlamaya yanaşmı- yordu. İsmet Paşanın altın hesabından bir kaç gün sonra, Menderes, Kabinesinde bir “âyârla- ma” yaptı. Klâsik bir demagog olan ve kendi- sinden ne istenilirse onu savunan, arkadan, ilk savunduğunun aksi savunulmak gerektiğinde onu da aynı başarıyla yapan Sebati Ataman Koordinasyon Bakanlığına tâyin edildi. Sıtkı Yırcalı Basın-Yayından tamamile alınıp Sana- yi Bakanlığına verildi. Menderes, bu değişiklik- ler sırasında, uzun zamandır Bakanlık hasre- tiyle yanan Server Somuncuoğlunu nihayet Hükümete aldı ve onu Basın-Yayına getirdi. Böylece iki “transfer kıymet” daha, Ataman ve Somuncuoğlu, iki eski C.H.P.'li Menderesin yakın ideal arkadaşları arasında pâye kazanı- yordu. Bu Bakanlık, talihsiz Server Somuncuoğ- lunun hayatına maloldu. Bir yıl kadar sonrö Menderes Londraya giderken Basın-Yayın Ba- kanını da yanına aldı, uçak düştü ve Server So- muncuoğlu hayatını kaybetti. O günler, başka birinin daha felâket sebe- bini hazırladı: Kemal Aygünün. Ethem Yetki- ner, İstanbul Valiliğiyle birlikte Belediye Baş- kanlığını da yapıyordu. Menderes, bilhassa imar işleri dolayısıyla iki görevin birbirinden ayrılmasını uygun görüyordu. Temmuzun bâ- şında Yetkineri oradan ayırdı ve Ankara Vali- si olan Kemal Aygünü İstanbula alıp tâyinle Belediye Başkanı yaptı. Kemal Aygünün, bu görevi kabul edip etmemek için çok düşündü- Di biliyorum. İnancı, bunun kendisine Nâa- k Gedik tarafından hazırlanmış bir oyun oi- düğün. Fakat Menderes ısrar edince, hayır diyemedi. Daha sonra, D.P.'nin İstanbul İl Baş- kanlığı da üzerine yıkılınca, gene karsı koya- madı. Bunlar olup biterken İsmet Paşa Heybeli- adada, her gün plâjdan denize giriyordu. Sa- bahlari erken kalkıp kahvaltısını ediyor, sonra “ biraz uzanıyor, öğleye doğru plâja iniyordu. Plâj kapısında biletini alıyor, kendisine ayırdıkları kabine girip soyunuyor, meşhur çivilemesini yapıyor, yürüyeni. Bir gün.bana: