HAFTANIN İÇİNDEN C.H. P.'nin asıl ihtiyacı; Kendinin tarifi! Önce Parti Meclisinde başlayan, sonra Meclis Gru- punda devam eden görüşme ve tartışmalarla CHP, memleketin siyaset hayatındaki yerini tâyin etmeye çalışıyor. Bu hafta Meclis Grupunda bitecek ve İl Başkanları e E intikal edecek konuşma- ların sonunda eski büyük partinin nasıl bir görüşe sahip olduğu kesinlikle belli olacaktır. 1965 seçimleri gibi bir seçimden sonra böyle bir, açık vaziyet alınmasına elbette ki lüzum vardı. C.H.P. nin ne olup ne olmadığının bilinmesi, sadece bu par- ti mensupları için değil, memleket balonundan lü- zumludur. Memleket kaderinde, iktidarda veya mu- halefette, CHP.'nin âdeta eş bir tesire sahip bulun- duğu hiç kimsenin meçhulü değildir. Bugüne kadar yapılan çalışmalardan anlaşılan, CHP.'nin ortanın solunda bir parti olduğu hususu- nun kesinlikle tescil edilmiş bulunduğudur. Parti içinden bu tutuma karşı ciddi hiç bir itiraz sesi yük- selmemiştir. Zaten, aslına bakılırsa bu, fiili bir duru- mun adlandırılmış olmasından başka bir şey değil- dir. C.H.P. tâ kuruluşu günlerinden itibaren, ancak ortanın solunda diye ifade edilebilecek bir yerde, re- formcu bir siyasi teşekkül olarak görev yapmıştır. Bu çeşit her siyasi teşekkülün karşısına çıkması mu- kadder olan ve reaksiyonu temsil eden muhafazakâr, ortanın sağındaki partiler ise Serbest Fırka olmuş- tur, Demokrat Parti olmuştur, Adalet Partisidir. Bun- lar, CHP.nin reformculuğuna karşı statükocu parti- lerdir. Türkiyede 1965 seçimlerine kadar bu durumun, CHP. için bir tehlike arzettiği söylenemez. C.H.P. bu karakteriyle, iyi günlerde ve kötü günlerde, mil- letten hep yüzde 35 ile 40 arasında oy almış, sağlam temelini muhafaza etmiştir. 1965 seçimlerinde orta- ya yeni bir unsur çıkmıştır: sol uçta bir T.İP. Sol uçta bir partinin ortanın solundaki bir parti üzerin- de, Türkiye gibi bir memlekette, iki tesiri olduğunu bu seçimler göstermiştir. Sol uçta parti bulunmadı- ğı için ortanın solunda yer almış olan sosyalistler ve onlardan da ötedekiler kendi teşekküllerine gitmiş- lerdir. Bunlar, görüşlerini marksist temel üzerine oturtmuş kimselerdir. Burada bir noktayı açıklamak lâzımdır. Sosya- lizm ile komünizm arasında dağlar vardır, ama bun- ların ikisi de dünya görüşlerinin temelinde marksiz- mi bulundurmaktadırlar. Marksizm bir felsefedir. İs- veç sosyalisti de omarksisttir, ingiliz o sosyalisti de marksisttir, norveçli sosyalist de marksisttir. Bu marksistlerin Kremlindeki omarksistlerle bir ilgisi yoktur. Tabii bizde, bu nisbeten ince farkı yapacak kimse çok değildir. "Ortanın solundayım" diyenin "Vay, komünist!" diye suçlandırıldığı bir toplumda sosyalistin marksistliği ile komünistin marksistliği kıl payı sayılsa yeridir. Ama ciddi düşünce platfor- munda bu ayrılıkları yapmadan bir neticeye varıla- 18 Aralık 1965 Metin TOKER maz. CH.P. marksizmle ilgisi bulunmayan bir siyasi teşekküldür. Onun ortanın solundaki yeri, devrimci- liği, reformculoğu ve kendine has devletçiliğinin so- nucudur. Bu itibarla, CHP.'yi sosyalist bir parti ola- rak görmek isteyenler, bunu göremedikleri için kız- mamalı, C.HP.'yi sosyalist bir parti olmaya da zor- lamamalıdırlar. CHP.'nin 1965 seçimlerine hangi programla çıktığı ortadadır. Bu program AP'nin programından ne kadar farklıysa T.İ.P'in progra- mından da o derece değişiktir. Bir defa, CHP., hem AP.'den, hem T.İ.P'den temel felsefe itibariyle ayrı- dır. Şimdi eski partinin içinde cereyan eden tartış- malar bittiğinde CH.P.'nin bu temel felsefesi kesin- likle çizilebilirse görülecektir ki ortanın solu Mosko- va yolu değildir ama, ortanın solunda olmanın yük- lediği bir takım vecibeler de vardır. Partiiçi iki azınlık C.HP.'yi kendi tarafına çek- menin hevesi içinde görünmektedir. Bir azınlık C.HP.'yi bir başka A.P. yapmak istemektedir. Bu, CHP.'nin ve bütün prensiplerinin iflâsı olur. Başka bir azınlık ise sosyalizmin peşindedir. Bu da, C.H.P- nin kendi. kendini inkârı mânasını taşıyacaktır. C.HP.'yi T.İ.P'in veya marksizmin paralelinde göster- meye çalışmak kaba bir demagojiden başka sey de- ğildir. Bugün CHP. özel teşebbüsün elinde olan hiç bir sahayı odevletleştirmek niyeti (o taşımamaktadır. Halbuki T.İP. en azından ve bir başlangıç olarak ban- kaları ve sigorta şirketlerini devletleştirmeyi, dokt- rininin basit icabı saymaktadır. Bugün C.H.P. Ameri- kanın müttefiki ve Rusyanın dostu olmayı dış politi- kasının esası bilmektedir. Yok, Amerika emperyalist- miş de, yok kapitalizm memleketleri sömürüyormuş da, yok, biz amerikan kapitalizminin emperyalizmine karşı olmalıymışız da.. Bunlar CHP.'nin değil, T.1.P' in görüşüdür. T.İP.'e bakılırsa, Marilyn Monroe'nun intiharı bile korkunç kapitalist sistemin bir hazin sonucudur! Herkes bilmektedir ki T.İ.P'in düşman olduğu şey amerikan kapitalizmi değil, kapitalizmin kendisi, yabancı sermaye değil, sermayenin kendisi- dir. CHP. ile T.İ.P, arasındaki bu farkın 1965 seçim- lerinde gürültüye gitmiş olması T.İP.'in yarattığı endişenin CH.P.'ye bulaşması neticesini vermiştir. Ama CHP., öteki rakibi AP.'nin de aksine, bir amerikan peykliğinde millet için şeref, menfaat gör- memektedir, Amerika karşısında da, Rusya karşısın- da da dikbaşlıdır ve özel sektörün elindeki hiç bir sahayı devletleştirmek oniyetinde değilse de bütün yeni temel endüstrinin milli vasıf taşımasından baş- ka şekili kesinlikle kabul etmemek kararındadır. CHP. içindeki tartışmalardan anlaşılan, böyle bir CHP.'nin tarifinin yapılmakta olduğudur. Ata- türkün C.H.P.'si de budur. Buna, şimdi, demokratik hayatın icabı olan bütün fikirlere tolerans da eklene- cektir ve açıklık C.H.P.'ye çok şey kazandıracaktır.