18 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

18 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA dana getirdi. meğe başlam Amerikan sinema endüstrisinin korkusu boşuna (değildi. Vatikan ve amerikan katolikleri ellerinde iki büyük silâh bulunduruyorlardı: Pa- ra ve Boykot!.. Birincisinin etkisi kendisini dolaylı, ama çok ağır bir şekilde duyurmaktaydı: Amerikan sinema endüstrisi Morgan Banka- sının denetim indeydi, oysa Morgan Bankası aynı zamanda Vatikanın hazinesinin büyük kısmını muha- faza eden bir bankaydı. Boykota ge- lince, 20 milyondan fazla amerikan katoliğinin bir filmden yüz çevirme- si, o filmin "yatması" için yetip de artıyordu. Yasaklar çarkı işle- ışı Böylelikle filmleri daha senaryo halindeyken inceleyip "tavsiyeler" de bulunan, daha sonra da tamam- lanmış filme izin vermek veya ver- memek yetkisini taşıyan "Yapım Tüzüğü Yönetimi"nin dışında, hattâ bu yönetimden gösterme izni almış olan filmleri bile yeni' baştan sınıf- landıran "Ulusal Ahlâk Lejyonu". Amerikan sinema endüstrisinin en korkulan bir "baskı grupu" haline gelmişti. "Ulusal (oOAhlâk Lejyonu" her hafta Amerikada gösterilmekte olan bütün filmleri sınıflandırıyor, bunu bütün katolik basınına, kato- lik kiliselere bildiriyordu. Katolik sınıflamasına göre "A 1"e giren filmleri herkes görebilirdi, "A 11"- ye girenleri yalnız büyükler ve genç- ler görebilirdi. "B" sınıfındaki film- ler kısmen sakıncalı olan filmler- di. "C” sınıfındakiler ise bütün kato- liklere yasaktı. Nitekim amerikan katolikleri her yılın Aralık başın- daki âyinlerde "C" sınıfına giren filmleri oynatmakta ısrar eden si- nemaları boykot edeceklerine and içmekteydiler. Amerikan katolikle- ri sinema sansüründe ekseriya Pro- testanlar ye musevilerle (| işbirliği yaptıkları için bu boykot daha da et- kili olmaktaydı. Değişen şartlar Ancak, "Ulusal Ahlâk Lejyonu"nun her buyruğunun yerine getirildi- ği eski "altın çağ"lar gittikçe geri- de kalmaktadır. On yıldanberi A- merikan sinema endüstrisinde, dün- ya sinemasında ve toplumda kendi- ni gösteren gelişmeler, toplumsal şartların katı ahlâk kurallarından 'önünde sonunda baskın çıktığım bir kere daha ortaya koymuştur. 1956'da Kardinal oSpellman'ın "Baby Doll Taş Bebek" filmi aley- hindeki vaizi bardağı taşıran son damla oldu ve vaaz kürsüsünü söz ve düşünce hürriyeti aleyhinde kul- AKİS lanması basında şiddetli eleştirme- lere uğradı. Bundan sonra katolik- ler "zaman sana uymazsa sen Za- mana uy" sözüne uymak akıllılığını gösterdiler. Nitekim 1957 de Papa XII. Pie, katoliklerin kötü filmleri takbih etmektense iyi filmleri teş- vik etmekle meşgul olmalarının da- ha doğru olacağını söyledi. Aynı yıl, "Yapım Tüzüğü"nde bir değişiklik yapılarak "yalnız büyükler için" a- , sınıfı i. Böylece ahlâki yönden sa- kıncalı görülen, fakat sanat yönün- den değer taşıyan filmlerin yasak- lanmasının önü alınmaktaydı. Ama son sekiz yıl içinde sinemayı saran "çıplaklık dalgası", cinsiyet mesele- lerinin gittikçe daha gerçekçi bir tutumla ele alınması bunu bile ye- tersiz hale getirmekteydi. Bu yüz- en amerikan katolikleri, geçenler- de, sınıflamalarına yeni "birini da- ha kattılar: "A IV". Alaycıların "dü- şünen adam sınıfı" diye adlandır- dıkları "A IV'e giren filmler yalnız büyüklerin, o da kesintilerle görebi- leceği sinema eserlerini içine almak- tadır. Öyle görünüyor ki, toplumda- ki ahlâk görüşleri, sinemadaki "erişkinlik" arttıkça katolikler sınıf- ların sayısını artırmağa devamdan başka çare bulamıyacaklardır. 34 (Radar Reklâm: 17) —688 18 Aralık 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: