İnciler ler) Devlet 1965 Türkiyesinde, ki hep 1965'ten bahse- diyorum, ne evveli ne sonrası değil. Çünkü beni ilgi- lendiren 1965 Türkiyesidir. e (Sağdan 'bravo' sesleri, alkışlar) Bir gerçektir ki, 1965 Türkiyesinde devleti hiç kimsenin bir yağma kapısı addetmesine imkân yoktur!" . Bizim gibi şartlan olan m her- şeyi ri yapmaya imkân yoktu "...Biz fikirlerimizi savunamıyacak insanlar de- ğiliz. Niçin korkalım Muhalefetten? Bu fikirler bi- zim muayyen yerlerde oturup icadettiğimiz fikirler değil! (Sağdan, 'doğru, 15 yıl evvel oicadedilmişti' sesleri) (...) Hazinenin gelirleri artsın ki, memleke- te hizmet götürme imkânları bulalım. Vergi kaynak- ları bulalım. Vergi kaynaklan bollaşsın ki, daha çok vergi alıp, daha çok iş yapmak yollarını bulalım. Na- sıl olacak bu? Bizim anlayışımıza göre servet beyanı bu işe mânidir... (..) Ve bizim, düşüncelerimizden dolayı şunların bunların koruyucusu diye damgalan- mamız veya bu şekilde ithamlara mâruz kalmamız a haksızdır. (Sağdan 'bravo' sesleri, kalkın .) Şimdi müteahhitlik meselesine geliyoru D Ni hizmetlerinin en iktisadi şekilde sötürülmesinin yolu müteahhitliktir!" "...Fiyat arttırması, yollardan biridir. Ama en başta denenecek yol değildir. İşte burada işletmeci- lik işin içine giriyor, (Soldan 'işletilen kim?" sesleri, sağdan alkışlar) sevki idare işin içine giriyor, mo- dern iktisat bilgisi, modern maliye bilgisi işin içine giriyor, plancılık işin içine giriyor. Bunun yanında, muhterem senatörler, bunun yanında da hakikaten çok kaabiliyetli işletmeciler işin-içine giriyor! Bizim teşkil edilen Hükümetimiz, bu memleketin pırlanta gibi çocuklarıdır. Hepsinin liyakat ve ehliyeti vardır." "... Toprak meselesine gelelim. Nedir bu toprak meselesi? Nasıl bağlamışız kadastro meselesine? Ka- dastrosu yapılmadan toprak dağıtımı yapabilir misi- niz? Yapamazsınız. Kimin toprağını kime vereceksi- niz? (...) Şöyle bir görüşün doğru olduğuna kani de- ğilim: Toprak reformu yaparsanız türk köylüsü fu- karalıktan kurtulur!. Türkiyenin meselesinin toprak dağıtımı ile hallolduğu gibi bir zehaba kapılmıyalım. (..) Nüfusumuzun büyük bir kısmını sanayie aktar- maya mecburuz. Dışarıdan sermaye ve teknoloji, ge- tirir de Türkiyeyi işsizlikten kurtarırsak fena mı o- 13 Kasım 1965 lur? Eğer başka bir yol biliyorsanız, söyleyin! (Sağ- dan an soldan 'bu yolda devam et' sesleri) .. Şimdi bir de, seçim esnasında bazı partileri başka devletler himaye oediyormuş gibi lâflar söy- lendi. Bunlar çok tehlikeli, çok yakışıksız sözlerdir. (Soldan 'doğruysa, daha da tehlikeli' sesleri) (...) Ak laha çok şükür, büyük devletiz, itibarlı devletiz. ('Sa- yende' sesleri) Huzurunuza getirdiğimiz Program bu esprinin içinde getirilmiştir ('Belli, belli' sesleri)" "... Cevaplarımı arzetmiş bulunuyorum. Sabrını- zı suistimal ettiğim için özür dilerim (Şiddetli alkış- lar ve 'estağfurulllah' sesleri)" , Demirel kürsüde Jçi dolu bir istiridye