YURTTA OLUP BİTENLER kında açık bir fikir vermektedir. İstenecek ücret A sunda Demirel, Mr. Bostow ile ne bugünün Başbakan Yardımcısı, hat- ta ne de yarının Başbakanı olarak ko- nuşmuştur. Konuşma, Amerikanın yet- kili bir "plânlamacısı" ile AP'nin Ge- nel Başkanı arasında geçmiştir ve De- mirel Rostow'a, Amerikanın beğendi- gi, memnun kaldığı bir iktidar olarak Türkiyede başarı göstermesi için muh- taç bulunduğu yardımları söylemiştir. Amerikanın Demirele, Türkiyedeki 1 nu- maralı "Key man — Anahtar adam'"ı gözüyle baktığı amerikan basınının se- çimlerden sonraki yorumlarından an- laşılmaktadır. Amerikanın, bu ada- mının başarı kazanması için elinden geleni, yapacağı da şüphesizdir. Nite- kim şimdi Amerika, Demirele en ziya- de, Menderesçilik yapmamasını söyle- mekte, bunun, tehlikelerine onun dik- katini çekmektedir. Amerika Mende- resciliği Demirelin bir avantajı değil, handikapı olarak görmektedir. Halbuki Menderescilik, seçimleri kazanmasında Demirelin büyük kozu olmuştur. Ame- rika, Menderesciliğe ne, kadar angaje olmuş bulunursa bulunsun, Demirelin bu çeşit bağlardan süratle kurtulması- nı temenni etmektedir. Zaten Demirel de Menderesciliği, seçimlerde bir geçer akçe saymış ve bir defa seçimler vuruldu mu, AP teknesi- nin yönünü başka tarafa çevirebilece- ğini hesaplamıştır. Yani Demirel Men- derese, köprüyü geçinceye kadar dayı demiştir. Şimdi Demirelin, kendisine bu teklif yapıldığında o Amerikalılara söylediği fikir şudur: "— Bunu yapabilmek için Türkiye- ye bir bolluk getirmek, herkesin cebi- ne gene para koymak, dikkatleri Men- derescilikten çekip Refah Devletine yö- neltmek lâzımdır. Bunun için de Ame- rikanın bize derhal ve geniş ölçüde yardım yapması lâzımdır." Demirel, iktidarının başında bir "iktisadi ferahlık" gerçekleştirebilirse hissi desteklerini gerçek destekler ha- line getirebilceğini bilmektedir. Servet Beyannamesi gibi piyasanın şikâyetçi olduğu o tedbirlerin Oo kaldırılmasıyla, "saklı para"nın birden tedavüle çıkıp dönmeye o başlayacağı oDemirelin bir hayalidir. Fakat Demirelin gözü, asıl, Amerikadadır ve Mr. Rostow ile AP Genel Başkanı arasındaki görüşmele- rin temeli bu olmuştur. Şimdi Demirel Amerikaya şöyle de- mektedir: "— Beni proansriken politika- mın ve tutumumun itibar kazanması- 8 Rostow Made in USA Walter m istiyorsanız, halka hemen refah ver- memi sağlayınız!" Ancak Amerika, bunun enflasyo- nist bir davranışla oOolmamasına da dikkat etmeye kendini mecbur hisset- mektedir. Zira Menderesi enflasyonun mahvettiği Washington'da unutulma- mıştır. A.P. Parsadan pay umanlar Üç aydır boş kalan Meclis koridor- ları, geride o bıraktığımız haftanın sonunda Cumartesi günü, AP'nin mil- li bakiye genel merkez kontenjanından milletvekili olabilmek için çırpman a- daylarıyla doldu. AP yöneticileri, a- dayların Genel Merkezdeki gürültü- sünden kurtulabilmek amacıyla, milli bakiye kontenjan milletvekillerini tes- pit için Genel Yönetim Kurulunun Meclisteki AP Grup odasında toplan- masını kararlaştırmışlardı. Karan ha- ber alan adaylar, bu defa Meclis ko- ridorlarını doldurdular. Bunlar için, Süleyman Demirelin başkanlığındaki toplantı bir "kader toplantsı"ydı. Se- çim propaganda süresince savrulan Da- racıklarla yöneticilere gösterilen ilti- fat acaba semeresini verecek miydi? AKİS Aralıksız beş saat süren Genel Yö- netim Kurulu toplantısı bu çeşit bütün toplantılar gibi eğlenceli geçti. Büyük Kongrede Demirelin çetin rakibi ve partideki bir hizbin lideri Saadettin Bilgiç ve arkadaşları ohazırlıklıydılar: Mili bakiye genel merkez kontenja- nından milletvekili seçileceklerin kendi söz verdikleri adaylardan olması için direnecekler ve oylarını bu istikamet- te kullanacaklardı. Nitekim, Genel Yönetim Kurulu toplantısının ne şe- kilde cereyan edeceği Saadettin Bil- evinde yapılan o toplantılarda plânlanmış ve Cumartesi günkü top- lantıya hazırlıklı gelinmişti. Toplantı, Genel Başkan Demirelin bir konuşmasıyla başladı. Demirel, u- zunca süren bu konuşmasında, Yöne- tim Kurulu üyelerinden sadece bir ri- cası bulunduğunu söyledi ve milli ba- kiye genel merkez kontenjanından mil- letvekili zünün gerçekleşebilmesi için de üyele- rin yardımını istedi. Genel Başkanın söz verdiği adaylardan biri, ondördün- cü noter Halis Tokdemirdi. Tokdemir, önseçimlere Gümüşhaneden girmiş, fakat listenin sonlarında yer almıştı. Bu başarısızlık üzerine Demirel, ken- disine, milli bakiyeden milletvekili ya- pacağına dair söz vermiş ve "Sen me- rak etme. Seni mutlaka Meclise soka- cağım" demişti. Ne var ki, Demirelin tasarladığı he- sap, çarşıya uymadı. Büyük Kongre- adaydan hiçbiri için müspet oy kullan madılar ve ev toplantılarında hazırla- dıkları plânı noksansız uygulayarak, kendilerinin söz verdikleri (adayları seçilmekte bir güçlükle karşılaşmadı- lar. Böylece Demirel, kendini çok güç- lü sandığı bir sırada Bilgiç ve arka- daşlarından ilk darbeyi yemiş oldu. Genel Merkezde bekleşen partililer ise bu toplantıyı "Bilgicin zaferi" olarak yorumladılar. Koltuk kapmaca enel Yönetim Kurulu toplantısında bazı yöneticilerin üzerinde önemle durdukları bir konu da, Demirel ile Çankaya Köşkünün "Karıştırıcı A- dam"ı Zeyttaoğlu ve IV. Koalisyo- nun kurulması sırasında arabuluculuk yapan açıkgöz müteahhit İzzet Turan- lı arasındaki ilişkiler oldu. Toplantıyı bir fırsat bilen üyelerden bazıları, DP devri zenginlerinden İzzettin Turan- 23 Ekim 1965