AKİS bir AKİS'cinin sorusuna şu cevabı verdi: — Genel Başkanımız, bize anlat- tığı aölüşümiz haklı. Kendisini istifa- an vazgeçirmek için uğraşıyoruz. Fa- kat, henüz muvaffak olamadık. Ka- rarında ısrar ediyor. Bu durumda ya- pacak bir şey yok." Genel Sekreterin bu sözlerinden bir gün sonra, geçtiğimiz haftanın sonun- da Cumartesi gecesi, partinin yöneti- cileri Genel Başkanı evinde ziyaret et- tiler. Ziyaretin amacı, MP'lilere göre, seçimlerden omuzaffer çıkan oGenel Başkanı kararından caydırmaktı. Fakat bütün ısrarlara rağmen Bölükbaşı Nuh diyor da peygamber demiyordu. Oyunun ilk perdesinde AP'ye çektiği blöfün tutmadığını anlayan Bölükba- şı, bu defa da, kararından hemen ca- yamıyordu. Ferde önünden perde arkasına "Parti yöneticileri liderlerini kararın- dan caydırmak için uğraşırlarken, Bölükbaşının bizzat hazırladığı milli bakiye merkez kontenjanı listesine giremeyenler partiye karşı cephe aldı- lar. Meselâ, kontenjan listesinde adı- nı bulamayan, 1961'da AP listesinden milletvekili seçilip, sonra CHP'ye gi- ren ve Bakanlık görevine son veril- dikten sonra da yeniden milletvekili seçilebilmek için tek yolu MP'ye kapa- &ı atmakta bulan eski İmar Bakanı Celâlettin Uzer, haftanın o başındaki Pazar günü * Bölükbaşıya gönderdiği mektupla partiden istifa ettiğini bil- dirdi, Uzer, Bölükbaşıya yolladığı a- laylı istifa mektubunda, "Eşsiz parti- nizden istifa ettiğimi bildiririm" de- mekteydi. Üzerin milletvekili | seçilebilmek için gazetecilere verdiği demeç hayli ilgi çekicidir. Dört yıl içinde değiştir- diği üçüncü partiden de istifa eden U- zer, İzmir listesinin başına getrildik- ten sonra propaganda çalışmaları sı- rasında 30 bin lira harcadığını söyle- miş, kendisini ümitlendiren Bölükba- şıyı suçlamıştır. Bölükbaşı, şimdi tam bir çaresizlik içindedir. Blöfe pabuç bırakan olma- yınca, ne yapacağını şaşırmıştır. Parti yöneticilerinden sızan bir söylentiye göre Bölükbaşı, Cuma günü toplana- cak Millet Meclisinde, and içme sırası kendisine geldiğinde kürsüye çıkacak ve istifa ettiğini üyelere ( açıklayacaktır. Bundan sonra da Bölübaşının, partiyi ta defa perde arkasından yöneteceği muhakkaktır. 23 Ekim 1965 C.H.P. Uyan sunam, uyan! 10 Ekim seçimleri öncesinde diğer bü- tün partilere göre en tenha ve ha- reketsiz genel merkeze sahip olan CHP de geçen hafta birdenbire bir canlılık başladı. Boş koridorlar adamdan ge- çilmez, ıssız odalar lebalep dolu hale geldi, 1950 seçimlerindeki hezimeti ha- ir için bu, ilk bakışta garip e CHP'ye uymayan bir durumdu. ni bütün bu canlılığın sebebi, Parti Meclisi tarafından milli bakiye kontenjanı ii dağıtılacak 10 mil- letvekilliği id ina kaybedip, işi merkez kon YURTTA OLUP BİTENLER düşen Parti Meclisi üyeleriydi. Bu ön- ceden tesbit edilen listede Halük Nur- baki, Orhan Apaydın, Mahmut Vural, Nermin Neftçi, Erol Ünal, İrfan Sol- mazer, Cihat Baban, Vefik Pirinççi- oğlu ve Zarife Koçak yer almışlardı. Buna karşılık, seçim bir sürpriz sonuç vermiş ve mutlaka seçilir gözüy- le bakılan çok kimse açıkta kalmıştı. Bu durumda, Parti Meclisi iki türlü hareket edebilirdi; Seçim öncesinde verilen kararı bozmamak veya mese- leyi yeni şartlar içinde yeniden görüş- mek.., Projektörlerin altındaki parti "Parti Meclisi ikinci yolu tercih etti: Liste bozulacak ve yeni şartlara gö- CHP lideri İnönü Genel Merkezde Taze kan, taze kuvvet tenjanına kalan adayların seçim böl- gelerinden gelen "baskı heyetleri" teh- ditkâr tavırlarla koridorlarda dolaşı- yorlar ve aralarında, seçimlerin neden kaybedildiğini tartışarak vakit geçi- liyorlardı. Şu veya bu mutlaka kontenjana dahil mesini Parti Meclisi üyelerine sıkı sı- kı tembihleyen koridorcuların durumu görülecek bir manzara teşkil ediyordu. Bu hava içinde toplanan Parti Meclisi güç durumdaydı. Seçim önce- sinde, milli bakiye kontenjanından 9 adayın faydalanması karara bağlan- mıştı. Bunlar partinin asıl merkez kon tenjanına dahil edilen, fakat seçilemi- yecek kadar alt sıralara yerleştirilen kimselerle, yoklamalarda alt sıralara re seçim yapılacaktı. Daha önce söz verilen bu adaylara öncelik hakkı ta- nınması âdil bir çare olarak benimsen- di. İlk önce bu 9 aday oylana- cak ve en fazla oy alan 4'ü muhafaza edilecekti. Listeden düşen 5 kişiye bir şans daha tanınacak ve bunlar, top- lamı 80'e varan diğer adaylarla birlik- te tekrar oylanacaklardı. Ancak unutulan bir şey vardı: Halk oyunun dikkatli gözleri!. Seçimi -bir bakıma- kaybederek paniğe kapılan CHP'nin bu panikten nasıl kurtulacağı ve hangi yola gireceği bugünlerde en çok merak edilen politik meseledir. CHP Parti Meclisinin tesbit edeceği kontenjan listesinin niteliği de bu ko- nuda en önemli işaret olarak kabul e- 13