AKİS ba sarfedenlerin sayısı pek kabarıktır. Meclis açılmadığı için, son günlerde -Başkentin siyaset pazarı haline gelen Bulvar, bilhassa saat 17'den sonra AP'li milletvekillerinin küme küme gö- ründükleri bölge olmuştur. Meselâ, geç- tiğimiz haftanın sonunda bir akşam üstü, Ethem Kılıçoğlu ve. beraberinde- ki yeni seçilen AP'li (o milletvekilleri, Milkada viskilerini yudumlayarak, hü- kümetin kurulması konusundaki gö- rüşlerini ortaya attılar. Ethem Kılıç- oğlu, herhalde viskinin etkisiyle ola- cak, bir ara, milletvekili arkadaşları- na, kendisinin İçişleri Bakanlığı için biçilmiş kaftan olduğunu söyledi. Ar- kadaşları ise, kendisini Bakan olabil- mesi için girişeceği faaliyette destek- leyeceklerini vaad'ettiler. Yenilere nazaran kendilerini kıdem- li sayan bütün eski AP'liler şu günler- de, bir Bakanlık koltuğu kapabilme ha- yali içinde bulunmaktadırlar. Festival hazırlıkları Milletvekillerinin tam listesinin bu hafta Pazartesi günü Yüksek Se- e © 1) miydi ki? — ya çıkmıştır. Buna Toprak Reformu ve başka sosyal adalet ilkeleri katı- lınca, klâsik CHP oylarındaki büyük azalmanın sırrı çözülmektedir. , Burada, bir meseleyle karsı kar- şıya kalınmaktadır. Bir parti, kendi öz müşterisinin menfaatinin aley- hinde bir politika, tutturursa, bunu memleketin menfaati icabı o olarak dahi yapsa, o müşterisinin oyunu kaybedecektir. Bu, riyazi bir kesin- liktir. Öyleyse CHP "Ortanın Solu Programı" ile hata mı etmiştir? Hayır. "Ortanın Solu Programı" 1965 Türkiyesinin gerçek ihtiyacıdır. AP' nin tutmak istediği aksi yolun mem- leketi nereye götüreceği kısa zaman- da anlaşılacaktır. (o AP'nin iktidara getirilmesi, o tehlikeli bir kumar ol- muştur. AP'nin prensipleriyle ve AP'nin idareci takımının kafasıyla hangi neticelere varılacağını kestir- mek için kâhin olmaya lüzum yok- tur. Servet Beyannamesinin ve ver- gilerin açıklanmasının sosyal bir lü- zumun icabı olduğunu anlayan bir iktidar hiç bir şeyi anlamıyor de- mektir, Türkiyenin gerçek ve temel- 23 Ekim 1965 çim Kurulunca ilân edilmesinden son- ra, Millet Meclisi ilk toplantısını Cu- ma günü yapacaktır. o Özellikle AP'li- ler, Meclisin ilk toplantısına büyük ö- nem vermektedirler. Meclis İçtüzüğü- nü bilmeyen bazı AP yetkililerine göre, ilk toplantıda dinleyici localarını dol- duracak olan CHP'liler, İnönü ve di- ger CHP'li milleitvekilleri için sevgi gösterilerinde bulunacaklardır. o Bunu önlemek için locaların AP'nin Genç- lik Kollarında görevli üyelerce doldu- rulması ve böyle bir gösteriye meydan verilmemesi gerekmektedir! Bu konu- daki ilk temaslar, bu hafta Pazartesi günü AP Genel Merkezinde yapıldı. Yaşı 40-45 olmasına rağmen Gençlik Kollarında çalışmakta olan Yüksel a- dındaki geçkin bir kadınla görevli bir genç, Genel Merkezin üçüncü katında - ki salonda önce Cevat Önderle uzun uzun. konuştular, sonra da kendi ara- larında. Meclise nasıl gireceklerini plânladılar. Aralarında AKİS muhabi- rinin de bulunduğu bu konuşmada, deki meseleleri AP iktidarından son- ra daha vahim şekilde belirecek, bel- ki daha keskin çözüm yollarına ihti- yaç hissettirecektir. Bu iktidarın tah- ribatı muazzam olacaktır. AP'nin programının oy toplamış olması bu gerçeği değiştiremez. o"Kalkınmak için zahmete katlanmak lâzım" di- yen, bu seçimlerde "Ben seni, sen- den hiç zahmet istemeden kalkındı- racağım" diyenin karşısında mağlü- biyete uğramıştır. Bu, birinci pren- sibin yanlışlığının o delili sayılır mı? O itibarla CHP, tutması gereken yo- lu tutmuştur. Ama CHP politikasına yeni yön verirken (omüşterilerim (yenilemeğe vakit bulamamıştır. Kaybetmesi ge- rekenleri kaybetmiş, kazanması ge- rekenleri kazanamamıştır. Buna rağ- men bu partinin 2,5 milyon sapasağ- lam,idealist, menfaat hesaplarından uzak, imanlı oya sahip bulunduğunu ispat etmesi CHP'nin istikbale ü- mitle bakmasının sebebidir. Bu, aynı zamanda, CHP-'nin müstakbel gay- retlerinin de yönünü çizmektedir. Her yıl yüzbinlerle yeni seçmen mem- leketin hayatına girmektedir. Bir yandan bunların büyük çoğunluğu- YURTTA OLUP BİTENLER Yüksel adındaki partili kadın, neden- se yanındaki gençten daha ateşli gö- rünüyordu. "Davetiyelerin ayarlandı- ğını" müjdeleyen Gençlik Kollarının ateşli üyesinin ilk sözü şu oldu: "— Sabah saat 9'da Meclis kapı- sında olmamız lâzım. Zannediyorum, ancak bu saatte yer bulabiliriz. Hepi- miz temkinli olacağız ve yabancı gör- düklerimizin içlerine okadar gireceğiz. Onlar en ufak bir harekette bulunur- larsa, şiddetle mukabele edeceğiz. Na- sıl olsa, iktidar bizde! Şahsen benim yanımda bir Halk Partili olsa, kafa- sını ayakkabımın topuğu ile parçala- rım." Sonra ilâve etti: "— Nedir yahu, bunlardan çekti- ğimiz? İktidar hem bizde olsun, hem de böyle yağmalara fırsat ver! Olması böyle şey! Taşa taşla, sopaya sopayla mukabele edeceğiz." nu almak, diğer taraftan menfaat- leri CHP'de iken başka ölçüler kul- landıkları için menfaatlerine o karşı AP'ye gitmekte devam etmiş oylar- dan bir kısmının yönünü değiştirmek CHP-'yi gerçek müşterilerine kavuş- turacaktır. AP'nin gitgide 1950 ön- cesinin CHP'si haline geldiği sezili- yordu. Toprak ağaları, büyük iş a- damları, menfaat grupları, eşraf AP' ye kaymıştı. Servet Beyannamesi ve vergilerin açıklanması, "Ortanın So- lu Programı"nin bu iki büyük ilkesi bunların yanına esnafı, serbest mes- lek sahiplerini de itmiştir. Ama tut- tuğu sosyal sınıf olarak CHP, 1950 öncesinin DP'si haline gelememiştir. İdealist genç aydınlar ve varlıksız kütleler tamamile CHP'nin yanında değillerdir. CHP bu sağlam kuvvetleri iter ve "İdeal Parti" diye AP'yi görüp ona heves ederse hem bir dahaki seçimde erime yoluna tatar, hem de o sağ- lam kuvvetleri tehlikeli TİP'in ku- cağına atar. CHP'nin müstakbel yö- neticileri bu basit hesaplan hiç unut- mamalılar ve parti içinde türeyecek başka hesapları boşa çıkarmak için birleşmelidirler. 11