a NAFTANIN iÇiNDEN u seçimlerde oylar, eğer CHPli bir iktidara imkân ve- recek şekilde tecelli etseydi Türkiyenin işi çok kolayla- şırdı. CHP'nin aldığı neticeye elbette ki herkes, kendi ka- fasında bir sebep arayacak ve bulacaktır, Böyle hallerde daima olduğu gibi eski partide bir şaşkınlık ve panik ha- Vası da esecektir, Şahsi suçlamalar çok işitilecektir, şu ve- yahut bu yapılmasaydı böyle bir hal, düşülmeyeceği söy- lenecektir. Tabii en ziyade, “Ortanın Solu” programı hü- cuma uğrayacaktır. 1965 seçimlerinde CIIP'nin oy kaybetmesine “Ortarın Solu” programının sebep teşkil ettiği hiç kimse m- dan reddedilemez, “Ortanın Solu” bir büyük reform tek- lifidir, Milletin bir çoğunluğu bu teklif karşısında ürk- müş, o reformu bir macera saymiş, bunun komünistlik ol- duğuna dair propagandaya kulağını vermiş ve statükonun devamın tercih etmiştir. Statülko, kendisi için hiç de par- lak sayılamayacağı halde,. Duyulan ürküntüde TİP?in aşırı davranışlarının önemli tesiri olmuş, onun solculuğu CHP. bin görüşüyle karıştırılmıştır. CHP 1965 seçimlerine ““Ortanın Solu” programıyla çık- mamiş bulunsaydı, belki bugünkünden daha fazla oy top- layabilir, ürkeklikten dağılmış oylar gene CHP içinde ka- lırdı, Ama CHP o zaman ödevini yapmış bulunur muydu ve CHP, CHP olur muydu? İsmet Paşanın buna verdiği cevap “Hayır” olmuştur, CHP, kararında, İsmet Paşayı takip etmiştir. Takip ettiğine de iyi etmiştir. Meseleyi “1965 seçimlerinde oy toplamak veya oy kay- betmek” açısından ele almak, onu gerçekte olduğundan çok basite irca etmektir, Mesele, 1965 yılında Türkiyeyi bângi yoldan kalkındırmanın kaabil olduğu hususuna teş- his &oymaklır, CHP bunu, “*Ortanın Solu” olarak görmüş- tür, Bugün, aklı başında herkes AP'nin programının, da- ha doğrusu programsızlığının Türkiyeyi kurtarmayacağım bilmektedir, AP'nin lebinde propaganda yapanlar arasin- da dahi bunu düşünenler mevcuttur, AP bol keseden dağıt- tiğı vaadlerinin hemen hiç birini tutamayacaktır. AP'nin idarecileri buna güçlerinin yetmediğini, yetmeyeceğini çabuk göreceklerdir, 1965 Türkiyesi, bir bakıma Mili Mü- cadeleden hemen sonraki Türkiyeye benzemektedir, Mill Mücadeleden hemen Sonraki Türkiye, Atatürk devrimleri diye bilinen sosyaj reformları, batılılaşmayı yapmasaydı kurtulabilir miydi? Ama o günler, bâşlarında zafer alan» larında kazandıkları çelenkler de bulunan idareciler bu “batılılaşma programi”'nı büyük kütlelerin oyuna şunsa- lardı acaba yiizde beş oy alabilirler miydi ve halk o prog. ram karşısında şimdi “Ortanın Solu”nun verdiği ürkek- likten defalarca fazla bir ürkeklik hissetmez miydi? Eğer memleketlerde büyük reform hareketleri herkes tarafın- dan hemen kabul edilseydi bunları gerçekleştirmenin hiç bir güçlüğü bulunmazdı ve bunu herkes yapardı. Büyük reform hareketleri ancak şu veya bu yoldan devamlı 15- rarla, inatla ve azimle takip sayesinde millet hayatında ye 16 Ekim 1965 üdev şimdi daha güç Metin TOKER uygulanmak imkânına kavuşabiliyorlar, ““Ortanın Solu” da böyle olacaktır, “Ortanın Solu”nun komünistlik olma» dığı, kapımızda komünizmin sahiden beklediği, “Ortanın Solu”'nun bu kapıyı kapalı tutabilecek tek çare olduğu, bu ekonomik düzenin, daha doğrusu düzensizliğin devam ede- meyeveği, memleketin uyanan, sağlam kuvvetlerinin böyle bir sistemi katiyen kabuj etmeyecekleri, 1965 Türkiyesini 1960'dan önceki fikirlerle kimsenin yönetemeyeceği kisa zamanda anlaşılacaktır, 1957 seçimlerinde CHP, memleketin “Menderes Rejimi" adı verilebilecek bir siyasi rejim içinde yaşatılamayacağını söyleyerek ve siyasi rejimin ne olması gerektiğini progra- mında bildirerek milletin huzuruna çıkmış, fakat bir ço- gunluk o zaman da bunun mânasını ve lüzumunu anlaya» mamıştır, Tıpkı bugünkü AP gibi o günkü DP de bunu günü geçmiş bir temayül sanmış, oyunu almak için mille- te bir program dahi söylemek lüzumunun bu inanmış, fakat saatin ibrelerini tersine çevirememiştir, Mili Mücadeleden sonra Türkiye için sosyal reformun saati çalmıştır, Türkiye, batılılaşmıştır, Çok partili haya- tın onuncu yılında Türkiye için demokratik bir sistemin bütün icaplarının ve müesseselerinin yerine getiri'mesi, ku- rulması saati çalmıştır Türkiye, siyasi reformunu yap- muştur, Bugün çalan saat, toplumumuzun bir ekonomik re- formun ihtiyacı içinde bulunduğunu söylüyor. CHP 1965 seçimlerinde ne yapmasi gerekiyorsa onu yerine getirmiş- tir, Mutlaka gerçekleşecek “Ortanın Solu” programıyla milletin huzuruna çıkmış, yolu göstermiş, bundan sonra memleketin sağlam kuvvetleri tarafından AP karşısında daha çok tesanüt ve kuvvetle savunulacak üçüncü büyük reform hareketinin prensiplerini ortâya koymuştur, AP idarecilerinin, 1957'de buna benzer şartlar altında iktidarda kalmış bulunan eski DP idarecilerinden daha bü“ siretli çıkmaları, elbette gönlün arzusudur. bir istidatları görülmese dahi, Belki tecrübe, kendilerine bir ders yerine geçer, DP bu gerçeği görmediğinden, gözü kapalı, kendisini kimsenin kurtaramayacağı bir noktaya gelivermiştir, Yazık ki, zamanında gerekli ikazı yapmış olanlar, sonradan, DP'nin başına gelenlerin sorumlusu gibi gösterilmek istenilmiştir ve sırtlarına bir de bu yükü almışlardır. Ama şimdi, herkesin insafla söyleyeceği, İnönünün mil- lste karşi son ödevini yerine getirmiş olduğudur ve bun- dan sonra, yeni kuşakların hamleler; milleti ikna nöbetini kendi sirtlarına almaları lüzumudur. Elbette bu çetin mü- cadelede bayrağı, fikriyatına inanmış, canlı bir CHP ta şıyacaklır. İnönüye gelince, Her türlü ikaza rağmen bo- zulmasına ihtiyatsızca imkân verilen bir huzurun hep ta- beklemek, başılık etmek, bir gün bakılır ki hâyal olmuştur. bulamazlarsa, buna hiç şaşmamak lâzımdır, lana, bna hş aşmamak mr Buna fazla AE e