İKTİSADİ VE MALİ SAHADA 4 azınlık, gelişme yolumuzu tıkayan baş etken olmuştur Ve olacaktır da,.. Bun- kurtulmanın birli de-olsa, bunu yapmak istemiş, gerçekleri görmüş, azınlığın mutlu- luğu yerine toplumun genel mutlu- Miğünu değerli bulmuştur. Bu yüzden dir ki 10 Ekim sönuçlarına ulaşılmış» tır, Dev'et eliyle milyoner üretme Ds borçlar iktisadi gücümüzü de kırmaktadır. Yüzde 31,9'u bulan faz oranının dışında, krediler şarta bağlı olduğu için, kim para veri'se ondan mâl almak zorunda kalınmaktadır, Bu mallar ise, genellikle dünya serbest f!- yallarının yüzde 20-30 üstünde bulun- maktadır, Böylece, Türkiyenin yapa- cağı her 100 iralık yatırımın 32 lirası © faize, 20-30 lirası dünya fiyatlarından © yüksek fiyatla bize yatırım malı satan * dikelerdeki' şirketlerin kasalarına git- mektedir, Fakir müiletimizin -mutlu © Yazımlığın çıkarına işleyen bu mekaniz- © ma yüzünden- yapacağı her 40-50 Vira- “hk yatırım için bir 50-60 lira avanta © vermesi ve bunu yedi nesli halka ödet- © “mesi gerekmektedir. Bu yüzdendir ki, “Blârellar, 'kinci beş yıllık Plân hazir- Ee en çok. ıç kaynakları dii- “zenleyen, bunlara önem veren bir yol © #üşünmüşler ve bünu model alterna- © #tleri içinde koymuşlardır, Fakat ar- “tuk bütün bunlara, bakıp bakıp üzül i 'mekten başka çâre kalmamıştır. Halkı- B nın yüzde '60n : okuma yazma Dilme RE “yen bir ülkede glbötfe ki akıldan ya- E na 'ölarilar değil duygudan vöna Olan demaâgöglar “iktidara - gölecektir, Hor &i yizttseerin dileği bü 'yanılmanın 'an- © taşılması ve son bülmasıdır, ri ““bürkiyanin kalkanma$ı için elbet -- «Ve ki yabancı sermayeye ihtiyaç var- Ea aa i& bu yabancı sermayenin mil- timleri tamamen iç pazar içindir, İ- malâtları için gereki ham maddeleri yurt içinden değil, büyük ölçüde dış. ülkelerden getirmektedirler. Bu yüz- malların bedel!, ithal Vereceğimiz değere çök yakındır. Türkiyeye - getirdikleri sermayenin üç misli kadar iç sermaye kullanmakta, sermayelerinin üstünde iç krediden yararlanmaktadırlar, Bun- ların çoğu büyük işletme, temel sa- nayi filân değildir. Bunlar tüketim malı ürstmektedirler, Montaj sanaylin de yer alamlar, sanayle en yakin özel- likte olanlardir, Bunlarda bile ithalât ikamesi sıfıra yakındır. Çoğu, ams pek çoğu, bir yabancı firma ile iki-üç büyük türk ortağa dayanmakta, buna rağmen devlete az vergi vermek İçin anonim Şirket statüsü taşımaktadırlar, Bütün bu “aşırı kolaylık”ların yüzün- den şi"ketler, getirdiklerinden çok gö- türmek hakkını kazanmasta, fakat gö- türmemektedirler, Bunun sebebi, ka!- kınmamıza yararlı olma arzusu değil, tüketim malları Umalâtı alanında ça- lıştıkları için Türkiyeyi kolay pata ka- zâanıları bir “tatlı kâr” beldesi sayma- larıdır. Yabancı sermayeli . şirketler bütün bunların dışında “patent” -gi- bi, “Enotw-how'” dehilen takülk me haret gibi sebeplerle de kâr transfer hadlerini yükseltmenin yolunu bulma” tadırlar, Cikmaz sokağın ağzında Yabancı şirketlerla patrol ve maden- lerimizin: geleceği için düşündükle- “ “iyilikleri ise hatırlatmaya lüzum yoktur! İnönü Hükümetinin görevden ayrılmasının akabindeyurdumuza ge- lan bir OECD özel sektör komitesinin raporuna değinmek, Türsiyeyi bekle- yan büyük meseleleri açıklamaya yete- HIFZI OĞUZ BEKATA'nın seçimlerden önce okunacak <itabi çıktı : DAĞLARIN ARDI “Sipariş için: PK. 95 - Ankara (AKİS: 579) “AKİS tektir, Yabancı özel sektör çevreleri -işin ciddiyetini gözden kaçırmamak için, Dünya Bankasından, Konsöorsi- yumdan bize gelen birçok taleplerde bu çevrelerin büyük etkisi olduğunu hatırlamak gerekir- AP iktidarından neler ummaktadırlar, bunu bu rapor söylemektedir. Raporda özetle şöyle denilmektedir: “Türkiyeye yapılan yardımlar art- tırılmalıdır. Ancak yardımlardan. da- ha çok özal sektör yararlanmalıdır. Ayrıca, sermayeye güvenlik vermis için devlet sektörünün sınırları İyice çizilmelidir. Devlet işletmelerinin özel sektöre devri yölüna gidilmelidir.” Türkiyenin kalkınması için “llbe- ral anlayışı” temel alan raporda, ya- bancı uzmanların Demirel, Zeren, Er- dem ve Turgut ile görüştükleri kayde dilmekte ve söyle denilmektedir; “Şimdiki hükümetin -vyani IV Ko- alsyon.. Hüzümetinin- tutumu bizin İçin umut ve cesaret verici olmuştur. Maden kanunu, sermaye p'vasası, ver- gi kolaylıkları sağlayan kanunlar çi- karılmalıdır Yabancı sermayeyi tej- vik komitesi tarafından, ülkeye gels- cek yabancı setmaye Üzerinde yapıla- cak denetlemeler hafifletilmelidiş Ko- mite Başbakan Yardımıcısı Demirel bağlanmalı, komitede özel sektör daha geniş şekilde temsil adilmelidir.” « Ele alınan şu birkaç mesele Ve ge- 'işmeye karşı koyan Iç ve dış kuvveo!- erin tübtumu. Türkiyenin bir çikmiz sokak ağzında bulunduğunu göstermek tzdir. Az gelişmiş Ülkalerin herbiri böv le bir çıkmaz sokaX'a karşılaşmıştır ve çeşitli kalkınma metodları ile bunu aşmaya çalışmaktadır. Bunların Ortak özelliği 18e. Iç. Ve dış siyasal bağımsız- lik başta olmak Üzere, ülkenin kend! sartlarina - uygun bir salkınma yolu- nün denenebilmasine ölveren bir iktisa di ortam kurulmasıdır, Türkiye bu de- nemeye 1960 Devriminden sonra gir- miştir. Fakat, geleneksel toplum “api- a, yüzyılların biriktirdiği bir çökelek haline getirdiği “meta - ekonomik” kafa, çıkarcılık, aşını ferdiyetçilik, ya- nna umut bağlayamama kend! keh- dine kalkınmanın imkânsız olduğunu şartlayan aşağılık duygusu bu yolu tı- kamıştır, Türk toplumu, bütün geri bi rakılmış toplumlarda gibi, reformlara karşı koymakta, günü olmadığının anlaşılacağı güne kadar devam edecektir. 16 Ekim 1