AKİS demek istediği herhalde şudur: “De- mirel başbakan olunca, gökten işte böyle para yağacak!” Bol keseden Diyarbakırda miting meydanına gelin- diğinde, AP'nin daha önceki gövde gösterilerine göre sönük bir manzara ile karşılaşıldı, Meydanda 3-4 bin ki- $iden ibaret müteveszi bir topluluk De. mireli bekliyordu, Faruk Sükanın An- karadan verdiği direktifler ne yazık ki şa gi iş Partisine özellikle bu bölgede kuv- vet kazandırması gerektiğini sezen De- mirel, dinleyenlerin gözlerini yaşartan acı bir “Doğu konuşması”? yaptı, Sefa- leti, bakımsızlığı ve mahrumiyeti edebi bir üslüpla dile getirdi. Yalnız, bir ara -herhalde yanlışlıkla. şöyle dedi: “— Bizim, yolsuzluk sebebiyle mah- sulünü pazara indiremiyen, çocuğunu mektebe gönderemiyen, hastasına dok- tor ulaştıramıyan mustarip vatandaş- lara tahammülümüz yoktur.” Herkes şaşırdı, Demek kabahat va- tandaşlardaydı ve Demirelin bu tip va- tandaşlara tahammülü yoktu! Sup- lesi hitabetinden kuvvetli olan AP Ge- nel Başkanı derhal toparlandı ve Do- gudaki vatandaşların durumunun ken- disi üzerinde tahammülsüzlük değil, vicdan azabı yarattığını söyledi, ardın- dan da, Doğuya yapacaklarını sırala. maya girişti. Bu konuşması sırasında ““Yaşşa İ- kinci Menderes!” nidasıyla alkışlanan Demirelden sonra Saadettin Bilgiç ve Kadri Erogan konuştular, TİP'e şid- detle saldıran Bilgiçten geri kalmak istemeyen Erogan da İnönüye şiddetle saldırdı ve: — Paşa, Paşa! Seni ben bile kur- taramam"' diye bağırdı. Kalabalıktan biri, bunu: — Sen kimsin be? Sen kendi k.. Geceyi ertesi gün erkenden gitti, Hazer gölünün Üzerinden geçilir- ken, Demirel, yanındakilere aşağıdaki hidroelektrik ve sulama tesisini göste- 00 — Hatıralarım tazelendi, Mühendis Km ilk yerdir burası” dedi, Bu söz, uçakta bulunan ve Hazer santralinin ne büyük bir fiyasko oldu- ğunu bilenlerin d, hatıralarını t270- ledi: Elâzığ daha yüksekte- ki Hazer gölünü dağa bir delik açarak ovaya akıtmak, böylece hem elektrik ve hem de su sağlamak amacıyla bu noktaya yatırılan milyonların âkıbeti meçhul değildir. Göl suyunun bitkiler e amam 9 Ekim 1965 eğimmekmizmi nn eki mn YURTTA OLUP BİTENLER Demirel sokaklarda halk arasında “ustam öldü, ben een ” için zararlı olduğunun -santral yapıl- dıktan sonra- anlaşılması sebebiyle O- n yolundaki mış ve gölün bitmesi tehlikesi olduğundan, santral da tam kapasite ile çalıştırılamamış ve umulan elek- trik sağlanamamıştır. Demirelin hatı- ralarını tazeleyen “eser”, İşte bu eser- âir!,, Hazer Üzerinde hatıraları tazelenen Demirel, Elâzığ mitinginde yaptığı ko- nuşmağa: — Keban barajı bizim eserimizdir. Biz iki Keban daha yaptıracağız” di- yerek, bir tevazu örneği verdi, Ancak, Keban Barajı için yıllar- ca mücadele etmiş olan Elâzığ millet- vekili Nurettin oArdıçoğlu, tevazunun bu derecesine tahammül edememişti. Derhal gâzetecileri yakalayarak şöyle dedi: — Demirel ,Kebanın profeleri ya- pıldığında şsker kaçağı olarak vaka- lanmış ve askere gönderilmişti. Nere- den biliyormuş Keban barajmı?” Dimyata pirince, giderken.. Tyoğu ve Güneydoğu gezisinin başın- dan itibaren Malatyaya pidilip pi. dilmiyeceği şüphede kalan bir husus- tu, Bu mesele Ancak Elâzığda «ydın- liğa kavuştu. AP lideri Malatyaya pi- recskti, Anlaşılan, gelen haberler, CHP nin kalesi olarak bilinen bu ilde AP nin artik bir gövde gösterisi yapabile- Cek kadar güçlendiği ve hazırlıkların ikmal edildiği şeklindeydi Perşembe öğleden son#ta Elâzığdan uçakla Malatyaya hareket edildi. Has va alanında hadisesiz karşılanan ka» file şehre hareket ettiğinde, yolun iki yanı malstyalılar tarafından doldurul muştu, Durum, APvliler için iyi görü- nüyordu, Malatyalı meşhur “Hamido” nun kardeşi İbrahim Fendoğlu çizme- leri çekmiş, eline bir kırbaç almış, gü zel bir kırata binerek kafilenin önüne düşmüştü, Ancak, yolun iki yanındaki karşılayıcılara dikka edenler, bunların çoğunl yakasında CHP rozeti görünce irkildiler, Fakat buna rağmen durumda olağanüstü bir şey yoktu, Üstelik malatyalılar “CHP'liler dada» hil. zaman zaman kafileyi alkışlıyarak misafirperverlik göstermek niyetinde oldukları intibamı uyandırıyorlardı, , Fakat Demirelin arabasının önün- den giden kıratlı . İbrahim Fendoğlu, kalabalığa doğtu anlamlı kırbaç hare“ Ketleri yaparak Ve “çekilin lan!” diye kibar sözler sarfederek karşılamayı Tenklendirmek niyetinde olduğunu gös terince işler biraz değişti. Hava bu yüzden gerginleşmeye (başlamıştı ki, Fendoğlunun bindiği kırat tökezlendi Ve yere yığıldı, Kıratın ve Fendoğlüs dun ayakları havaya dikiliverdi, Çok kimse bu olayı, AP'nin geleceği için bir sinyal kabul etti. konuşmayı yapan Safa Yalçuk, sert ve tarizkâr bir üslüp kullanın- ca CHP'liler yuhalamsya başladılar, — Ee