Rusya Son Perşembe Mposkovada iki günümüz kaldı, Bi- zim niyetimiz Cuma sabahı Sov- yetler Birliğinden ayrılmak, geceyi Vi- yanada geçirmek ve Cumartesi günü oradan kalkan Panamerican ucağıyla memlekete dönmekti. Fakat ruslar, se- yahatin (kremasını son Perşembeyle son Cumaya saklayınca program biraz değişti, Mamafih, beni gene de istedi- ğim uçağa yetiştindiler.. Sovyetler Bir- liğinde “Devlet” bir şey istedi mi, o- nun yapılamaması imkânsız Ama bu “Devlet”? bazen ancak Kossigin, hatta Brejnev oluyor. Onların bir alt kade- mesi bile, bakıyorsunuz, Size teferruat gibi gelen bir meselede yetkisizlik özü- rü söylüyor, Biz Türkiyede bürokrasi- den şikâyet ederiz. Fransızlar, bundan dertli bir başka millettir, Bürokrasinin ne olduğu, gidilip Sovyetler Birliğinde görülmelidir. Bugün Rusyada denenen yeni ekonomik tecrübe ,bilhassa Batıda “Sosyalist sistemde kâr esası”? diye bi- linen usul, aslında, Plânı bu bürokra- sinin hışmından biraz kurtarmak için girişilmiş bir gayTettir. Perşembe günü bunu etraflı şekilde incelemek fırsatı- nı buldum, Sabahleyin böyle çalışan Özden Toker Kremlinin önünde “Moskovada bir türk” bir fabrikayı gezdim, ilgililerden bilgi aldım. Sonra Pravdaya gittik, Şimdi, rahatsızlığı artmış bulunduğu için o görevinden ayrılmış olan Başyâzar Ru- mentiçlief -Rusyanın gözde bir iktisat- çısıdır- bana işin teori tarafını anlat- tı Komünizm için dikkati çeken bir deneme ve bir gelişme... Sabah, daha da kıymetli bir gazete- cilik hadisesiyle başladı. Dışişleri Ba- kanlığında, Gromiko beni kabul etti, Sovyet liderlerinin gazetecilerle -fazla görüşmek âdeti yok, Çok mecbur ka- lurlarsa hudutlu bir basın toplantısı ya- pıyorlar, Bir gazetecinin tek başına Gromiko, hele Kossigin tarafından ka- bul edilmesi, adeta görülmemiş bir va- ka. Zaten bndan dolayıdır ki benim Perşembe sabahı Gromiko ile görüş- mem, Cuma sabahı ise tam elli dakika Köossiginin, Kremlinde beni yanında alakoyması Moskovadaki muhabirler çevresinde heyecan yarattı Akşam bi- zim elçilikte basınla münasebet işlerini deruhte eden müsteşar Dündar Edizin evinde dünyanın büyük ajans ve gaZe- telerinin Moskova temsilcileri beni gör- düklerind, hep bu “fevkalâde hadise” den bahsettiler, Tatlı bir fransız var- dı, “Şunun sırrını bana söyleyin. Ay- lardır ouğraşıyo'rum, deği Kossi- gini, değil Gromikoyu, Dışişleri Bakan» lığının Basın Şefi Zamyatini Tum. Nedir bunun yolu?” diye ısrar &- diyordu. ..— iyorum ama, türk olursan sali gibim; geliyor.” dedim, Sahiden de, Kossigin tarafından ilk dsfa bir gazetecinin kabul edildiğin; ve bunun ben olduğumu dünyaya bildir- diklerinde ajanslar, güzebeler bunda, Sovyetler Birliğinin 'Türkiyeyle yâkın- laşma arzusunun büyük rol oynadığı- nı belirtmekte ittifak ettiler Benim de inancım, bunun 'doğru bir teşhis olduğudur, Başka bir sebep te, her hal- de, Sovyetlerin Ankaradaki Büyük T- çisi Rijovun Köossigins olan şahsi yü kınlığıdır. Gromikoyla görüşmemi, Moskova- daki son Cumanın hikâyesi KE yas ni Kossiginle konuşmamı naklederkeni anlatacağım, Bu iki kabul, daha ziyade ere L 6 dolu olarak geçti, Sovyetler Birliği bir süredir, — bir caizse “günü gününe devrinden çıkmıştır, Kullanacağım sz RL EE ZA 2 Ekim 1965 A m 21 —mam .-