Bir Generalin hazin hali İstanbulda her seçimin bir komiği olur, Bu defa, kendisi için, temsil etmiş “ciduğu fikirler için, çok Kim- seye ifade ettiği mâna icin hazin şey, komik Cemal Madanoğludur. 27 ) yısın bu basit fakat mert, siyasi an- layıştan yoksun fakat sağduyu sahi- bi, tecrübesiz fakat iyi niyetli aske- rinin bazı çevre'erin elinde ne hale geldiğini gördükçe insan yüreği Sız- lamadan edemiyor. Ortaya bu kadar cıktıktan sonra Madanoğlu hatasını anlar, evine çekilir ve bunu tadsız bir macera sayar mı, bilinmez. İhti- mal ki Rubikon Canın şöhretli kendisine bir takım tavsiyecilerin ve maksath yardımcıların çizdiği kade- rinin âkibetine katlanacaktır, İnşal- lah, Madanoğlu hakkında iyi hatıra muhafaza etmiş olanlar oylarını ona vermekten dikkatle sakımırlar da sağ lam karakterli, saf general bu ka- daila kurtulur Yoksa, talihsiz Ma- danoğ'u daha bir çok hafiflikler ya- pacak istidatta görünmektedir. Bir seçimde bağımsız adaylık koymak, elbette ki, seçilme nitelik- krine sahip her türk vatandaşının hak'ardır. Ama bu zat “vatan bana muhtaçtır” diye ortaya çıkar, hiç bir aslı yokken “bütün partiler beni lis- , karar verdim” der, Meclise bir girdi mi bütün kav- gaları süt liman hale getirecek kud- Madanoğlu ve eşi röte malik bulunduğunu hayal eder- se dudaklarda tebessümler belirir. Büyük iş çevreleriyle yakin İlgi kur- muş, onların fikirlerini benimsemiş, onların zümre endişelerini kendine dert edinmiş ve o çevrelerin gözünde, üzerine oynanabilecek bir alternatif olmuş Madanoğlunun, partili demok- rasimizde hangi “tarihi misyon”a namzet bulunduğunu anlamak güç- tür, Hele, kökü itibariyle bir takım C.H,JP. öylarını Otırmıklayabileceği ümidiyle reklâmı yapılan iyi yürekli generalin bu reklâmı yapanların ni- yetlerine koyduğu -daha doğrusu rında bir Madanoğlunun bir Erkan- koyamadığı- teşhis, üzerinde duru- lacak bir husustur, Bu reklâmı ya- panlar eski D.Pplilerle aşikâr ilişki- leri olan çevrelerdir. Bunların naza- lı veya bir Ataklıdan farkı yoktur. Hepsinden aynı derecede nefret et- mektedirler ve hepsine aynı derecede kin bağlamışlardır. Madanoğlunun $ kendisini onlara şirin görünüyor undan O da sanmaktadır ki A.P.yi idare ederse, AP de onu idare edecektir! Hayal. Zarlar 27 Mayıs sabahı atıl- Mayısta da, hattâ ondan bir ay sonta da, bir wi sonra da çekilmemiş Ve hancer olur ve Madanoğlu, ğiyle, Madanoğlulu bir devrin savu- nucularının işini güçleştirir. Madan- oğlunun buna hakkı var midir? Madanoğluna yaptırılan reklâm tarzı, talihsiz generali daha da ha- zin bir duruma düşürmektedir. Rek- lâm resimlerine Madanoğlu tarafsız gözle bir (o ba'kabilse, ilk kahkahayı bizzat atardı. Yazık! Dİ cim gezisi bu Şekle bağlanıncaya kadar «pey tereddüt geçirildi. Önce, Demi- relin 27 Ağustosta geziye başlaması v3 67 ili dolaşması kararlaştırıldı, fakat sonra bu tarih yavaş yavaş geri ati- larak, 19 Eylüle kadar gelindi. Gezinin son ve kesin şekli karar- laştınılırken alınan örnek, oMenders- sin 1950 ve 1954 seçimlerinde çizdiği rota, takip ettiği hereket tarzıdır. Bu geziyi (oplânlavanlardan biri, geçen haftanın son günü AKİS'çiye durumu şöyle izah etti: *“— Biz uğura imanırız, Daha önce- lsri bu şekildeki geziler hep iyi sonuç vermiştir, Menderes 1950 ve 1954 gs3- çimlerini Erzurumda açmıştı. Bu Se- çimlerde iyi sonuçlar alındı, 1957 Sse- çimlerinde ise seçim kampanyası Af- vonda açilmiş vs pek iyi sonuç alına- mamıştı. Biz 1965 seçim gezimizi plân- iarken 1954 ve 1957 seçimlerini örnek aldık...» Örnek belli olup, Demifelin 67 ih gezmesinden o vazgeçilmesinden gonra program Ve taktik şöyle çizildi: Genel Başkan geniş bir kadro ile Erzuruma gidecek ve orada büyük bir karşılama ve parlak bir mitingle açılışı yaptıktan sonra Karsa geçicekti Karstaki mi- tingten sonra uçakla Eskişehire gidi- iscekti. Gezi (programına daha çok, bölge merkezi durumuna sahip büyük şehirler alınmıştı. Bu arada İstanbul- da Taksimde bir miting vapılması da düşünülmüştü. Demirelin. partisinin seçimin ana meseleleri hakkındaki gö- rüşlerini, bu meselelerle ilgil şehir. lerde «çıklaması da bir taktik olarak kavarlaştırılmıştı, Meselâ AP'nin işçi konüulariındak! görüşleri bir İşçi Ve sa- nayi şehri olan Eskişehirde açıklana- cak, patrol konusundaki konuşma İse petrol memleketi Diyarbr'tırda yeni» lacaktı, Bu programın kusursuz şekilde ger- çekleştirilmesi (o hususunda < Demifsi büyük titizlik gösteriyor. çeşiti konu- lar için görevlendirdiği APlileri bizzet kontrol ediyordu Bu azada, çağrılacak gazeteci kadrosunun -tesbifi işi AP'liler için büyük bir mesele oldu. Bir kısım AP'iler Cumhuriyet, Milli- yet Ve Akştm gibi kendilerini destek lemeyen ve bu yüzden “solcu” diye isimlendirdikleri gazetelerin geziye çağrılmamasını o istiyorlardı. Demirel dostu Turan Bilginin “fark gözetmeme'? fikrini desteklemekle ve bu konuda takındığı vaziyet İle, bi? zamanların basın düşmanı, dehşeten giz İlderine -hiç olmazsa bu konudâ- ortaya koydu. sında mahzur olmadığını ifâde etti ve edecektir, Biz gönlü geniş olmalı ve ERİ A 25 Eylül 1965