25 Eylül 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

25 Eylül 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER söpayı salladı durdu. İlk konuşmayı Sanayi Bakanı Ali Naili Erdem yaptı. Bütün ferâsetini gösteren Erdem, konuşmasının yarıdan fazla kısmında erzurumluların ne ka- dar dadaş, ne kadar kahraman, ne kâ- “ zi olduğunu sayıp döktü. ve: , “<— Bana, nerede Mane istersin diye sorsalar, Erzurum di Çünkü eizurumlular mMerttir” Ea parlak bir de inci döktürdü. “ Erdem, Cenabıhak ve Allah sözünü sik sık savurduğu konuşmasında Plâ- nin aleyhinde, eski tarz plânsız fabri- ka inşaatının lehinde bir ifade kul- landı ve; “— AP'nin hedefi, en az 20 eker 'tfabrikasıdır”? dedi, “ Ergurumlulara seçim hediyesini de: ““— 'Huzurunuzda arzediyorum: İn- şallah. 1966 yılında Erzurumda çimin- to İab'ikası kurulrcaktır!” diye sundu. Erdemden sonra konuşan CKMP'- den transfer Seyfi Öztürk, eski Köv İşleri Bakanlığının verdiği alışkanlıkla, köyden ve “OHP'nin köve nasıl ihanet ettiğinden” göz etti, Öztürk bu arada bir de palavra sıktı, OHP iktidar larının. 4 yılda 3000 köye içme suyu götürdüğürü, oysa sadece IV. Koalis- von Hükümeti devrinde 3009 köye içme suyu götürüldüğünü iddia ett! Kullanmış mizansen i sonra dini konulara geçen Öz- türk, memlekette her şeyin başında mânevi kalkınmanın gelâlğin! söylar- ken, meydanın hemen yanındaki cami- nin minaresindeki hopanlör çalıştı ve bir Içli ezan sesi etrafa yayıldı. Oysa saat henüz 19't! ve ezan saati gelme- mişti, Öztürk götevini başanı ile yeri- ne getird: .Çok hürmetkâr bir tavır takmarak: “— Ezan var, müsaade ederseniz ezan: muhanunediyi dinleyelim” dedi, ğrusü bu, çok tesirli olmuştu, De- mirel de ellerini önünde kavuşturmuş. en terbiysii tavrı ile önüne bakıyordu. Ezan uzadıkça uzadı. Bir ara, plâtfor- mün Üzerinde duran Öztürkün dudak- ları dua edir ta'zda kıpırdamaya baş lağı; Bu, tesirini göstermişti. Etraftan. “Allaaah" sesleri yükseldi Herhâlds mitingin spesiyalltesi bu tdi. Bundan sonrz Öztürk daha müte- caiz bir konuşma tarzı tutturdu, re- form isteyen OHP'nin, “40 yıldır başı- nı' değiştiremediğini" ileri sürdü ve: “-— Eğer bu millet, ortanın solun- dayız diyenlere Oy Verirse, şu tabya- larda yaten ecdadının kemiklerin! sız- latır” dedi, İftira Hee A,P/yi fikirsizlikl, it- tiham ediyor. Ne iftira! Ama Demirelin -nam-ı diğer Muhteşem Süley- man» tepesi bir atacak, verecek iftiracıların ağızımın payını: Bizim fikriyatımız fikirsiz- liktir! Haydi bakalım. kalksın o 24- man İsmet Pasa bu cevabın al- tından,. “— Siyaset bir aldatmaca yarışı &eğil, bir hizmet yarışıdır” diyerek, kendi konuşma tarzı ile kıyaslanmca espri haline gelen çok ciddi bir lâfla bağladı Öztürkten sonra kürsüye çıkan Ha- san Dinçer “*milli birlik ve beraberlik” ten başka birşeyden bahsetmiyerek, es- k! mütedil şahsiyetini devam ettirdiği- ni gösterdi. Nihayet sıra Gensi Başkandaydı. Cevat, Önder tarafından “10 Ekim son rasının muktedir başvekili” diye tanı- tlan Demirel, konuşmasının büyük bir kısmını kâğıttan, monoton Ve kötü bir tempo ile okudu Arada sırada *“Cena- bıhak”, “İktidar AP'nindir” gibi lâf- lar etmess, hiç alkışlanmıyacaktı. Topluluğun, Demirelin şahsında ve özelliklerinde “kitleleri peşine takabi- lecek cerbezeli lideri bulamadığı der- hal hissedildi, Ancak şu var ki, Demi- Tel bu ilk miting konuşmasında, . ““AJ- lah” sözünü Jüzumlu "lüzumsuz kul- lânması hariç, diğer AP'lilere göre -se- viyeli, daha doğrusu ““mutedil"di. Be- livli fakat zayıf bir mantık açısından, petrol, toprak reformu ve işçi mesele leri dışındaki Okenüisi için tehlikesiz konulara şövle bir dokundu. Demirelin Erzurum ve Karstaki ko- nuşması hemen hemen şu esasa daya- nıyordu: a «— Türkiyenin o halkı, fakiri vs zengini ile çok dertiidir, AP bu halkın partisidir. Onun içindan gelmiştir. Herhangi bir iktisadi sınıfı diğeri 8- leyhins korumayacaktır - Kitle parti- AKİS sidir, Türkiyenin meselelerini sadece, bu şekilde halkın içinden gelmiş hü- kümetler halledebilir. Onun için, mi)- letin AP'yi 10 Ekimde mutlaka iktida- ra getirmesi gerekmektedir.,” Demirel konuşmasının bir kısmını da orduya âyınmayı unutınadı ve: “«*— Size şerefli Türk Ordusundan bahsedeceğim. Türk Omlusunun büyük bir topluluğu da buradadır, sizlerin 8- rasındadır, sizlerle yanyanadir ” diye- rek, kendi partisiyle ordunun yanyana olduğu şeklinde iyimser bir hava ya- ratmağa gayret etti, Orduyu “muhabbet ve saygı ile selâmladıktan”? sonra da sözü gençliğe getirdi. Yekın arkadaşı Mehmet Tur- gutun son günlerde uğradığı hücumlear Demirele fazlaca tesir etmiş olacak ki, “Gençliğin Anayasa dışına çıkma- sının hoş karşılanamıyacağı” kebilin- den genel, fakat türizkâr sözler etti. Ancak AP'nin, menfaat mukabili her zümrenin desteğinin o sağlanabilecsfi şeklindeki peşin hükmü burada bir defa daha kendini gösterdi ve Demirel, “AP iktidara gelince üniversite genç- Uği için sonsuz imkânlar açılacağını” bildirerek bu konuyu kendince tatlıya bağladı Konuşmasının Son kısmını irtica- len tamamlamaya kâlkan Demirel, «Türkiyenin hiç bir yerinde türk Köy- lüsü bu durumda olmaktan çıkarıla- caktır"? tarzında müthiş cümleler ku- rarak hitabetteki dehşetengiz kaabili yetini, kendisini çok merak eden erzu- tTumlulara gösterdi! Mitingten sonra, AP Gensl Başku- Tu ve beraberindekiler, 1950-60 arasın- da müteahhitlikten milyoner olan bir iş adamının lüks lokantasında ““içki- siz” olmasına itina gösterilen bir ak- şam yemeği yediler, Birisinin karikatürü ' rtesi gün Demirel ile refakatinde- kiler ve gâzeteciler Karsa gittiler. Yolda kazalara uğrayan, kapalı salon konuşmaları yapan AP Genel Başk3- nı bol bol “halkla temas ve vatandaş- köylüler derhal Demirelin etrafını sa- rarak şikâyete başladılar: Pancar tes- Um slan memu: kendilerinin iliğini, kemiğini kurutuyor, eziyordu, Çok &5i- nirlenmiş görünen Demirel, memurun suçunu şordu. Köylüler: — Pancarımızı geç alıyor, biz! bu- ralanda bekletiyor, işimizden gücümüz den ediyor” dediler. Demirele bu kadarı kâfiydi. Memu- Tu, küçümseyen bir edayla çağırdı ve 25 Eylül 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: