YURTTA OLUP BİTENLER daşları bir şeyler isteyip alıyorlar, o da bunun üzerine bir iki kamyon li- sansı almış, bunları hemen satıp pa- raya tahvil etmiş ve hikâyeyi her ö- nüne gelene iftiharla anlatmıştır- ya- nılıyor demektir. Basın bu haldey- ken, iktidar, koalisyon hükümeti bile olmasa, bu kadar sıkı kontrol altında tutulurken ve umumi efkâr bu derece uyanmışken yoklamalarda ( yüzbinler sarf edenler için iki ihtimal vardır: Ya, İktidarı 1960 öncesi DP. İktidarı- nın tabiatına sokmak -çok A.P-'lideki niyet budur- ve elbette onun akıbetiy- le karşılaşmak, ya da o yüzbinlerin ü- zerine bir bardak soğuk su içmek.. Her halde, bu ikinci ihtimalin ger- çekleşmesi daha muhtemeldir. Ama, bu ihtimal kesinlikle gerçekleşip bir ibret dersi halini almadan, yani hiç olmazsa bu sefer, aday yoklamaların- da en ehil kimsenin liste başlarına gelmesini beklemek hayal gibi görün- mektedir. Bundan dolayıdır ki önü- müzdeki devrede de partilerin yüksek İdareci tabakası, ağır görevler altında kalacaktır. Bilhassa, liderler! Hükümet Elim üstünde! Geride bıraktığımız haftanın başın- da Sah günü toplanan MP Genel Yönetim Kurulunda en telâşlı oüye, Tırt Osman adıyla meşhur ve mâruf, Genel Başkan Osman o Bölükbaşıydı. Bölükbaşı sağa sola emirler yağdırı- yor, önüne geleni haşlıyordu. o Yöne- tim Kurulu üyeleri köşeyi bucağı ka- rıştırıp, dolaplardan buldukları dos- yalan liderlerinin önüne getiriyorlar- dı. Bilindiği gibi, Başbakan, Rusyaya hareketinden bir gün önce, gazetecile- rin sorularına "Bölükbaşı ile anlaş- mak cidden güç oluyor" cevabım ver- mişti. Başbakana öyle bir cevap ha- zırlanmalıydı ki, seçim arefesinde yer yerinden oynasın, gazeteler, dergiler, radyo ve seçmenler Bölükbaşı ve par- tisinden bahsetsinlerdi. Sah günkü Yönetim Kurulu toplan- tısının amacı, Başbakana mükemmel bir cevap hazırlamaktı. Zira Ürgüp- lü Rusya gezisinden dönmüş, Bölük- başının beklediği saat gelip çatmıştı. Toplantıda Bölükbaşı (o tarafından kaleme alınan mektup -zira MP'de Bölükbaşı dışında hiç kimse böyle bir mektubu kaleme almağa yetkili de- Şildir-, Genel Başkan Yardımcısı Ah- met Bilgin imzası ve Konya milletve- kili Kemâl Ataman aracılığıyla oBaş- 6 AKİS Demirel Başbakanlık önünde gazetecilerle öz gümüşse süküt altındır, bakanlığa gönderildi. Toplantıdan he- men sonra yayınlanan bildiride ise, Başbakana cevap teşkil eden mektu- bun, gerekirse, basına (açıklanacağı ifade ediliyordu. Ancak, evdeki hesap gene çarşıya uymadı. Haber TRT bül- teninde yer almadığı gibi, gazeteler de pek önem vermediler. Ertesi gün öğle vakti Başbakanlık merdivenlerinde bekleşen o gazeteciler, Başbakan Ürgüplünün -hiç de alışık olmadıkları- asık yüzüyle karşılaştılar. Belli ki Başbakan hayli sinirliydi. Hü- kümet ortaklarından MP'nin mektu- buna bir söyleyeceği olup olmadığım soran gazetecilere Ürgüplü, sadece: "— Benim şahsiyatla uğraşacak vaktim yok!.." demekte yetindi ve o- tomobiline obinerek (Başbakanlıktan uzaklaştı. Bu cevap, hernekadar Bölükbaşıyı amda.. biraz fazlaca aktedron almaya mec- bur bıraktıysa da, maksada ulaşmak bakımından, gene de işe yaradı: MP liderinin bu defaki silâhı, açıklanma- yan mektuptu. Sıra, Başbakanın Rus- yaya gitmeden önce verdiği demeci cevaplayan mektubun açıklanmasına * gelmişti. Bu suretle, yayın organları tekrar Bölükbaşı ve partisinden bahse- deceklerdi. Bu da seçim arefesinde el- bette ki, sesini seçmen kitlesine du- yurmak bakımından, Bölükbaşının işine yarayacaktı. Çeşitli dosyalar ka- rıştırılıp, saatlerce kafa patlatılarak hazırlanan mektubun halkoyuna inti- kali ile Bölükbaşının şahsiyatla mı, yoksa bir takım önemli memleket me- seleleriyle mi uğraştığı görülecekti. Mektup, bazı gazetelerin Cumartesi günkü nüshalarında özet olarak ya- yınlandı. 28 Ağustos 1965