AKİS onlarla dertleşmek için Elmadağından gelmişti. Bir başka genç, köy kadınlarının kendilerinden uzak durmasını kınayan bir şehirli kadına, onların güç hayat- 28 Ağustos 1965 larını anlatıyordu. Bir köşede ise kö- yün ekonomik imkânları tartışılıyor, tezek yapma hakkında teknik bilgiler veriliyordu. Köy okulunun yemyeşil uygulama bahçesi, misafirlerin hay- ranlığını çekmişti. Fakat köyün diğer SOSYAL HAYAT yerleri kupkuruydu. Dâva: Toplum kalkınması! Misafirler köylülerle sohbet ederler- ken, siyah pantalonlu, başı men- dille sarılmış, incecik bir gençkız grup lara yaklaştı ve: Lütfen buyrun. yemek hazır" edi. Dernek üyeleri (o misafirleri köyün yemekhane şekline getirilen ambarın- da, Kutludüğün köyünün nefis bul- guru ve ayranı İle ağırladılar. Panta- lonlu incecik gençkız, Sosyal Hizmet- ler Akademisi o öğrencilerinden Çağlı Fıkırkoca idi. Yemek nöbeti o gün ken disine düşmüştü. İsrailli Rafi Talmon ile servis yapmaya başladı. e Gençler sıra ile yemek nöbetine girmişlerdi. Kendi yemeklerini kendileri pişiriyor, alışverişlerini Kayaştan yapıyorlar; o- kulda, 28. Tümenin verdiği ranzalarda yatıyorlardı. kampçıların masraflarım üzerine almıştı. e Yemek nöbetini en iyi şekilde başaran iki kampçıdan biri mardinli Fevzi Uğur- lu, diğeri ise Necmettin Emiroğlu idi. Ama bu meziyetlerinin evlerinden du- yulmasını istemiyorlardı! Ne olur ne olmaz, belki evde de iş başa düşebilir- di. Ahmet Üstüne gelince, onun mut- fakta pek başarılı olduğu söylenemez- di ama, kendisi, şehre köyden gelmiş olmakla övünüyordu ve fosseptiğin ka- zılmasında (o büyük rol ona düşmüştü. Zira güçlü kuvvetliydi. Temsildeki gi- bi ne çabuk susuyor, ne çabuk acıkı- yordu. Fakat toplum kalkınması da- vasına dört elle sarılmıştı- ve bütün köylerde eğitimin şart olduğuna ina- nıyordu. Misafirler o yemeklerini hemen bi- tirmişlerdi ki. Sosyal Hizmet ve Araş- tırma Demeği Başkanı Dr. Osman Yaşar ayağa kalktı ve toplum kalkın- ması dâvasının esasını, çok açık bir şekilde anlattı. Kampçıların yaptıkları İşten daha önemlisi, yarattıkları hava idi. Toplum kalkınmasının esası zaten, halkın kendi kendisine yardım etme- ye yönelmesini sağlamak, kullanılma- yan güçleri birleştirmek ve işe yarar hale getirmek, 'toplumu harekete ge- çirmektir. 33