28 Ağustos 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

28 Ağustos 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DI Ş Rusya Salı Altıyüz tonluk Volgograd gemisi Volgograd, oStalingrada oStalinin ölümünden sonra verilen isimdir- Neft Taşlarına yanaşırken soluğumun kesildiğini itiraf ederim. Böyle bir so- luk kesilmesini ben, bundan yıllarca önce bir defa daha, Luvr Müzesinin tablolar galerisine girerken hissettim. Saat bire yaklaşıyordu. Güvertede, ılık bir güneş sırtımızı ısıtıyordu. Ha- zer denizinin ortasında, Bâküdan yüz kilometre uzaklıktaydık. Dört bir ta- . ö elikten bir belde vardı. leriyle, okullarıyla, lojmanlanyla, lo- kantaları ve sinema salonuyla ve tam 160 kilometre yoluyla bar şehir, insan emeğinin yarattığı bir şaheser biraz ilerimizde bizi bekliyordu Gece geç yatmış olmamıza rağmen sabahleyin saat 9.30'da (o volgogradın kalkacağı rıhtımdaydık. Bir akşam önce, iyi bir tesadüf, Bâküda Nahçı- van Muhtar Cumhuriyeti gecesi vardı. Oktay bizi oraya götürdü. Nahçıvan. halkı azeri olası, fakat (Ermenistan topraklan içinde kaldığı için "anava- tan'a bağlanamayıp, Muhtar Cumhu- riyet pâyesiyle yetinen bir bölge. Hâ- kim din müslümanlık.Azerice, yani bizim de anladığımız bir türkçe konu- şuyorlar. Bütün bir gece sanki kendi türkülerimizi dinledik, kendi dilimizi- duyduk, çok eğlenceli bir (o program tertiplemişlerdi. Şarkılar, danslar, monologlar.. Yemeğimizi sonra, gene otelin lo- kantasında yedik. Bir orkestra, Sov- yetler Birliğinde en çok o sevilen ve tutulan havayı. twist'i çalıyordu. Lo- kantanın pistinde odanseden yoktu. Başka yerlerde dünya kadar twlst ya- pan çift görecektik. Ruslar bu ameri- kan dansını ilk çıktığı şekliyle, yani ellerini, ayaklarını müthiş sallayarak yapıyorlar. Biz geçen defa Moskova- da, Yuri adında bir delikanlıyla tanış mistik ve gazeteciler (o kafilemizin ya- man dansörü Abdi İpekçi kendisine ye- ni twist'i, surf'ü filân göstermişti. An- ladığım, Yuri fazla tesirli olmamış. Lokantanın pistinde danseden yok- tu, Zira hiç bir masada bir kadın göze çarpmıyordu. Gömlekli, kollan sıvan- mış, bizim ölçülerle hiç şık sayılma- yacak erkekler kendi o aralarında yi- yorlar, içiyorlardı. Oktaya, niçin eşle- rini lokantaya beraber getirmedikle- rini sordum. Bana, ruslar kadar ge- niş olamadıklarını o söyledi ve eşiyle 24 GEZİLER Neft Taşlarında petrol işçisi İnsanın geldiği bir akşamın hikâyesini anlattı. Bir adam Oktayın karısını ii kal- dırmak istemiş. Oktay "Olmaz" de- miş. Adam sarhoşmuş. yekta gelmiş, Oktay tekrar "Olmaz" dem Adam üçüncü defa gelip Misali İ olduğun. da Oktay yumruğunu çenesine indir- miş. Bunu söylerken Oktay, kenarda- ki biğ pencereyi gösterdi: — Yumruğu yiyince geri, geri git- ti, küt diye cama tosladı, cam tuz buz oldu-" Böyle hadiseler çıkmasın diye, a zerbeycanlılar oakşamları o karılarıyla birlikte içkili yerlere gitmemeyi ter- cih ediyorlar. Bir bakıma bizim Ana- doluda olduğu gibi. Buna mukabil Mos- kovada, Leningradda, Soçide İstanbu- lun, hattâ Avrupa şehirlerinin hava- sını bulduk. Lokantalarda (masalar kadınlı erkekli kalabalıklarla (o doluy- du, hattâ yalnız gelmiş genç kızlar varda. Bunlar, birisi davet (edince dansa kalkıyorlardı. Sovyetler Birli- ğinde aile mefhumu bölgesine göre İs- panyadaki, Fransadaki veya İngilte- re, yahut İsveçteki aile o mefhumunu hatırlatıyor. Bunun ötesinde, bundan aşın bir mefhum yok. Rus. oldukça kıskanç da.. Aşk hayatı, en serbest olduğu çevrelerde, meselâ İskandinav- yadaki serbestiliği geçmiyor. Allahtan, Bâkü fazla sıcak olduğu için sabahları çok uyunmuyor. o Rıh- tabiata zaferi tımda bizi uğurlamaya, bir gün önce kendisinden deniz petrolü hakkında bilgi oaldiğım Bahtiyar Mehume- dof gelmişti. Bahtiyar 40 yaşında Bâkü Deniz Petrolü Dairesinin başı. Teknik İlimler Doktor Adayı. Bâkülu. Tahsilini Bâküda yapmış. Arnavutluk, Çekoslovakya Ve Doğu Almanyada mütehassıs olarak çalışmış. Bizi ge- minin kaptan dairesine aldılar. Kaptan Leonid Pavloviç adında, 41 yaşında-, Arkangelskli bir deniz kurdu. "Tâ kuzeyden buraya gelip çalışmak sizin için ne değişiklik" dedim.,Güldü. Sov- yetler Birliğinin her tarafında esaslı kaptanlar Arkangelskli imişler. Biraz sonra, geminin hoparlörlerim- den kalkış nağmeleri başladı. Kulağı- ma yabancı değiller. Baktım, aaa, Ar- rivederci Roma. Doğrusu ya Hazerin bir kıyısından Hazerin ortasına Arri- vederci Roma şarkısıyla uğurlanacağı- mız hatırıma gelmezdi. Bahtiyar bize veda esti ve gemiden indi. Kalktık: Volgograd saatte 17 mil yapıyor Yanımızda Deniz Petrolü Dairesinin Teknik Müdürü Tevfik Rızaoglu ve Filo Komutanı Tevfik oFeyzullahoğlu var. Neft Sanayiinin lar malzeme taşıyorlar, petrol taşıyor- lar, yolcu taşıyorlar. Gemilerde seya- hat bedava Bâkülular, âdeta piknik için Neft Taşlarına, gidiyorlar. o Gezi- 28 Ağustos 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: