14 Ağustos 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

14 Ağustos 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyasi Hayatta Kadın Üniversiteli Kadınlar Derneği An- ara şubesinden sonra Ankarada Üç dernek daha bunlar, Kadının Sosyal (oOHayatını Tetkik Kurumu, Kadınlar (oODayanışma oDerneği ve Anneler Birliğidir- o siyasi partilere başvurarak, önümüzdeki (seçimlerde mümkün mertebe çok sayıda kadının Büyük Millet Meclisine girmesini .is- temişlerdir. Bu teşebbüs, bazı yasar- lar ve fikir adamları tarafından sert şekilde tenkit edilmiştir. Bu tenkit- lerde, eşitlik iddiasında bulunan ka- dınların, şimdiye kadar mevcut olan haklarını neden kullanmadıkları, ne- den erkekler gibi siyasi mücadeleye atılmadıkları hususları üzerinde du- rulmuştur. Bu arada, birçok kadın dernekleri de, kadın dâvalarına bir çözüm yolu getiremedikleri için hü- cumlara hedef olmuştur. Bu dernek- lerin, yetersizlikleri . yüzünden, bu gibi iddialarda da bulunamıyacak- ları tezi ortaya atılmıştır. Oysa, kadının siyasi haklarına ka- vuşması yalnız bizde değil, en ileri toplumlar dahil, bütün dünyada he- nüz çok yeni bir olaydır ve nihayet. "bir yüz yıl içine sığmaktadır. Bunun içindir ki, bizde zannedilenin tama- miyle aksine olarak, ileri toplumlar- da bile kadın bugün siyasi seçim mü- cadelesinde gerekli obaşarıyı her Ka- man kazanamamakta, sivrilmiş bir- kaçkadınındışında, dünyanın yöne- timi bilindiği gibi, çekeklerin teke- linde bulunmaktadır. Kadının politi- kada basan gösterdiği, seçimlerde etkili olduğu memleketler elbette ki "yok değildir. Meselâ Amerika parlâ- mentosunda kadın üye az olmakla beraber, amerikan seçimlerinde ka- dın I numaralı rol oynar ve büyük bir güç olarak kendisini gösterir.İn- gilterede kadınlar, seçme hakları ka- dar seçilme haklanın da kullanabil- diklerini, son iktidar kabinesinde yer maktan da kurtulurlar. Bu durumlar- da'direnmesini bilmek demokratik sis- temlerin de en büyük gücünü teşkil e- der.Biz kadınlar birleşirsek, bu gibi suni pahalılıkları önler, çoluk çocuğu- muzun nafakasına göz dikenlere karşı koyarız. Amacımız, aracıları ve fahiş kârları kaldırmaktır. Meyva ve Sebze Derneği, Başkanı hisse iki kasa doma- tes, birkaç kasa elma ve kayısı getirdi Beraber inceledik. Üst sıraları temiz alt sıralar berbat.Bunu satın alan ma- nav ne yapsın? Biz, onun için, meyva ve sebzelerin standart hale getirilip, standart halde satılmasını istiyoruz. 32 alarak, ispat etmişlerdir. Kadına si- yasi haklarını tanıyan ilk memleket olarak tarihe geçmiş bulunan küçük Finlandiya parlâmentosunda sandal- yelerin hemen yarısının kadın politi- kacılar tarafından işgal (edildiğini duydum. Ama bütün bu memleket- lerde kadının politikaya atılabilmesi özel çabalara, özel tedbirlere dayan- mıştır. İngiltere, siyasi partiler için- de, kadın kollarına resmen yer veren İlk memlekettir. Kadın İngilterede siyasete bu yoldan alıştırılmış ve o- nun sembol olarak değil, bilerek, an- lıyarak, mücadeleyi öğrenerek temsil edilmesi öngörülmüştür. Amerikada da siyasi teşekküller içinde kadın kol- ları kurulmuş, özellikle halkın doğru yolda oy kullanmasını sağlamak üze- re çalışan bu kollar, halkın siyasi e- gitimi üzerinde etkili olurken, bol miktarda kadın politikacının yetiş- mesine de imkân hazırlamışlardır. Kurt politikacılar, kadınların karşı- sına çıkıp, "Biz size haklarınızı ta- nıdık,ne haliniz varsa görün" deme- mişlerdir. Bizde teşkilâtı içinde kadına yer veren ve onu siyasi mücadeleye ha- zırlayan tek siyasi teşekkül CHP'dir. CHP, tüzüğüne bu yolda birçok deği- şiklikler getirmiş, kadının siyasi ha- yata atılabilmesini sağlıyan her im- kanı cömertçe kullanmıştır. CHP, bu çalışmanın semeresini de zamanla almağa başlamış, kadın kollarından ana kademelere geçen, en yüksek yö- netici kadronun arasına katılan, ilçe yönetim kurullarının o başkanlığına yükselen oldukça geniş bir kadın po- litikacı okadrosuna sahip olmuştur. 1961 seçimlerinde Büyük Millet Mec- lisine tek kadın üye sokamıyan CHP, bundan sonraki ara seçimlerde bir senatör kadın adayı yoklamalardan geçirmiş ve listenin başında Senato- ya getirmiştir. Bugünkü seçim siste- Bu fahiş fiyatların oüreticinin cebine HERKES mi genel seçimlerden çok yoklamala- ra, ön seçim dediğimiz aday tespiti- ne değer kazandırmıştır. Şu halde, a- day tespitinde rol oynıyabilmek için kadınların parti teşkilâtlarında bu- lunmaları, seçimlerde etkili olmala- rını sağlıyacak başlıca yoldur. Seç- meyi öğrenen kadının seçilmeyi de er-geç başaracağı muhakkaktır. İleri toplumlar, kadını politikaya bu yol- dan geçirerek götürmektedirler. Ama bu demek değildir ki siyasi partiler merkez kontenjanlarından kadına yer vermesinler. Merkez kon- tenjanları parlâmentoda faydalı ola- bilecekleri halde yoklamalarda az şansı olan kimseler için düşünülmüş- tür. Bütün dünya, kadının bu sistem içinde az şanslı olduğunu kabul eder- ken, bizim aksi iddiada bulunmamız elbette ki mümkün değildir. Anka- radaki kadın o teşekkülleri haklı bir dâvayı savunmuşlardır. Yoklamalar- da az şansı olan kadınların kontenjanlarından faydalanmaları şarttır. Çünkü pek çok kadın dâvası bugün su yüzüne çıkmıştır, ama yet- kili savunuculara ihtiyaç göstermek- tedir. Bunu parlâmentoya giren ka- dınlar sağlıyacaktır. Kadın için, Mec- lislere tek giriş kapısı sadece konten- jan olmamalı, siyasi partiler kendi bünyeleri içinde kadına okul vazifesi görecek ve onu siyasete hazırlayacak imkânlar yaratmalı, yoklamalara gi- ren ve bütün imkânsızlıklara rağmen savaşan kadın adaylara özel bir ilgi gösterilmelidir. Bu, eşitliği zedeleyici bir hal değildir. Niteliği olan ve mü- cadeleden yılmayan kadın, birgün kazanabileceğine inanmalıdır. Kadın olması Büyük Meclise sembol olarak girebilmesini osağlıyacak bir faktör olmamalıdır ama, elbette ki, kadın olmak yoklamalarda onun için "kâfi kusur" da sayılmamalıdır. Jale CANDAN girmediğine emin bulunuyoruz. Üretici de, tüketici de ıstırap içindedir. Buna karşı ciddi DK mücadele açma zama- nı gelmiştir Kocaeli Müstahsilleri (oDerneğinden bir üye, Kadın Haklarını Koruma Der- neğinin boykotunu '-malları denize dökeceğim, size yedirtmiyeceğim" şek- linde mukabil tehditle karşılamıştır. Manavlar Demeği ise bu demekle be- raber olduğunu bildirirken. Belediye- ye müşterek bir dilekçe vermiş ve üre- tici ile tüketici arasındaki aracılara karşı tedbir alınmasını istemiştir. 14 Ağustos 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: