SOSYAL HAYAT Dernekler Boykot "Emprime tayyörlü sarışın kadın, e- linde tuttuğu broşürü AKİS muha- birine uzattı ve: " © İşte, başta ev kadınları olmak üzere, bütün vatandaşlara gönderdiği- miz çağrı... Bu karan almadan önce çok düşündük ve meseleleri inceledik. İstanbuldaki fahiş fiyatlar (gerçekten tabii şartlara mı dayanıyordu, yoksa suni olarak, birkaç kişiyi zengin etmek için mi yaratılmıştı? Belediye Başkanı ile de yaptığımız bir görüşmeden sonra şu inanca vardık ki, fiyat artışına se- bep olan şey, tabii şartlardan çok, aradaki aracıların fazla kâr hevesi- dir. Üretici ile tüketici arasında dört aracı bulunduğunu, bunların bu yıl, hava şartları yüzünden lehlerine işle- yen arz ve talep kaidelerinden fayda- landıklarım böylece tesbit ettik" dedi. Bir hayli heyecanlanmıştı. Bir so- luk sustuktan sonra ayni heyecanlı sesle sözlerine devam etti: " Peki, onların elinde fırsat var da, bizim elimizde yok mu! Onlar ni birkaç kuruş fazla girsin di- oluk çocuğu vitaminsiz, gıdasız binler. üç-beş zenginin parası ile ceplerini şişirip yan gelip otura- caklar, orta hailinin bütçesini kemire- cekler, fakir-fukarayı bir domatesten bile yoksun bırakacaklar, biz de kadın olarak, dernek olarak bütün bunlara seyirci kalacağız, öyle mi... İşte bu mümkün değildi! o Bizim inancımıza göre, ticaret yapanlar yalnız kazan- mak için değil, bir âmme hizmeti gör- mek için çalışırlar. Bu toplumda her- kesin, yerine getirmekle mükellef oldu- ğu bir görevi vardır. Bunu unutanla- ra hatırlatmak ise, vatandaş olarak hepimizin görevidir. İşte biz, sebze ve meyva boykotu ile fazla kâr meraklı- larına bir ihtarda bulunmak istedik. Demek istedik ki, siz fiyatları alabil- diğine yükseltirken birçok vatandaş bu mevsim sebze ve meyva yiyemiyecek hale gelmiştir. Onların yemediğini biz de yemiyebiliriz. Ne olur haliniz?" ' Bir kere daha sustu. Günlerdenberi hergün tespit ettiği sebze ve meyva fi- yatlarını AKİS muhabirine okuyordu ki telefon çalmağa başladı. Başka ga- zeteciler, aynı konuyu konuşmak üze- re kendisinden randevu istiyorlardı. Olay, bitirdiğimiz haftanın sonla- rında İstanbulda, Kadın Haklarını Ko- ruma Derneğinde geçti. Eprime elbiseli 14 Ağustos 1965 kadın, İstanbul basınında son günler- de pek çok ismi gecen Dernek Başka- nı Mediha Gezgindi. O gün, Derneğin ilân ettiği boykotun dördüncü günüy- ü. Halkın kanıyla oynayanlar Mediha Gezgin ve arkadaşları boykot yapacaklarını ilân edeli on gün o- luyordu. Boykot sözü dahi durumu et- kilemiş ve pahalılığın hava şartların- dan ileri geldiğini, tabii olarak devam edeceğini söyliyenler bile boykotun i- kinci günü hafif bir fiyat düşüşünden bahsetmeğe o başlamışlardı. e Herkesin inancı, hava şartlarından aracıların güç bir durumda fiyat- faydalandığı, ları kontrol etmenin mümkün olama- dığı şeklindeydi. Boykotun beşinci gü- nü domatesin Haldeki fiyatı 30 kuruş- ken, çarşıda 100 kuruştan aşağı düş- memişti. Oysa, en fazla 45 kuruşa sa- tılması gerekmekteydi. Mediha Gezgin, eski ve yeni fiyat- lar üzerinde bir soluk durduktan son- ra konuşmasına şöyle devam etti: — Birçok ev kadınının boykota uyduklarını tespit ettik. Tabii, biz polis değiliz, böyle bir yasaklamaya gitme hakkımız da yoktur. Halka bu konuda yardımcı olmak ve ileri toplumlarda olduğu gibi, ev kadınını bu gibi mese- lelerde söz ve hak sahibi olmağa yö- neltmek istedik. Basının ve vatandaş- ların geniş çapta ilgisini gördük. Tep- ki gösteren toplumlar görevlerini daha. iyi yapma imkânlarına kavuşur ve faz la kâr meraklılarının oyuncağı ol- 31