FEN ferin 6 ilâ 10 santimetrelik cıva basın- cına tekabül eden basıncı olduğu tah- min edilmekteyken ve bu yüzden ine- cek astronotların basınçlı elbiselerini e sanılırken ,bunun böy olmadığı, üstelik kozmik ışınlar eba daha önemle ortada bu- lunduğu anlaşılmıştır. Merihin yinde diğer bir önemli olay da şiddetli ısı değişmeleridir. Hernekadar zayıf da olsa, bir atmosferin varlığı yüzünden bu değişimler çıplak uzayda olandan daha çok etkileyici bir olay sayılmak- tadır. Dev bir uzay aracı A meralar, bütün dünyanın ilgisi- ni üzerine GM, aslında da in- sanoglu için dajma övünülecek bir e- ser durumundaki denemelerini başa- rıya ulaştırırken, dünyanın öteki kut- bunu teşkil eden Sovyetler de yine il- ginç yeni bir deneme yaptılar. Bu, bir zamanlar Sovyetler Birliğmin basında bulunan Krutçefin nutuklarında orta- ya attığı iddiaları doğrulayan bir o- laydı. Krutçef, "İstersek bir vagonu dünyanın çevresinde yörüngeye soka- bilecek güçte roketlere malikiz!" de- mişti. Geçen hafta Sovyetlerin yap- tıkları uzay denemesinde şimdiye ka- dar ilk defa uzay denemelerine uygu- lanan bir roketle yerin çevresinde ve ortalama 500 kilometrelik bir yüksek- likte dönmek üzere tam 12 bin 200 ki- logram ağırlıkta bir uzay aracı fırlatıl- mıştır. Böylelikle şimdiye kadar u- zaya bir defaöa fırlatılan en büyük ballığı bu "Proton-1" adı verilen Sov- yet uydusu teşkil etmektedir Proton-I aslında Amerikalıların tümti bilginlerinden Van Ailen'e göre adlandırılan yerin çevresinde ve dün- yanın manyetik alanı etkisiyle Kuzey ve Güney kutuplan arasında yerleşen elektrik yükünü haiz parçacıklardan meydana gelen bir radyasyon kuşağı boyunca hareket edecektir. e Böylece, çok kuvvetli ve tahripkâr etkileri olan bu kuşağın elektriksel alanını, terki- bini, sınırlarını ve korunma çarelerini incelemek imkân içersine ( girecektir. Ancak bu, belki de yapılan denemenin zahiri yönünü kapsamaktadır. Çünkü bu ağırlıkta bir uydu fırlatılmakla u- zay çalışmaları yepyeni bir kılığa so- kulmuş b Böylece uzay- da kurulması, ileri uzay yolculukların- da bir "ara istasyonu" olarak kulla- nılacak büyük ve ağır kütlelerin uza- ya taşınabilmesi yönünden büyük ko- laylıklar o sağlamaktadır. Dev bir yarış ovyetlerin bu dev aracı firlatmayı S başardıkları roketin, hâlen Ameri- 32 kalıların üzerinde çalıştıkları SA- TuRN sınıfındaki bir dev roket oldu- gu anlaşılmaktadır. Bu tip roketlerle 6 bin 700 tonluk itme güçlerinin sağla- nabilmesi, 15 ton ağırlığında uydula-. rn 50 kilometre yükseklikte' yörün- geye sokulması, 5 tonluk uzay araçla- rının Aya gönderilip çarptırılması ve- ya 1800 kilogramlık araçların Ay yü- zeyine parçalanmaksızın o indirilmesi kabil olacaktır. Ayni roketle Amerika- lıların Merihe gönderdikleri gibi uzay araçlarından beş buçuk tonluk büyük- lerinin fırlatılması da mümkündür. A- AKİS merikalıların, bu alanda geri olduk- larını nihayet idrak ederek, Sovyet- lere yetişmek üzere yüksek tepki gü- cündeki SATURN ve NOVA tipi roket- lerin geliştirilmesine var kuvvetleriy- le sarılmalarının nedeni böylece daha iyi anlaşılmaktadır. Ancak Sovyetlere oranla roketlerin itme gücünde geri oluşları bir yana bırakılırsa, elektro- nikte ve yapılan denemelerin planlan- masında daha ilen oldukları, buna karşılık da kendi yaptıkları plâna gö- re en az 2 veya 3 yıl geriledikleri de bir gerçektir. 24 Temmuz 1965