Feza Martner-iy Geçtiğimiz hafta m Ee 1 adyolar- da en çok yer tutan ” haberler, yeryü- zünden 200 milyon kilometreden fazla uzaklıkta bulunan bir uzay aracından geliyordu. Gerçekten, bundan yedibu- çuk ay önce bir sabah Cape Kennedy araştırma üssünden uzaya fırlatılan bu, kelebeğe benzer araç nihayet, bilginle- rin bekledikleri günün gelip çatmasıy- la, yüzyıllardanberl insanlığın çöze- n büyük bir esrar perdesinin gerisinde ork görülen Merih geze- ini izli yönlerinin hiç değilse bir bölümü aydınlığa kavuş- muş olacaktı. Geçen yıl Aralık ayında başlayan ve insanoğlunun ileriyi görüş, sabır ve hesaplı hareket edebilme hasletlerinin güzel bir örneğini teşkil eden bu de- neme nihayet amacına ulaşmış bulun- maktadır. Il bin kilometre kadar uzak- tan -daha doğrusu, Merihe bu kadar yakınlaşarak- birbiri ardısıra, 21 tane fotoğrafın televizyon kamera- sıyla çekilmiş ve elektrik akımlarına çevrilmiş biçimdeki kayıtları Mariner - IV'ün içindeki özel band tertibatı sa- yesinde cihazın hafızasına "yerleştiril- miş" tir. da bu kayıtlar geri- singeriye (o çalıştırılarak, teyp makinesi sayesinde, ağır ağır, elektrik işaretleri radyo dalgalarına yükletilerek yeryü- züne gönderilmiştir. Mariner - IV'ün gönderdiği Gate özel bir "kod" uyarınca “o” sayılarını, birbiri ardınca ve be- tertipleyerek gön- derilmekte Olduğundan, yeryüzünde bunların alınması da bir zaman me- selesi oOolmuştur. Bir kere Mariner - IV ile yer arasındaki 200 milyon ki- lometrelik uzaklık -radyo dalgaları da ışık gibi saniyede 3 0 0 bin kilometre hız - la hareket ettiğinden- tam 12 dakikada alınmaktaydı. resim “pe zegeninin yanından geçerken sadece 20 dakika içersinde çekip banda manyetik işaretler şeklinde kaydettiği lerin yalnız bir tekinin yeryüzüne gön- derilmesi tam sekizbuçuk saat sürmek- teydi. Üstelik bu resimler ikişer defa gönderiliyor, böylece gönderme süresi 17 saate çıkıyordu Sürprizlerle dolu haberler Bu ağırlık ve sabır imtihanının ne- denine gelince; kolayca anlaşılaca- 24 Temmuz 1965 bu kadar büyük bir uzaklık- alınabil- ğı üzere, nin doğru ve kesintisiz -parazitsiz ve “fading" siz- olarak gelmesine bağlı- dır. Oysa ki türlü etkilerle bunu sağ- lamak zor olduğundan,sinyallerin sık- lığını azaltabilmek, yâni süresini arttır- mak şarttır. Hernekadar Merihe bilginler ancak bugün ulaşmak, hatta ulaşmak değil de sadece yakınlaşmak imkanına sa- hip olabilmişlerse de, son on yılda ya- yınlanan ciddi kitaplarda Merih geze- geni hakkında yazılanlar geçen hafta elde edilen bilgilerle ancak doğrulan- mış bulunmaktadır. Bu bilgiler de kı- saca, Merih gezegeninin bir manyetik alana sahip olmadığı, yanı demir ve demir cinsinden nler yönünden zayıf olduğu, üstelik suni olarak man- yetik alan yaratmaya önayak olan şid- detli bir radrasyon kuşağından da mah- rum bulunduğudur, öte yandan, Me- çevrelediği bir üzyıldan fazla bir süredir bilinen atmosferin herhan- gi bilinen bir hayat çeşidine oOimkân vermeyecek kadar ince olduğu, terki- binin ise azot, argon gibi asal gazlerle, uha fakat-o oranda da basit bir çeşitte olacağı so- nucuna Ka Hayat var , yok mu? imdilik a, basit bile olsa, Merihte > hayatın bulunup ncak tahminlerle veya daha iyisi teorilerle Cevaplandırılacak kadar bilgi mevcuttur., 2 0 0 milyon dolarlık masrafa malolduğu belirtilen bu dene- menin aslında bu kadar az bilgiler ve- receği bilinmekteydi. Hatta ilk gün- lerde bilginler , televizyon m resimler beklendiği şekilde başlayınca yüzleri güldü. Mamafih Me raç fırlatılmadıkça, rihte hayat var mı, yok mu?" sorusu- nun karşılığını kimsenin veremiyeceği de anlaşılmış bulunmaktadır. Eskiden Merih yüzeyindeki atmos- Feza incelemeleri için fırlatılan Mariner-IV hazırlanırken “Arzdam o Aya seyahat