KİTAPLAR PERDE ARALIĞINDAN Nadir Nadinin anıları, Cumhuriyet Yayınları İstanbul, İkinci Baskı, 1965, 311 sayfa 10 lira. adir Nadi, türk basın m 1950 öncesindenberi yazı p da fikirleri eskimeyen tek ban. İn- sancıl, özgürlükten, iyiden, güzelden ve kardeşlikten yana, kültürü geniş, çev- resinde etken bir insan olarak Nadir Nadi, türk basınının sayıları hayli az aydınlık öncülerinden biridir. Cumhu- riyet gazetesinin başyazarı olarak, po- litikadan müziğe kadar çeşitli okonu- larda kalem oynatmakta olan bu usta yazar. "Perde Aralığından" adını ver- diği anılarının bir bölümünü içinde toplayan kitabına yazdığı önsözde, dü- nü bilmeyenin bugünü anlayamıyacağı gerçeğini belirterek söze başlıyor ve şöyle diyor: "Dünü bilmeyen bugünü anlayamaz derler. Bugünü anlamayan ise, yarını gözleriyle görerek değil, olsa olsa el yordamıyla karşılamaya hazırlanmalı- dır. Atatürkün ölümü dün olmaktan çı- kalı yıllar geçti. O günden bu güne dünya koşulları içinde yurdumuzun gi- dişine dair esaslı bir inceleme yapıldı- ğım sanmıyorum. Sadece İkinci Cihan Savaşı Üzerine Batıda yüzlerce kitap yayınlandığını düşünürsek, kendi ken- dimizi anlamak ve sorunlarımıza çö- züm yolu bulmak hususunda gösterdi- g&imiz ihmalin affedilmezliğini ister, is- temez kabul zorunda kalırız." Yazar daha sonra kitabını şöyle ta- nımlıyor: "Aşağıda okuyacağınız yazılar bir devrin siyasal, sosyal ve ekonomik iza- hına girişmek gibi büyük bir iddia ta- şımaktan uzaktır. Buna gücüm yetme- yeceğini bilirim. Bir gazeteci olarak ben daha Ziyade, perde aralığından gö- rebildiğim kadar. Atatürkten bu yana olayların ve adamların topluca bir krokisini çizmek istedim. Bunu yapar- ken, elimden-geldiği ölçüde duyguları- mı bir köşeye itmeye gayret ettim." Yazarının da belirttiği gibi anılar ve anılarla birlikte gözlemler, Atatürkün ölüm haberinin gazetecilere verildiği günden başlayarak 1950 dönemine ka- dar ve belki de biraz o tarihten sonra- sını içine almakta ve Nadir Nadi, pırıl pırıl bir dil, açık ve akıcı bir üslüpla onikl yılın bellibaşlı olaylarını ve kişi- lerini, nisyan ile malül olmayan, hafi zalarını önüne sermektedir. Çok partili demokrasiye geçiş döneminin pek çoğu sisler ardında kalmış olaylarına ve ki- şilerine de ışık tutan bu anı ve göz- 24 temmuz 1965 lemlerin, yaşlı kuşaklardan çok genç kuşaklarca okunmasında ve yarınlar için geçmişten,ders alınmasında son- suz faydalar vardır. * SOSYALİZMİN VE SOSYAL MÜCADELELERİN TARİHİ Max Beer'den çevirenler Galip Üstün, Hüseyin Bay. İstanbul 1965, Kitapçılık Servisi yayınları, 352 sayfa 10 lira. TE bugüne kadar sosyalizmin ve sosyal mücadelelerin tam bir ta rihl yazılmamıştır. Çeşitli yasaklar ve baskılar altında, böyle bir tarihin daha uzun süre de yazılmasına imkân' ol- mayacaktır sanırız. Bunun için bu ko nuda daima yabancı eserlere 'başvurul- mak ve çevirilerle yetinilmek zorun- luğu ortaya çıkmıştır. Batı dillerinde bu konudaki yayın- ların çokluğuna rağmen, Türkiyede bu tip yayınların hemen hiç olmaması ise, galiba, Türkiyenin geri kalmışlığının nedenlerini ortaya çıkaran en iyi ölçü- lerden biridir. Türkiyede etraflı bir sosyal mücade- leler ve sosyalizm tarihinin yokluğu ilk olarak tek partili dönemin sonuna doğru, 1941 yılında duyulmuştur. O yıl. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdür lüğünden Zühtü Uray. Batı literatürü- nü araştırıp Max Beer'in kitabını bul- muş ye dilimize çevirmiştir. Devrin aydın Adalet Bakam Mahmut Esat Bozkurtun "Doğru veya eğri ve fakat bugün bütün devlet otoritelerini dü- şündürmekte olan sosyalistlik hareket- lerine karşı memleketimizin yabancı kalması ve bu yüzden ne dediklerini, ne istediklerini o bilmeyen, anlamayan bazı türedilerin sabotajlarına, bulanık suda balık avlamalarına meydan veril- mesi hiç de doğru birşey değildir. Bu- na meydan vermemek, bu gibi hareket- leri önlemek, o sosyalistlik adı verilen meslek hakkında bir fikir sahibi olmak- ta mümkündür" diye başlayan önsözüy le Milli Eğitim Bakanlığı yayını ola- rak 1000 tane basılan bu kitap, yayın- lanmasından kısa bir süre sonra kayıp- lara karışmış, hattâ tehlikeli buluna- rak, bir takım işgüzarların (kuyruk li. kitaplıklardan bile kal- dırılm Oya daha 1941 de devrin Adalet Sakanı Mahmut Esat Bozkurt, namus- u bir aydın olarak, bu kitaba yazdığı insözde şöyle demektedir: "Hemen her memlekette, hattâ Yu- nanistan ve Bulgaristan gibi komşu memleketlerde bile müteaddit tercüme leri ve şerhleri mevcut olan Karl Marx ın Kapitalinin bizde anlaşılmaz bir iki Nadir Nadi Perde aralığından broşüründen başka birşey yoktur. Ner- de kaldı ki biz ana kanunumuzla dev- letçiliği kendimize maletmiş bulun- maktayız. Bunun anlamı, devlet sos- yalistliğini kendimize maletmiş olmak- lığımızdır. Şu halde kısmen olsun sos- yalizmin ve sosyal mücadelelerin umu- mi tarihi yeni Türk devlet prensiple- rinin sebeplerini ye edebiyatını teşkil eder." "Fikrin en tehlikelisi gizli kalanı- dır" diyen Bozkurtun bugüne göre inanılmayacak derecede ileri görüşleri ne rağmen, 1941'den 1965'e kadar da fikirden , korkanların zorbalığı, bu ve benzeri kitapların ortaya çıkmasını ön- lemiştir. 1924 Anayasasına göre sosyal devlet yaratma bakımından çok daha ileri olan 1901 Anayasasının ışığı altın- da ancak yeni yenidir ki sosyalist dü- şünceye açık bazı kitaplar yayınlana- bilmektedir. o İşte Max Beer'in kita- bı da bunlardan biridir. 1941 de pi- yasada bir görünüp kaybolan bu ki- tap, önce A. Cerrahoğlu tarafından yeniden türkçeleştirilerek, 121 sayfalık bir özet halinde yayınlanmış, daha son ra da kitabın tümünü eksiksiz bir şe- kilde ve günümüz diliyle yayınlamak üzere Kitapçılık Servisi harekete geç- miştir. Tamamı beş kitap olan Max Beer'in kitabının ilk üçü, orta boy 332 sayfalık bir cilt halinde, çevirinin, bir de bu konuda gerçekten usta olan Se- lâhattin Hilavın gözden olan iki kitabı da hazırlamaktadır ve bunu da gene bir cilt halinde ve önü- müzdeki günlerde yayınlayacaktır. İlhami SOYSAL 17