Tİ Devlet Tiyatrosu “İmparatorlukta (Kapaktaki o aktris) Emektar ve ünlü sanatçı: , Devlet Tiyatrosu tarihinde ilk defa vukubulmaktadır!" dedi. Sonra, izah etti: "— Sanatçılar huzursuz ve her za- man şiddetli rekabet hisleriyle hare- ket eden insanlardır. Bu bakımdan onların herhangi bir meselede toplu hareket etmeleri çok nadir bir olaydır. Hele böyle 30 kişi birden! Devlet Tiyat rosunun içinde bulunduğu durumu ve huzursuzluğu gösterecek, bundan daha manalı bir olay düşünülemez... Bile-, mezsiniz, durum o kadar kötü, o ka- dar karışık ve o kadar üzücü ki!.. Dev- let Tiyatrosu, Osmanlı İmparatorluğu nun son zamanlarına benzer bir hal- dedir... isyan!" Durumu bakımından herhangi bir kişisel çıkar veya ihtiras saikiyle ko- nuşmasına sebep (obulunmayan kadın sanatçının -Zira kendisi bir yıl sonra emekli olacaktır- yukarıdaki gibi yo- rumladığı olay, geçen haftanın sonun- da Cumartesi günü cereyan etti. O gün, Devlet Tiyatrosunun Vakıf Han- daki Genel Müdürlüğünde, çok erken saatlerden başlayan hararetli bir faa- liyet dikkati çekmekteydi. Muhasebe memurları, sabah karanlığından iti- baren, saat 9'da Yozgata doğru yola çıkacak olan "İsyancılar" oyununun kadrosuna yolluk (o ödeyebilmenin ça- bası ve telâşı içindeydiler. oSaat 9'a doğru yolluklar hazır edildi, dekorla- rın ve diğer malzemenin arabalara yüklenmesi işi tamamlandı ve sanatçı- ları turneye götürecek otobüs, Genel Müdürlüğün önüne gelip park etti. Saat 9 oldu, 9.30 oldu, 10 oldu, fa- kat. "İsyancılar" kadrosu hareket yeri- ne gelmedi. Kesin hüküm vermek için birkaç saat daha beklemek gerekti Ancak Genel Müdürlüğün önündeki o- tobüs oYozgata hareket edemeyince anlaşıldı ki bu bir isyandır. Meselenin öncesi şöyledir. o Devlet been için, geride bıraktığımız se- münferit başarılarından biri sayılan Recep Bilginerin bu oyununu sahneye koyan Rejisör Ziya Demiel, bundan birbuçuk, iki ay önce Genel Müdür Cüneyt Gökçere, "İsyancılar" ın yaz aylarında Anadoluya götürül- mesinin faydalı olacağını söyledi. De- mirelin gerekçesi, oyunun konu bakı- mından tam Anadoluda gösterilecek nitelkite oluşuydu. Fakat Gökçer -her 28 YAT RO Demirelle aynı görüşü paylaşmadı ve teklifi (o-aşağı yukarı- reddetti. oPolitikacılarla ve (o bilhassa AP'lilerle kuvvetli ilişkiler kurduğu bi- linen Ziya Demirel, red cevabı ile ge- ri çekilmedi, aksine, meseleyi bir kuv- vet gösterisi haline sokarak Milli Eği- tim Bakam Cihat Bilgehana başvur- du. Bilgehandan bir "Olur" koparınca da iş, oyunun rejisörünün turne prog- ramını o hazırlamasına kaldı. Güney, Kuzey, Doğu ve Batı Anadoluyu içine alan ikibuçuk aylık geniş bir turne ta- sarlıyan Ziya Demirel, programını, Ge nel Müdüre iletilmek üzere, Mayıs orta larında Sekreter Orhan Kuranere ver- di. Bundan sonra oyunun kadrosunu meydana getiren sanatçılar turne ha- zırlıklarına giriştiler. Ama, gün geçti ay geçti, Genel Müdürlük turne hak- kında, teamüle göre onbeş gün önce- den yapılması gereken ilanı bir türlü asmadı ne hikmetse-, Turnenin iptal edildiği kanısı u- yandığı bir sırada, geçen haftanın so- nunda Cuma günü öğleden sonra saat 15.30'da, Genel Müdürlüğün kapısın- daki ilân tahtasına, (o "İsyancılar'ın turneye çıkacağını resmen bildiren ya- zının asıldığı görüldü. İlân büyük hay ret uyandırdı. Çünkü, buna göre, tur- ne onbaş gün sonra değil, sâdece 18 saat sonra başlıyordu. Hem, sanatçı- ların sandığı gibi bütün Anadoluya değil, sadece Doğuya doğru sekiz ile gidilecekti. Sanatçılar "ister inan, ister inan- ma" diyerek haberi birbirlerine iletti- ler. Bu arada "İsyancılar" kadrosun- dan aranıp da bulunamıyanlara ha- beri duyurmak için o gece Tiyatronun arabaları seferber edildi. Haberin veri- liş şekline ve niteliğine, o gece sanat- çılardan birinin evinde misafir olma- sı dolayısıyle tanık olan bir General olay karşısındaki hayretini gizleyeme- yerek: "— Bu ne biçim iş! Biz askeriz, ye kat seferberliği bile en az 24 saat Ö ceden ilân ederiz ki subaylar hazır. lıklarını, yapsınlar. aileleriyle vedalaş- sınlar" demekten kendini alamadı. İşte, Devlet oTiyatrosundaki isyan bu şartlar altında patlak verdi. Aslında, huzursuzluğun uzun bir ön cesi vardır. Fakat bu son gelişme bar- dağı taşıran damla olmuştur. Şahsına yönelen bu hareket kar- şısında telaşa düşen Genel Müdür Cü- neyt Gökcer, o gün derhal Milli Eği- tim Bakanlığı Müsteşarı Nuri Koda- manoğluna koştu. Kodamanoğlunun Manken Kaçmaz makamından, Ankara dışında bulunan Bakan Cihat Bilgehanla konuşuldu, meselenin önemi anlatıldı. o Bilge- han, kurnazca bir üslüpla, İsyancıla- rın derhal turneye çıkmaları gerekti- ğini, turnenin son şekli hakkında An- karaya dönünce bir karar vereceğini söyledi. Sekiz ile indirilen oturnenin, kendi isteklerine öre, Bakan tara- fından uzatılması ihtimalinin belirdi- ğini gören sanatçılar Pazar günü yola çıktılar. Böylece, mesele halledilme- miş, sadece palyatif bir çare ile geçiş- tirilmiş oldu Kıyamet neden kopar? İşi, isyana kadar götüren sebeplerden biri, Genel Müdürün "İsyancılar" oyunu için tasarlanan geniş turneye "mali mülâhazalar"la itiraz etmiş ol- masıdır. Son "Vanya Dayı" macera- sından sonra Genel Müdürün böyle bir gerekçeyi ortaya atabilmesi oOhem büyük hayret uyandırmış, hem de Ti- yatrodakilerin kanlarının beyinlerine sıçramasına sebep olmuştur. Gerçek- AKİS, 12 HAZİRAN 1965