Bella dahi bulunmaktadır. Ancak bu grup da ikiye bölünmüştür. Arap dün- yası co-existence tezini benimsemekle beraber, Nasır başkanlığında müşterek bir politika taraftarıdır, arap sosyaliz- mini savunmaktadır. Bunlar, sadece ilk bakışta müşahede edilen bölünme- lerdir. Teferruattan sayılan bir Keş- mir meselesi, -İsraile karşı tutumda birleşmekle beraber- İsraill tanıyan Almanyaya karşı izlenecek politikada bir türlü birleşemiyen arap âlemi, Çombenin toplantıya katılıp katılma- ması. Güney Vietnamın konferansta temsil edilip oedilmiyeceği, Rusya ve Malezyanın durumları vs., daha top- lantının başında patlıyacak ihtilâf- lardan sadece birkaçıdır. Ankarada Çalışma Grupu tarafın- dan bu meseleler tek tek, teferruatları ile incelenmektedir. Petrol Başlayan kavga Haftanın başındaki Pazar akşamı, İş Bankasının Yenişehir Şubesi önü- ne sıralanmış, yaşları 15-20 arası, te- miz giyimli bir grup genç, ellerinde tuttukları, Kurtuluş Savaşının meş- hur sloganı "Kuvayı (o Milliyeyi baş- lık almış bir gazeteyi satıyorlardı: — Her şeyden önce Türkiye! Ku- va-i Milliye!." "— Milliyetçilerin gazetesi: Milliye!." "— Viski içip sosyalizm edebiyatı yapan solcuların içyüzünü yazıyor: Kuva-i Milliye!. "— Kahrolsun komünizm! Milliye.." Bu dört slogandan sonra, grupta- ki kısa saçlı, amerikan giyimli, göm- lek yakasının uçları "Manhattan" ti- pi düğmeli bir genç, peryodik olarak, hançeresinin bütün gücü üe haykırı- yordu: Kuva-1 Kuva-i "— Petrol savaşında solcuların oy- namak istedikleri oyunu yazıyor! Ku- va-i Milliye!.." Birkaç yıldanberi Başkentin siyasi tansiyonunun bir aynası olma niteliği- ni kazanan Atatürk Bulvarından ge- çen Ankaralılar ise yeni yeni alışma- ga başladıkları -Bulvarda aynı şekilde gazete satan bir de Dönüşümcüler vardır ki, bunlar da petrol savaşın da amerikan emperyalizminin oyunla rından bahstmektedirler- bu garip ga- zete dağıtıcılarını merakla seyrediyor sonra yollarına gidiyorlardı. e Onların yerini başkaları alıyordu. Gazete satan üniversiteli gençlerin hemen önünde uzun süre duran, bir sade vatandaş AKİS, 12 HAZİRAN 1965 YURTTA OLUP BİTENLER Kulağa Küpe.. Ne ise, Atatürk de mandacı oldu ve bitti! Türkiyede çok kimse, bütün Milli mücadeleyi yapanlardan sonra Ata- ürkün ne zaman "mandacılık'la suçlandırılacağını bekliyordu. Ne ise, Allah o günü de gösterdi! A.P.'nin muteber olgunlarından Zafere göre Atatürkün kendisi bile, Mili Mücadeleden evwvel amerikan mandasına taraftar değil miymiş! Amerikan mandasına taraftar bir Atatürk, bir İnönü niçin bunca tehli- keyi göze alıp mücadeleye atılmışlardır, bilmek imkânı yoktur ama A.P. organına göre bunların ikisi de amerikan mandacısıdır. Aksi istikamette düşünenler ise sadece iki kişiymiş: Kazım Karabe- kir ve yâr-ı vefakârı Fatin Hoca, Hani, yıldızlatın seyircisi Fatin Hoca.. İnsanın, Atatürk ve İnönünün amerikan mandacılığıyla suçlanmasın- dan sonra söyleyecek tek bir şeyi kalıyor: "— o Pes!" bilhassa dikkati çekiyordu. Kahveren- gi elbiseli, kahverengi okasketli, orta yaşlı bu vatandaş, boynunu bir yana eğmiş, ağırlığını sol ayağına vermiş, bir yandan gençlerin sloganlarını tek- rarlıyor, bir yandan da bu sloganlara sağ ayağını yere vurarak, âdeta vecd halinde tempo tutuyordu. Gençler bağıryorlardı: "— Kahrolsun komünizm! Milliye!" Vatandaş tekrarlıyordu: — Kahrolsun komünizm!" Gençler bağırıyorlardı: — Her şeyden önce Türkiye! Ku- va-i Milliye.." Vatandaş tekrarlıyordu: — Yaşasın Türkiye!.." e amerikan kılıklı genç hay- kırıyor Kuva-i Petrol savaşında solcuların oy- Hasan Işık Paçalar sıvanırken namak ea oyunu yazıyor: Ku- va-i Milliye!.." Ama meli bu defa sloganı ay- nen tekrarlamıyordu. O, kendine göre bir başka şarkı tutturmuştu: "— Ne yapalım? Mum yakarız, çı- ra yakarız. Hep gaz kullanmadık ya.." Olay, Sokaktaki Adamın mantığını ve hislerini göstermek bakımından son derece ilgi çekicidir. Kahverengi elbi- seli, kahverengi kasketli vatandaş, "Kuva-i Milliye"cileri olduğu kadar, “Dönüşüm"cüleri de dinlemiş ve be- yinciği epeyce karışmıştır. Bir yandan eden "Kuva-i Milliye"çilerin işlediği te manın tam tersine, petrolün millileş- tirilmesini isteyen diğer bir ucun, Dö- nüşümcülerin şarkısını mırıldanmak- tadır. Atatürk Bulvarında, "Madanoğlu ir anlatıyor", "amerikan çikleti" Zeki Mürenin en son sarkıları" çığ- lıklarını o bastıran Dönüşümcülerin “Kahrolsun oemperyalizm!", Milliyecilerin ise kalar gibi gittikçe dalgası Kızılaydan bütün yayılmaktadır.. Türkiyeye İşte, meselenin zararlı olan yönü de budur. Zira petrol Türkiyenin ha- yati önemde problemlerinden biridir ve his plâtformundan kesin olarak u- zak tutulması gerekmektedir. Ama öy le olmamakta, sağduyu ile mütalea e- dilerek bir karara varılma niteliğini kaybetmekte, iki ucun birbirlerini yıp- 11